Henry David
Suitimin duvarları inlemelerle yankılanıyordu, sol elimi oyuncağımın bakır rengi saçlarına doladım. Çekerek ritmimi artırdım.
Gevşekti. Hazzı nasıl vereceğini biliyordu.
"Henry.." derken zevk iniltileri eşliğinde elleri çarşaf sıkıyordu.
" Adımı ağzına alma, sadece aletim ağzına layık." nefes nefese sözcükleri tek tek söyledim. Acı verici bir şekilde kalçasını sağ elimle şaplaklarken, küfürler savurup onu daha sert becermem için köpek gibi yalvarıyordu.
" İşini yap!" Saçlarımdaki elimi hoyratça sıkıp onu otrur vaziyette kucağıma , göğsüme sırtını dayadım. Kalçalarını hızla indirip kaldırarak kendini düzmeye başladı.
İşe yaramıyordu. Helena!
Birinci sınıf bir oyuncağın onu biraz olsun düşünmememe faydası olmuyordu.
Kahretsin.. Masum Helen benimle olmanın yükünü nasıl gögüsleyecekti? İmkansızdı. Siktir. Lanet orospu! Zevk alamıyorum. Cinsel hayatım söndü!
" Bana onu hissettirebilir misin? Hayır! sesim öfkeden ziyade intikam dolu çıkmıştı.
"
Seni becerirken onu düşünüyorum, kaltak.. Duydun mu ?" Sert ve acımasız darbelerle düzüyordum. İtaat edip " Evet, evet duydum! Yüzüme vurma, lütfen" Biliyordu olacakları.
Her ay onu bir kez çağırıyor ve işimi bitirince, o daha giyinemeden odadan kovuyordum.
"Evet! Sen bir hiçsin." Ellerimi boğazına sarıp sıkmaya başladım, nefessiz kalana dek daha da sert sıktım, bir yandan düzüşüyorduk.
İnleyerek kıpırdamadan cezasını çekiyordu.
Benim boktan karakterim tüm vahşetimi ona kusuyordu. Ellerime ıslaklıklar değiyordu,gözlerinden yaşları akmaya başlamıştı.
" Bir bakireyi nasıl ikna edebilirdim? Söyle!"..Ah. Siktir.. Gelmek üzereydim. Onu ters düz edip altımda yatar hale getirdim. Üzerine tek hamlede abanıp, bacaklarını açtırdım.
Zevk havuzunda yüzüyordu. Onun içinde olmak benim umrumda değildi.
Homurdanarak, ritmimi öldūrücü darbelerle artırdım, hızlandım.
Hızlı, hızlı. Daha hızlı.
Lanet olsun sana Helena!
Sağ elimin parmaklarını yanaklarına gömdüm, yüzümü onun yüzünün hizasına getirdim, kan çanağı gibi yeşil gözlerine baktım. İnlemekten başka bir halt edemezdi.
Diğer elimin işaret ve orta parmağını ağzına hoyratça sokup, acı verecek şekilde düzmeye başladım.
" Sahip olamadım! Ona kıyamadım! Sözcüklerım bittiğinde, kaltağın yüzüne tükürerek düzmeye devam ettim. Kaba bir şekilde tükürüyordum her boktan itiraflarımdan sonra.
Nihayetinde içine boşalırken, göğsümden hayvani sesler ve onun tatlı adı çıktı.
Yükümü boşalttığımda yüzüne en sert tokatlarımı attım. Tekrar tekrar tükürerek. İşimi bitirdim. Yataktan duvara savururken onu, bana yalvarıyordu. Canın cehenneme.
Merhamet yok! Bende kalp yok!
Acı çekeceksin. Gerçek olan o.
Duvara yüzünü ve kafasını çarparken, en müstahcen küfürler, kükreyen ses tonumla dışarı yayılıyordu. Lanetli donmuş kalbimden.
Saçlarını çekip, ağzına bir tokat indirdim ve yere fırlattım onu kolayca.
Emekleyerek kıyafetlerini alıp diğer odaya kaçtı.Ağlaması sinirimi bozuyordu. Kancık.
Komodinden, üç bin dolar destesini çıkarip, yatak odamın ortasına fırlattım.
3 günün ardından beklediğim tatmine ulaştım gülümsemesiyle, siyah baksırımı giyip, beyaz gömleğimi önlerini iliklemeden öylece sırtıma geçirdim, viski şisesini kapıp balkon korkuluklarına yaslanarak şehri izlemeye başladım. Ilık hava mmm.
Derin bir nefes alırken,
"Sabah sporu." diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)
RomanceSevgi. Değerli oldugunu hissetmektir ,her varlığın hakettiğidir. Bağımlılıktı, o uyuşturucuydu. Gözlerim yanıyordu, akan gözyaşları,görüş alanımın içine ediyor. Aynadaki görüntüm.. Büsbütün yabacı. Bedenimden tiksinircesine aynadaki aksimi izledim...