Helena
Çalınan korna sesiyle irkildim ve pencereye doğru heyecanla atıldım.
Siyah Mercedes Clk kapının önünde beni bekliyorken, şöför usulca süzülerek arabadan güvenlik görevlisi ile haşır neşir oldular.
Logan'dı bu. Şu gizemli ajan tarzı takınan yakışıklı ama güven verici adam.
Henry bizzat gelmemişti tabiki de.
Bunu düşünürken, minik dore rengi çantamı alarak pudra rengi sandaletlerimin tokalarını tutturdum.
Aynaya son bir bakış atıp, merdivenlere yöneldim.
Asansör aklımdan tamamen uçup gitmişti bile.
Heyecan damarlarımda sızlıyordu, akıyordu.
Mercedes'in yanında rahat bir tavırla muhabbet etmekte olan Logan'a baktığımda dudakları muzip bir ifade ile kıvrılmıştı.
Ne ? Sende mi Brütüs ?
Kızarıklık alev alev yayılıyordu kulaklarımdan yanaklarıma doğru.
Başımla selâm verip, açık olan kapıdan içeri süzüldüm, koltuğa yerleştiğime şükrediyordum, bu kadar karanlık bir arabada.
Işıklar Logan tarafından kapatılan kapı ile yanmadan önce Lindsay'in koridorundan yayılan o tanıdık kokuyu duyar gibi oldum.
Hayır bu farklıydı. Erkeksi ve otoriter, asla çapkın ve hercai değildi.
Işıklar yandığında ellerim elbisemin eteklerini çekistirdiği için sadece koltukta elbisemin aynı renk kumaşını görünce kalbim teklemişti.
Nasıl ? Olabilir bu ?
Gözlerimi kırpıştırarak ona bakmaya çalıştığımda bir çift solgun gül pembesi dudaklar dudaklarımı sabırsız bir tavırla buldu.
Kokusu ciğerlerimi yakarken, utanarak ellerimi koltuğun döşemesinden pantolonunun kaygan kumaşına koydum.
Dudakları kıpırdamama izin vermiyorken kararlılığı utanmama neden oluyordu.
Bu adam bu kadar kesin bir ruh haline bürünmüşken ben nasıl hareket edeceğimi bilemiyordu.
Gırtlağından çıkan kısık sesli bir homurtuyla, ellerimi avuçlarına aldı. Kendini aniden geri çekerken gözleri arayan bir ifadeyle kapalı gözlerimi açtığımda beni izliyordu.
Dudağımdaki pembe ruju başparmağıyla silerek " Merhaba" diye takıldı bana.
İçimin ısındığını hissediyordum, yavaş yavaş eriyebilirdim bu gece.
"M-merhaba sana da.." Ellerimi ovalayan ellerinin ,ellerimi hapsettiğinin henüz yeni farkına varmıştım.
Tutsaklık diye mırıldandım.
Tekrar eğilip bana doğru yaklaştığında kalbimin atışlarını o dahil şoför de duyabilirdi. Pis pis sırıtıyordu piç!
Bay çok bilmiş. Benimle oyuncak gibi oynuyordu. Tüm içgüdülerimi kenara atıp, pençelerimi çıkarmıştım resmen.
Gözlerimi kırpıştırırken, başparmağı ile ağzımın köşesinde rujumdan geri kalanı temizledi.
"Böylesi daha güzel." Takdir dolu bir sesle, tekrar sakinleştim ve arabaa hareket etmesi için emir verdi.
O hep emrederdi. İlk gördüğüm andan itibaren.
Hiç normal bir davranışı olmuş muydu ki ! İç sesim sürtük gibi cırlayarak yine benim tepemi attırıyordu. Klasik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
RomanceSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...