Helena
"Dokunma bana. Sakın ! Seni görmek bir işkence zaten."
Sesim çatallıydı. Onu özlüyordum. Çok.
Kapıyı açmak için kolunu olan gücümle çektim.
" Bana güvenmiyorsan! Tanrı aşkına Helen! Sana herşeyi anlattım.."
Katlanamıyordum. Ona her baktığımda ölmektense , korkak gibi tıpkı bir korkak gibi kaçabilirdim. Cesaretimi kaybetmiş, onu Lindsay'e ellerimle teslim ediyordum.
Gözyaşlarım akmaya başladı. Zor olacaktı.
Kapıyı açıldığı gibi yerine oturtan Henry, bir diğer eli ile dirseğii kavradı ve kendine gel çağrısı için sarstı.
" Hiçbir yere gidemezsin."
Bırak gideyim. Lütfen.
Gürleyen sesi tenimde ürpertiler bırakırken, yoğun havayı titretiyordu. Tam arkamda köpüren bir volkan vardı.
" Uzak dur benden!"
Titreyen sesime güvenemiyordum. dudaklarımı birbirine bastırmış, hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Sadece seni görmeye tahammül edemiyorum. Aşk beni öldürecekti. Gitmem gerek. Hemen.
Kendi suçuydu.. Bu kadar zorlaştıran kendisiydi. Beni aldatanda kendisiydi.
" Sana sahibim, karnındakine sahibim. Hangi cehenneme gittiğini sanıyorsun Helen?"
Beni yüzüne bakabilmem için sırtımı kapıya dayanık hale getirdi. Sert hareketleri canımı yakarken gözyaşlarım akmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
RomanceSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...