Öfke kontrolü.

6.7K 105 11
                                    

Bana sahiplenircesine dayanan bedeni, içimdeki tüm duyguların yeniden yeşermesini sağladı.

Kalbim sıkışıyordu.

" Sana tapıyorum, seni her dakika istiyorum ama o saflıkta değil Helen. Bunu benden bekleme. Ben boktan herifin tekiyken bunu yapamam. Beni terk edersen aynı tek gecelik ilişkilerime döner ve o lanet kondomlarla.. O fahişelerde seni ararım. Suitimde o yaptığım itlik yüzünden köpekler kadar pişmanım. Seni başka bedenlerde aradım. Ve evet aradım. Aradım da bulamadım . Lin-"

Gözlerimi gözlerinden kaçırdım ve elini tekrar bularak öptüm, avucuna ıslak bir öpücük kondurdum.

Benim.. Benim tek ailem. Benim son aşkım.

Bana ne yaparsa yapsın, pişman oluyor ve kendini küçülterek özür diliyordu. Benim gibi vasat bir kadına bağışlanmak için yalvarıyordu.

" Şişşş... ağlama Helen. Bunu kaldıramam."

Onu o kadar çok seviyordum ki , dün gece yaptığı hayvanlığı nasıl da unutmaya yüz tutmuştum.

Arka planda onun devasa ses sisteminde çalan Phantom of the Opera'nın sözleri gibi . "My power over you, grows stronger yet"

Benim üzerimdeki hakimiyeti had safhada ve korkutucuydu.

Nedendir bilemem bu bir muamma, ondan bazen tiksiniyor bazı da tapıyordum ona ve içinde gizlediği canavardan uzakken o.

Kulaklarıma dolan hamilelik sözleri ve benden bir parça istemesi beni adetâ buharlaşıp uçuracak kadar etkilemişti.

Gözyaşlarımı tek tek öptü. Beni kendine döndürdüğünü bile farketmemiştim.

Dudakları.. Sert ve şefkatle baştan aşağı yıkanmıştı.

Hıçkırarak ağlamak ve neden bu kadar geç kaldığını haykırmak istiyordum ona! Sesim cılız ve fısıltı halinde çıkınca daha çok bir yakarışa benzedi.

" Neden! Neden bu kadar geç kaldın!"

O okyanuslar kadar derin ve güzel gözleri, harikulâde mavisi ile faltaşı gibi açıldı. Nefesi kesilmiş ayrıca gözleri dolmuştu.

" Keşke, bu iğrenç yaşantımı sana bulaştırmasaydım."

Ne saçmalıyordu. O olmadan ne yapabilirim ? Düşünmek dahi...

Morfinsiz ameliyat gibi.

Duygusallığım ve arzularım doruktaydı.

Derin bir nefes aldı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. O ölüyordu. O nefesimizin karışması ve bir olup bir daha asla ayrılmaması için beni tutkuya öpüyordu. Buram buram aşktık.

"Beni öldür. Ama beni terk etme. Bana sana benzeyen bebekler vereceksin Helen. İşte o zaman gidem-"

Ellerim beline dolaşmıştı. Sözler tükenmiş ve anlamsızdı artık.

Dudaklarını emerek, biraz olsun hakimiyeti ele geçirdim. O ise her zaman ki hoyratlığıyla alt dudağımı dişledi ve eller bacaklarımın arasına o mahrem girişe dayandı.

Dudaklarını bir anlık benimkilerden ayırarak tısladı.

" Senin olan herşey bebeğim. Hepsi benim."

Dudaklarını dudaklarımla esir aldım. Başım dönüyor ve damarlarımla adrenalin dolanıyordu.

Ağzının içine inleyerek ellerini elbisemin altına keşfe davet ettim.

Şuan ıslak ve hazırdım. Evlâdımın olmasını istiyor ve daha mükemmel birşey olamayacağını hayal ederek şuan ki anı kutluyordum. Pantolonunun ağına inen o titrek elimle. Onu avuçladığımda homurdandı.

Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin