Helena
Gözlerim ağlamaktan şişmiş, hattâ zayıflamıştım.
Bir parça kahvaltı ve atıştırma ile ölmemek için günümü geçiştiriyordum.
Onun bıraktığı morluklar ve ısırık izleri, aşk ısırıklarının izleri neredeyse tamamen geçmişti.
Dudaklarım,ruhum,kalbim kısacası tüm benliğim onu arıyordu. Aklım karmakarış ve kalbim paramparça bir halde oturma odasının yerinde oturuyordum.
Dizlerimi karnıma çekmiş, telefonun bitmek bilmeyen çalma sesleri kulağımda bekliyordum.
Ne telefonlarıma cıkıyordu ne derin yüzlerce cevapsız aramaya geri dönüş yapıyordu.
Henry'nin toparlanıp gidişinin ardından bir hafta geçmiş ve ben halâ onun arkasından ağlıyordum.
Neden yaptın bunu bize ?
Aşk beni en kolay haliyle kucaklamış, en zor haliyle terk etmeye çalışıyordu.
Can çekişen kalbim, kokusu ve gözlerine bağımlı bilincim.
İki kez suitine gidip kapıyı yalvararak çalmıştım.
"Rahatsız etmeyin." yazan kağıdı her gördüğümde , hangi şıllık ile kahkaha atıyor diye paranoyaklık yapan hallerim. Beni mahvetmişti.
Aşkımı kullanarak beni becerip bir kenara bıraksada onu mumla arıyor ve yalvarıyordum kapısının önünde.
Ağlamalarımı duyan otel sakinleri sadece üzülüp, halimi gördükleri için bana bir kelime edemiyorlardı.
Tek bir kanadım kalmamıştı kırılacak. Kimse eziyet etmek istemezken, aşık olduğum adam beni zindanlarımda cürümeye terk etmişti.
Hayır..Tanrım. Sana aşığım. Sana muhtacım. Seni o kadar çok özledim ki.
Seni beklemekten hiç vazgecmedim. Ben. Vazgeçemem ki ?
Acınacak hâldeyim, dön geri. Neden sesini, kokunu esirgersin ki.
Ne yaptım ben sana ki sen bunu reva gördün bana?
Hıckırıklarım sıkışan göğsümü sarsarken, parmaklarımla öptüğü , sahip olduğu dudaklarıma dokundum.
Tadın halâ dudaklarımda sevgilim.
Ellerimi karnıma bastırmış sanki zehirlenmiş bir hasta gibi kan kusarcasına ağlıyordum. Titreyen çenem, kirmızı gözlerim.
Gücte olsa, üzerime siyah kayık yaka yarım kollu bir bluz ve dar kesim siyah uzun etek giydim.
Aynadaki bitkin kadını güzelleştirmek için bir miktar kapatıcı ve ruj uyguladım.
Kimi kandırıyorsun.
İçler acısı.
Siyah sandaletlerimi giyip, şarap rengi tote çantamı omzuma taktm.
Olan tüm paramı ve telefonumu, anahtarlarımı cantama tıktım.
Eve son kez bir bakış atıp, koridordaki küçük çekçekli valizimi sürükleyerek dairemi terk ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
Roman d'amourSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...