Fedakârlık.

7.1K 83 4
                                    

Henry

Avcuma değen sıcak teni, aralanmış dolgun pembe dudakları, ateşli ama yetersiz bir düzüşmemizle diş izleri taşıyordu.

Nefes alış verişleri kedi mırıltılarına benzer cennete ait bir tını ile kulaklarımı dolduruyordu.

Afroditi, Truvalı Helen'i andıran bu meleği haketmek için ne yaptın?

Ne halt etmeye sahiplendin.

Tadına varmak, keşfetmek, fethetmek vs. vs. zırvalamayı kes Henry.

Küfürler savurarak, dayandığım dirsegimden ağırlıgımı alıp yatakta dogrularak oturdum.

Tüm ickilerden daha illegal ve sarhoş edici, Helena.

.Dik ve dolgun göğüslerindeki lezzetli pembe halkalar ve uçları. Geceyarısı hayvan ya da vampir gibi tadına baktığım gögüsleri, krem rengi südyenden dışarı fırlamıştı.

Toplanarak bacaklarına dolanan kırmızı çarşaf onu bayrak misali sarmalamıştı.İçine gömüldüğüm anlar- siktir. Zevkle inleyişleri, bana göre pldukča narin bedeninin bedenimle sarmaş dolaş oluşu , o benim. Benimdi. Şimdi ne değişti.

Melek ve şeytan. Yasak.

Saclarımdan gecirdiğim parmaklarını çatırdatmamaya çalışıyordum.

Onunla yüzleşmek istemiyor hatta şuan yüzünden bakmamalıydım.

Nefis. Nefis bir şölensin Helena. Uysal, seksi, masum. En kötüsü de günahtan uzak safsın. Ve seni kirletmeye yeterince hevesliyim.

Sevgi değildi . Eminim, ben sevemezdim. Sadece sahip olmak ve hükmetmekti. Uzun bir süre onu gözlerimle süzdükten sonra, içimdeki sesler beni rahatsız edecektim derecede suçlu kılıyordu.

Başıma giren ağrı ile onu uyandırmamaya özen göstererek yataktan çıktım ve baksırımı gece arsızca fırlatıp attığım yerden alarak üzerime giydim.

Neden bu kadar zor olmak zorunda. Kendimle aynı halttan yoğurulmuş karaktere sahip bir şeytan bulup düzüşmüyordum da.

Tanrı aşkına. Tenini harita gibi, pürüzsüz tenini işaretlemiştim.

Hazine avcısı misali diye mırıldandım.

Göğüs kafesimi sıkıştıran yoğun duygular, düşünceler,suçluluk.

Zevk,seks,şehvet, tamahkârlık, acımasızlık,merhamet yoksunluğu.

Kötülük tohumu.

Yüzümü yıkayarak biraz olsun uzaklaşmak istiyordum buradan.

Ona bakamazdım.

Normal olmak sanki benim için imkansızdı.

Yatakta tüm doğal seksapelitesi ile yatan-

Yatan ne ?

Aynadaki yakışıklı bir bedene bürünmüş ve günahları göz bebeklerinde gömülü olan seytana bakıyordum.

Hangi cehennemden çıkageldin, hangi arafı geçtinde cenneti hakettin.

Sevgili, arkadaş, anlaması zor bir karmaşa.

O senin olamayacak kadar normal.

Onu kendi bok çukurumda boğmak istememeliyim. Buna ne hakkım var.

Ona geceyarısı , ilkel duygularımla yaşattığım sadist- sadist'in s'sini uygulamadın seni şeytan- ve çok dizginlenmiş düzüşme sunmuştum.

Biliyordun. Adın gibi biliyordun.

Yerdeki kıyafetlerimi giyinerek , onun kokusu sinmiş herşeyi, her parçayı .

İçimden uçurumlar birbirinden ayrılırcasına birbirinden uzak ve zıt iki duygu ile onun kokusunu ciğerlerime nakşettim.

Onun yapraklarını yolup, papatya falında seviyor çıkmasına rağmen, onu incitmekten çekinmeliydin.

Üzerine titremeliydin. Siktiriboktan sınırları zorlamak saçmalıklarıyla onu kendine benzetmekte neyin nesiydi.

Kokusu, gülüşü, iç çekişi, inleyişleri..sıcaklıgı..yeterli .

Buraya kadardı. Daha fazla güneşi söndüremeyeceğimi o taş kafama yazmalıydım.

Gözlerim o güzel yüzünü incelerken , tüm bedenim varlıgım muhakemesini sürdürüyordu.

Sen onu haketmiyorsun. Sen olmayan kalbinle onu kendine ait kılamazsın.

Seni aşağılık piç. Bağımlı, saplantılı ve hasta.

Pantolonumun üzerinden , herşeyden, her yaşadığım andan tiksinircesine aletimi her zaman ki düskün rahatına kavuşturdum.

Saat beşe çeyrek vardı.

Ona son kez gözlerimle, sefil bedenimi uzak tutarken veda ettim.

Helena, hoşçakal.

********************

Helena

"Henry.. Henry ?"

Kokusunu bıraktığı yastığına burnumu gömüp onu tüm vucuduma ihtiyacım olan su gibi kana kana içtim.

Yatagın soğuk çarşafı ve boş yeri sabırsız ellerime değdi.

Yastık boştu. O yakışıklı yüzü gözlerim aradı.

"Henry? Henry!"

Buna dayanamam.

Merhaba, lütfen yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyiniz.

Teşekkürler ve ayrıca hikâyeye olan ilgi azaldı gibi.

Yelda Ergün

Tehlikeli Sınırlar (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin