21.bölüm: Plan karmaşası

19.3K 538 43
                                    

Hızlıca sınıfa doğru yürüdüm. Merdivenleri çıkarken bacağımın titrediğini hissettim. Demek doğruydu, gözümün içine baka baka eski sevgilisine sarıldı! Beni özlemek istemiyor sanıyordum, yoksa bu kız için mi benimle yürütmeyi istemedi? Ondan nefret ediyorum! Ondan nefret ediyorum! Ondan nefret...

Sınıfa girip çantamı Beren'in yanına attım,
"Ben sana demiştim, onlar hiç unutmadılar birbirini" dedi Beren gülerek
"Beren! Senin Poyraz'dan hoşlandığını biliyorum. Lütfen sus, daha da sinirlenmeyeyim"
Ağzı açık kalmıştı, beni saf biliyor tabi. Demek bir tek Bora kalmıştı güvenilecek. Halbuki son insan...

Ders boyunca Beren bir tek laf söylemedi. Bende düşüncelerimden dersleri dinleyemiyordum zaten. Poyraz sabah gelip benimle çok soğuk konuşmuştu, aslında o ben geldiğimden beri benimle soğuk konuşuyor! Bu kadar nefret edeceği ne yaptım ki ben?

Teneffüste Beren yanıma iyice yaklaştı
"Bak ben Poyraz'ı sevmiyorum... Aslında Deniz benim eskiden çok yakın arkadaşımdı, o zamanlar Poyraz'ı severdim. Deniz ise benim Poyraz'ı sevdiğimi bile bile onunla çıktı. O zamandan beri onunla konuşmuyorum o kadar"
"Ama onların ölümsüz aşkından bahsedip duruyorsun?" Dedim sinirle
"Poyraz'ı kıskanıyorum ama onu sevmiyorum artık. Bak sana yardım edebilirim. Poyraz'ın sana dönmesi için"
"Nasıl olacak o?"
"İstiyor musun onu söyle?"
İstiyor muydum? Bana yaptıklarından sonra... Hayır sadece peşimde sürüklemek istiyordum... Hayır ya her şeyin canı cehenneme,
"istiyorum" dedim
"O zaman okuldan sonra benimle kafede buluş"
"Peki..."

Bahçeye hiç çıkmadığımdan Poyraz'ları da hiç görmedim. Moralim çok bozuktu zaten onu serviste görmek zorunda kalacaktım.

Servise doğru yürüdüm. Poyraz orta sırada oturmuştu, umrumda olmadığını belirtmek için gidip yanına oturdum. Beren serviste yoktu...

"Oturacak başka bir yer yok mu?" Diye sordu bana. Yok artık
"Var ama beni rahatsız etmiyorsun, sen benden rahatsız mı oldun? O kadar mı umrundayım?"
Nergis bana bir 'ne yapıyorsun kızım sen?!' Bakışı attı
"Umrumda olup olmadığından değil de, orası dolu. O yüzden"
"Bana boş gibi geldi" dedim gülümsemeye çalışarak
"Hayır" deyip parmağıyla yanımda ayakta duran kızı gösterdi. Kafamı yavaşça kaldırıp yüzüne baktım, Deniz!

İşte şimdi fena oldu. "Neyse o zaman" deyip kalktım. Nergis'in yanına oturdum.
Nergis bana yine bir bakış attıktan sonra yola koyulduk.

Şimdi asıl soruya geliyoruz; O - KIZIN - POYRAZ'IN - EVİNDE - NE - İŞİ - VAR ?!!

***

O sinirle eve gidip üstümü giyindim sonrada buluşacağımız kafeye doğru gittim.
Beren orada oturuyordu, ama garip olansa yanında Rüzgar da vardı? Gidip oturdum

"Beren bir lavaboya gideceğim, benimle gelir misin?" Dedim hızlıca, kalktık ve kafenin arka tarafına geçtik

"Planı Rüzgar da mı duyacak yani?!!" Dedim hışımla
"Hayır, o planın ta kendisi"
"Ne?" Anlayamıyordum bu kızı
"Rüzgar'la çıkacaksın. En güzel plan bu. Sen Poyraz'ı nasıl kıskanıyorsan o da seni öyle kıskanacak ve sonunda patlamaa! Bom!" Çok zekice bir şey demiş gibi gülmeye başladı, aslında mantıklıydı
"Rüzgar da bunun plan olduğunu bilecek değil mi?" Diye sordum
"Hayır bilmeyecek. O gerçekten çıkıyorsunuz sanacak. Bilse böyle bir şey yapmaz"
"Of pekala... Çok sürmez zaten. Saklıkent te görse bile yeter" dedim heyecanla, içimdeki ses ne saçmalıyorsun sen diyr vicdanıma bağırıp duruyordu, onu duymamazlıktan geldim
"Eh öyle diyelim ayrıca düşünsene, Poyraz'la Rüzgar aynı sınıftalar" dedi
"Rüzgar'ı nasıl ikna edeceğiz?"
"Ben hallettim bile. Seninle konuşacakmış"

