Henry
Suitin kapısını açtığımda , ciğerlerim lezzetli vanilya kokusunu içine çekti.
Karanlıkta tökezleyerek banyoya doğru ilerledim, en müstehcen küfürleri çarptığım pufa savurdum.
Mermer zemindeki pudra rengi iç çamaşırları yerde özensizce saçılı duruyordu.
Onlara istemeden de olsa alkolün- yedi shot Olmeca'dan sonra normaldi- etkisiyle basarak, küvetin içine sert bir hareketle sırtımı fayanslara yaslanacak şekilde yerleştim, duş fıskiyesini açtım. Helena. Küçük şey.
Uyuyor olmalıydı.
Hayır onunla uğraşamazsın şimdi. İç sesim onun kadar asi olmasada asiydi.
Buz gibi diye mırıldandım. Su ciğerlerim ve bedenimdeki yangını katlanılabilecek dereceye indirgiyordu.
Henüz 2. günümüzde, çetin ceviz olan kaltaklar adlı listemi dolduran hatunlardan birisi olmayan bu kıza takıntılıydım.
Farklıydı. Çok farklı, vahşi ama masum. Çıplak küçük ayaklarının sesini duydum. Beni hissetmişti.
Aynı şekilde, benim onu her an içimde hissettiğim gibi.
************************************************
Helena
Darmadağın ve içimi eritecek kadar seksiydi.
Ürkek adımlarla banyo kapısinı araladım, saçları ıslak ve dağılmıştı, elleri küvetin her iki yanından sarkıyordu.
Ah. Müthiş tehlikeli ve kartalinki kadar donuk bakışları beni izleyerek takip ediyordu. Ellerimle bornozumun kuşağını sıktım, terlemiştim uyurken. Gürültülerin neden çıktiğını anlıyordum.
Ağır naneli, bir alkol kokusu yayılmıştı içeri. Yana doğru yürüdüm gözleri beni izlerken.
Ellerinin parmaklarını kıpırdatıyordu. Gergin gibiydi.
Ürkmüyorum diyerek kendimi kandıramazdım. Tedirgindim şuan.
Sol elini saçına götürdü ve bir tutamı kaşlarının üzerinden yavaşça çekti,
Ağzimı bir şeyler söylemek için açtığımda, ayagıma batan bir şey sızlanmama neden oldu. Yere eğilip ayağımın altındaki sudyen ve külotumu alırken gözlerine bakamadim, arkamı dönerken fısıldayan alaycı ve bariton kalın sesini duydum.
" Çırılçıplaksın." Kaşlarım istem dışı çatılmıştı.
" Sarhoşsun. Ve.. Ayrıca bornozum üzerimde."
Kızarıklık elmacık kemiklerime kadar ulaştı. Gözlerimi hızla kırpıştırıyordum. Bu otel odası, çok tehlikeliydi.
" Ayık olduğumda da aynı haltsın." diye fısıldadı. Gözleri donuk ve acımasızdı. Mavi buzullar diye mırıldandım.Tüylerim diken diken oldu bir anda enseme iğneler batıyordu.
Soğuk ve sicak diye düşündüm. Bana öfkeli miydi ?
Reddedilen ve korkan bendim, yüce isa aşkına.. Kaşlarını bıkkınlık içerisinde kaldırdı.
" Bornozun engel teşkil etmiyor. Halâ.." Ah hayır, böyle konuşma.
. "Çıplaklıgını görebiliyorum. Sıcaklığın..Sen. Ben." Homurdanarak bu gecenin son sözlerini söyledi.
Ahlaksızca sözlerini bornozumun yakalarını kapatmaya çalışarak duymazdan geldim.
Histerik, kaba bir kahkaha ile boğulurcasına gülmeye başladı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
RomanceSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...