Arkadaşlar çok özür dilerim, böylesine uzun zaman olacağını tahmin etmezdim. Özledim sizi
Benim için buradaymış...
Saatlerdir yatağıma uzanmış bunu düşünüyordum
"Nedir o suratındaki gülümseme? Aşık mı oluyorsun?" Kıkırdadı, kim olacak Beren(!)
"Ne aşkı ya. Öylesine, mutluyum diyelim"
"Tamam öyle diyelim" dedi manalı manalı
"Beren her şeye burnunu sokmamak konusunda anlaşmıştık"
"Pekala, zaten ben çıkacağım şimdi Bora'yla. Sen ve o aptal gülümsemen yalnızsınız"
Gerçekten neden gülümsüyordum? Ne kadar saçma davranıyorum böyle. Sen git çocuğu götür dünyanın bir ucuna, bin bir çeşit yalan söyle, sonra dönünce sevin. Aferin Tutku, öyle yap!
Hayır bir de nasıl korkuttuysam gelmiş benim için buralara, ama yanıma yaklaşamıyor. Uzaktan uzaktan izliyor.. Plan yapmayı Poyraz'dan öğrenmiştim, süper plan yapardı. E artık benimde kendime göre birkaç planım var! Ne onu korkutacağım, ne yalanımı öğrenecek.
Kalkıp dolabımın karşısına geçtim. Kiminle konuşacağımı iyi biliyordum. Ne giysem, ne giysemm?? Şu saçma hikayemizi türk filminden arındırabilseeem, ne giysem?.. Lalalaa
En son aynada kendime bakıp botlarımı giydim. Ne botu ya? Havada güneş kimseye yer bırakmamış ben bot diyorum deyip çıkardım ve uzun düşüncelerimden sonra bu kotun altına bu olur deyip lacivert ayakkabılarımı giydim. Sonrada yurttan (sonunda) çıktım.
Telefonumu çıkarıp rehberde gezindim
"Alo?"
"Tutku? Ne oldu?"
"Beren'le misin?" Dedim hızlıca, muhtemelen o kaçıkla buluşmuştu
"Evet" dedi Bora
"Tamamdır, siz ikinizle on beş dakika sonra Leo'da buluşalım."
"Leonard kafeden mi bahsediyoruz?"
"Aynen gelebilir misiniz?"
"Geliriz ama ne oldu, önemli bir şey mi var?"
"Evet, hadi" deyip telefonu kapattım ve taksiye atladım
****
"Ne alırdınız?" Dedi masanın kenarında bekleyen garson
"İki arkadaşım daha gelecek" dedim hızlıca
Buna rağmen dibimde duran garson etrafa bir kez daha bakındı, tam o sırada Bora'yla Beren gözüktü. El ele tutuşmuş geliyorlar, insan bir der bu kız yalnız, şimdi yapmayalım bari diye de biz burada Beren ve Bora'dan bahsediyoruz değil mi?
"Selam" dedi bana sarılırken Bora, Beren'le de selamlaştıktan sonra masaya oturduk ve sonunda sabırsızlıkla bekleyen garsona siparişimizi verdik
"Kafana taş düştü sandım" dedi Beren sandelyesinde kıpraşarak
"Yok henüz değil canım" deyip yapmaşık şekilde gülümsedim
"Siz ikiniz atışmadan önce ne olduğunu söyler misin?" Dedi Bora bana dönüp
"Bir planım var" dediğimde ikiside arkasına yaslandı ve 'yine mi?' bakışı fırlattılar
"Neden bu kadar önyargılısınız? Siz değil miydiniz Poyraz'la ayrıldığımda çok üzülen? O kadar konuşmaya çalıştınız falan? Yıllar boyu süren küslüğümüzü bitirdiniz sırf bu konu için? Hatta Poyraz'a yalan söylediğimi bile söylemediniz. Ne oldu şimdi?" Diye devam ederken Beren sözümü kesti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...