İçimde bir heyecan dalgası esti. Sonra birlikte masaya doğru yürüdük, giderken Beren beni kolumdan tutup kendine döndürdü "Bunun bir plan olduğunu ve benim yaptığımı kimseye söylemek yok tamam mı? Ben sana yardımcı olmaya çalışıyorum"
"Tamamdır" deyip masaya gelince oturdum

"Arkadaşlar beni annem aradı, gitmem gerek ama sizin içeceğiniz birazdan gelirmiş. Çok özür dilerim" deyip gitti Beren

İnanamıyorum! Böyle saçma bir bahane olamaz

Rüzgar dönüp bana baktı, tam bir şey diyecekken garson gelip Beren'in benim için istettiğini tahmin ettiğim latte'yi masaya koydu.

"Tutku, bu gün tanıştık ama sen beni önceden de tanıyormuşsun. Hatta açıkçası Beren'in dediğine göre sen benim için gelmişsin bu okula. Keşke söyleseydin, daha önce kimse benim için böyle bir şey yapmıştı" dedi Rüzgar.

İnanamıyorum! Bu nasıl bir yalan! Ah Beren ah, yaktın beni kızım. Neyse şuan yapılacak tek şey hikayeyi devam ettirmek

"Yani evet, bana birini hatırlatıyorsun. Yazın buraya geldiğimde seni görmüştüm, sanki seni daha önceden tanıyormuşum gibiydi... Bilmiyorum ısındım sana" diye en güzelinden yalan attım
"Benden hoşlandın peki neden Poyraz'la çıktın?" Al işte beklenmedik soru
"Ben... Poyraz'la aynı okulda olduğunu duydum, sana yakınlaşmak içindi ama başaramadım. Poyraz'ı da biraz sevmiştim. Sonra ayrıldım ama ondan, burayada senin için geldim"

Lütfen başka soru sormasın artıık!!

Bir anda elimi tuttu! İki avcuyla elimi sardı,
"Ben senin gibi bir kızı hep istemişimdir, seni bırakmam zamanla sana aşık bile olurum belki" gülümsedi, o kadar masumdu ki. Ve bi o kadar da habersiz

Ellerimi geri çektim. Bahane olarak ta numara kaydedeceğimi söyledim. "Kıvırcık" diye kaydettim, saçlarına bayılmıştım zaten.

Bir süre birbirimizi tanıdık. Neredeyse bunun gerçek olduğuna ben bile inanacaktım.

"Nereye?" Diye sordu masadan kalktığımda
"Eve gecikmek istemem" gülümsedim
"Tamamdır seni bırakayım"
"Hayır ne gerek var?"
"Hava kararıyor. Taksiye bineriz işte, hadi gel"
"Sağol çok naziksin"

Nazik mi dedim ben? Bir an kendimi babaannem gibi hissettim

Telefonumu almak istedi bende verdim, "kendimi kıvırcık aşkım olarak kaydediyorum, fazla değişik olsun" güldü "evet orjinalmiş" dedim, eve gidince değiştirmeyi düşünürken.

"Görüşürüz" deyip yanağımdan öptü beni, "iyi geceler"
"Sanada" diyebildim taksiden inerken

Artık bir sevgilim vardı, Poyraz'dan sonra. Bu rolü iyi oynamalıydım.
Poyraz'dan sonra ilk kez yanağımı öpen kişiyle...

Sabah uyanıp okula gitmek için servise bindim. Poyraz'ın yanı yine boştu, bu sefer Beren'in yanına oturdum. Poyraz'ın nedense sırıttığını farkettim.

Yol boyunca Beren'le öylesine konuşuyorduk, Poyraz da yanında oturan çocukla kahkahalara boğuluyordu. Neye gülüyorlardı ki?

Nergis en önde oturuyordu. Bana doğru dönüp Poyraz'ların kahkasını bastıracak şekilde "Tutku, telefonunu versenee! Annemi aramam lazım, dosyamı unutmuşum" diye bağırdı

Telefonu çantamdan çıkarıp ona doğru uzattım ama Poyraz ortada oturduğu için ona geldi, "Ben iletirim" dedi hala gülmeye devam ederken

Tam eline aldığı anda telefonum çalmaya başladı, Poyraz bana döndü, "Kıvırcık aşkım, arıyor" dedi telefonun ekranını döndürerek, 'aşkım' ı silmeyi unutmuştum! Nasıl bir salağım ben?

Poyraz'ın kahkasından eser kalmadığı gibi yüzüde ciddileşmişti. Telefonu hala elinde tutuyordu,

Bana öylece bakarken, gözlerinin dolduğunu gördüm. Bundan nefret ediyorum, buna sebep olmaktan!

Yaz hiç bitmesinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin