Helena
Valizimi otelde bırakmama rağmen Bay Vernon, en kısa sürede geri göndermişti.
Aptallıklarım saymayla bitmeyecek kadar çoktu. Dairenin kapısını açtığımda gözlerim şaşkınlıkla kısıldı.
Bu da neyin nesi böyle ?
Elime aldığım paket, kapımın altından giremeyecek kadar kalındı.
Lindsay'in yazısı gözüme çarptığında bir nebze rahatladım.
Kapıyı kapatmıs, kendime bir kadeh pembe şarap koyarak koltuğa yerleşmistim.
Paketin içinden çıkanlar.. Lanet olsun. Hayır! Paketi ve içinden çıkanı yere tiksinti ile attım. Buna nasıl cüret etmişti! Bu da ne demekti! Gözlerimi dolan yaşlardan kurtulmak için art arda kırpıstırırken, zarfın içindeki kağıdı almak için egildim. Yazanlar beni benden almıştı. Bunu haketmedim. Ben..beni nasıl aldatırdı? Yazılanlar aklımda yankılanıyordu.
"Taşınıyorum tatlım ve senin şu sadık sevgilinin benimle yatakta gecirdiği haftaların kanıtını sana vermeyi uygun gördüm. Sen özel degildin. Hiçbirimiz değildik. Sürtük."
Hasta! Delirmiş olmalıydı. Ellerim öfkeden ve adatılmışlık ile tir tir titrerken, ondan nefret edebilecegim icin seviniyordum.
Adi herif..it herif..namussuz adam. Paketten çıkan yazı ve prezervatifi çöpe attım ve duşa girdim.
Tek eslilik mi demişti ? Siktir. Evet. Sakin olmak zorundayım.
Kafa derimi uyuşturacak kadar soğuk suyun altındaydım. Küveti, duş olarak kullanıyordum.
Bu kadar bıkkın ve çaresizdim. Depresyona girmeye hiç mi hiç niyetim yoktu.
Sadece ona ulaşmak istiyordum ve onu bulana dek öfke kontrolümü sağlamalıydım.
Aksi takdirde iliskiyi bırak, iki kelime edemezdim. Zayıf ve çocuk gibi hissettiriyordu bana. Ama koruyucu ve sabitti.
Seni becerip terk ederken, pek sabit değildi! Yüce İsa! Çıldırdın mı sen Helena!
İç sesimi duymazlıktan gelemezdim..Haketmedigim herşeyi bana yaşattın.
Beni aldın ve bıraktın, bir veda dahi etmeden adi bir itoğlu gibi uzaklaştın.
Senin aşkından nefret ediyorum. Seni delice sevmekten nefret ediyorum.
Seni seviyorum.
Telefonun ısrarla çalmasına kulak kesildim ve iç çamaşırlarımı giydikten sonra telefondaki ses bana tamamen yabancı biriydi ve kim olduğunu o anda anladım.
"Bayan Steinberg ? Rahatsız etmemişimdir umarım.."
Tatlı ama erkeksi sesi ile su yakın arkadaş olmalıydı bu.
"Ben. Ah, pardon. Luka Daniil Antonievich, sizinle temasa geçmemi Bay Vernon istedi."
"Imm, ben. Evet Luke. Şey. Bay Antonivich ?"
" Ah, bayan. Biliyorum bir İngiliz olarak can çekisiyorsunuz, şu Rusça dili yüzünden."
O kadar huzuruma verici ki diye düşünüyordum. Henry gibi domuz değil. Ve seni aradı şapşal.
Ne kadar da neşeli ama..
"Harekete geçtimi bildirmek için sizi aramayı ben istedim. Bay Vernon , yakınımdır. Ve Henry. Bu konuyu , gece yapacağınız yolculuktan sonra yüzyüze konuşalım isterim."
"Ne uçuş-"
Tanrı aşkına. Ciddi olamaz. Bu da neydi böyle.
Çok azla..ilgili . İstediğim ilgi değil miydi ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
RomanceSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...