Benim okuyucularım özel bölüm isterse, onu alır :D sizi nasıl özlemişiim. Yazmayı, sizi, yorumlarınızı ve hatta mesajlarınızı.. Çok güzelsiniz, güzel yorumlarınız içinde milyonlarca kez teşekkür ediyorum. Yaz Hiç Bitmesin'in son bölümü bu artık. Bir buçuk yıl oluyor, iyi yol katettik. Siz ve okuma isteğiniz beni yazmaya itti. Beraber katettiğimiz bir yol bu.
Bazı arkadaşlar yeni kitabı sormuş, şuan yeni kitaplık durum yok ama başka bir kitap gelecek.
Sizi özel ve son bölümle başbaşa bırakayım, umarım bu bölümde mutluluğun tarifini öğrenirsiniz, sizi seviyorum. Diğer kitaplarımda görüşmek üzere..Elimi uzatıp alarmın o insanı çılgına döndüren sesini bir dokunuşta kapattım. Alışkanlık olmuştu artık, bakmadan kapatabiliyordum. Bunu yetenek saymalı mıyım emin değilim.
Gerinerek kalktım ve gözlerimi kısarak yatağın diğer kenarına baktım. Boş olduğunu görünce bir kez daha kendimi yumuşak yastıkların üstüne fırlattım.
Ah.
Uyku.. Çok güzel bir şey.Kendimi direkt lavaboya attım ve yüzümü güzelce yıkayıp aynada kendime biraz göz gezdirdim. Yaşlanmıyordum değil mi? Sırıttım, Tutku; sen ve yaşlanmak?
Dizlerime kadar uzanan lila rengi ipek geceliğimi sabahlığımla örttüm ve terliklerimi giyinip her gün yapmam gereken o görev için koridora yöneldim.
"Uyanın hanımefendi, hizmetçiniz sizi uyandırmak için bu saatte acımasızca alarm tarafından uyandırıldı."
"Bende acımasızca senin tarafından uyandırılıyorum" diye mırıldandı, gidip ona sarılmamak için kendimi zor tutuyordum, eğer sarılırsam ikimiz birden yatağa gömülür, çıkmazdık.
Odası panjurlar yüzünden karanlıktı, ışığı açtım. Bu onu uyandırmaya yeterli olacaktı.
"Anne!" Diye bağırdı
"Uyan küçük hanım" deyip kendimi odasından dışarı attım, onu yatakta görmek benimde uykumu getiriyordu.Kendi okula gittiğim zamanları anımsıyordum. Beni hiçbir zaman annem uyandırmazdı, hep kendim alarm kurar aniden kalkardım. Okula gitmek için güzel de bir nedenim vardı zaten.. Gülümsedim.
Bu sefer koridorun sonundaki odanın kapısını açtım.
Onu elinde test kitaplarıyla uyuyakalmış haliyle gördüğümde içimden bir şeyler koptu. Genelde her gece gelip elinden kitaplarını alırdım ama dün gece eve oldukça geç gelmiştim.
Yavaşça kitaplarını yatağın üstünden aldım. Farkedip gözlerini açtığında gülümsedim. Yeni uyanmasına rağmen oldukça yakışıklı görünüyordu. Onu Poyraz'ın gençliğine benzetiyordum. Gülümserken tıpkı Poyraz da da olduğu gibi belli belirsiz gamzeleri görünüyordu. Herkes onu mavi gözlerinden dolayı Poyraz'ın abisine, Cenk'e benzetirken ben hep Poyraz'ı görüyordum. Bu yüzden oğluma karşı hep bir aşk yaşamışımdır.
Kitaplarını masasına yerleştirirken kolları arkamdan boynuma doğru uzandı ve yanağımdan şiddetle öptü "Günaydın güzellik"
Sonrada hızlı ve enerjik adımlarla lavaboya doğru gitti. Arkasından gülümsedim. Yorulmak nedir bilmiyordu.
Mutfağa geçtiğimde içeride evden hiç eksik olmayan artık gelenekselleşmiş 'lavabodan çık' kavgası yapılıyordu. Karışmayacaktım.
Kahvaltılıkları masaya koyduğum anda Almila pembe pekuş patiklerini sürükleyerek yanıma geldi. Elindeki tokayı zorla avcuma tutuşturduğunda ne yapmam gerektiğini anladım. Onun boyuna gelmek için dizlerimin üstünde durup kumral kıvırcık saçlarını alıp güzelce ördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...