Hikayenin devam etmesini isteyenler için. İkinci sezon gibi düşünebilirsiniz, iyi ki varsınız
İki ay sonra...
Bir yandan çikolata paketimi açmaya çalışırken diğer yandan arabanın penceresinden dışarıyı izliyordum. Kışın geldiğini haber veren sonbaharın o müthiş güzelliği.. Halbuki yaz benim en sevdiğim mevsimdir. Bu görüntü beni yazdan bile soğutuyor.
Antalya'ya 19 km
Az kaldı, diyerek çikolata paketine daha çok yüklendim, ablam yanımda oflayıp duruyordu, annemse ablam ofladıkça arabayı daha hızlı sürüyordu. Üçümüz fazlasıyla keyifsiz bir yol alıyorduk.
"Bu sinirin neden anlamıyorum, zaten üniversiteyi Antalya'da kazandın, seninle geliyoruz ve bence bunun seni mutlu etmesi gerek, İstanbul'a da babana gitmek istediğin zaman gidersin. Nedir derdin?" Dedi annem ablama sıkıntısını dile getirerek
"Ben sadece... Bilmiyorum anne, babamla boşanıyor olmanız hala canımı sıkıyor ayrıca dünyanın en boktan şeyi üniversiteye giderken aileninde seninle gelmiş olması olabilir"
"Böylesi herkes için daha iyi. Tutku sen bu konuda ne düşünüyorsun?"
Cevap vermedim.Bu konuda konuşmamayı artık öğrenmiştim. İlk Antalya'dan eve döndüğümde bu boşanma haberini almıştım. Anlaşamadıklarını biliyordum, ama bunun olacağı aklıma hiç gelmezdi. Ve ilk o zaman susmuştum, özellikle de babamın evden ayrıldığını ve kiracı olduğumuz için evden çıkmamız gerektiğini öğrendiğimde diyecek tek bir kelime bulamamıştım. O günleri biraz olsun atlatmam çok iyi oldu.
Ama neden Antalya? Ablam sırf burayı kazandı diye onunla taa buraya geldik, annem babamı unutmak için yaptı, ablamla olmak için yaptı, teyzemle dertleşmek için... Yani bence öyle. Ama sanki kimse beni düşünmedi. Okulum ne olacaktı, yaşamım, arkadaşlarım.. Yenilerini edinmek fazlasıyla zor olacaktı zaten.
***
"Ablana söyle valiz konusunda biraz yardımcı olabilir" dedi annem bana bakarak, tepki vermeden ablama gidip söyledim.
"Anne artık burada kalacağız yani öyle mi? İki bloklu bir site. Küçük bir havuz. Mükemmel bir öğrenci mekanı" dedi ablam dalga geçerek
"Yeşim Teyzen buranın bize fazlasıyla uygun olacağını söyledi. Hem onlarada beş dakika mesafemiz var. Bence iç açıcı bir yer, çoğu öğrenci burda kaldığı için gurur duyar" annem derin nefes alıp valizleri yüklendi. Bende sırt çantamı ve katlanmış sandalyemi bagajdan çıkarıyordum.Eve girince ilk baktığım yer odam oldu, ablamdan ayrıydı. Beyaz duvarlar, bol yastıklı geniş bir yatak, uzun ince beyaz bir çalışma masası takımı, bir dolap, beyaz perdeler, oval siyah bir halı, bir de ufak bir kitaplık tabi. Arkamızdan gelen kamyondan aldığım kolileri odama getirdim. Burada eksik olan şeyler vardı, beyaz armut koltuğumu kitaplığımın yanına koydum, kitaplığa favori kitaplarımın hepsini dizdim ve tabi olmazsa olmaz olarak altı tane posteri duvara güzelce sıraladım. Masamın önüne de küçük bir pano yerleştirdim.
Panoya not bir, "Hayata yeniden başla, o kadar da kötü olmayabilir"
Panoya not iki, neyse bunu sonra söyleyeceğim
Odama baktım, her şey istediğim gibiydi. Kendimi yatağa atıp uyumaya çalıştım, o kadarda zor olmadı.
***
Süpürgenin sesiyle uyandım ve yatağımdan kalkıp evin her yerini gezdim, sanki yeni değilde yıllardır bu evde oturuyormuş gibi bir his vardı içimde. Annem Pazar temizliğini yapıyor, bende süpürge sesinden dolayı homurdanıyordum, ablamda gün gün yayınlanan o dizisini izliyordu. Birazdan babam gelip kanalı değiştirecek ve gazetesini okurken annemin az önce demlediği ve sürekli fazla kalın olmasından dolayı hayıflandığı bardaklara koyduğu çayı yudumlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...