Kısa ama çok dolu bir bölüm oldu, sizin çok güzel, ısrarcı yorumlarınız için bir bölüm.. Sizi seviyorum, keyifle okuyun.. -Tabii ki de bir son değil
Koridorda bir sola bir sağa yürüyüp duruyordum.
"Otursan artık" dedi Poyraz karşısındaki klasik hastane rengi koltuğu göstererek, ona doğru kafamı çevirmeden yürümeye devam ettim. Buna sinir olduğunu biliyordum..
"Umarım arkadaş da seninki gibi hafızasını kaybetmez" dedi bir anda, hızlıca ona döndüm "Seninle sonra konuşacağız" deyip yürümeye devam ederken Ayaz'ın bulunduğu odadan bir doktor çıktı, neyi var diyerek adama yapıştığımda "Siz yakını mısınız?" Sorusunu duydum "Evet evet" diye hızlı hızlı yanıtladım "Ailesine haber vermemiz lazım, lütfen" diyerek yanımdan geçti, ayağa kalkmış olan Poyraz'a bakarak öylece kaldım
"Ben bir şeyler bulurum, öğrenirim" dedi Poyraz, "Hiç bulaşma" deyip oturdum, o da yanıma oturdu.
Niye bu kadar üzülüyorum bilmiyorum, sadece bir bayılma, endişeye gerek yok Tutku. Üstelik bu çocuk yakınım bile değil..
"Sizinle konuşmak isteyen biri var" dedi hemşire telefonu bize doğru uzatarak, Poyraz ayağa kalkıp telefona elini uzattı. Hemşire geri çekilerek "Sizinle değil beyefendi, Tutku hanımla görüşmek istediklerini söylediler"
"Tamam" deyip yerine oturdu Poyraz, hafif sırıttım ve sonra eski acınası surat ifademe dönüp telefonu elime aldım, kimdi bu?
"Buyrun?" Dedim telefonun diğer ucuna
"Tutku sen misin?" Dedi bir bayan sesi
"Benim?"
"Ben Ayaz'ın annesiyim, iyi misin?" Deyince telaşla konuşmaya başladım
"Ben iyiyim, asıl siz iyi misiniz?"
"Bak benim iznim var, doktora söyledim. Sana Ayaz'ın durumunu söyleyecekler çünkü ben şuan oraya gelemem. İnan çok meşgulüm. Fakat bana neler olduğunu anlatman lazım, en başından"
"Şey.. Biz aynı fakültedeyiz, çoğu dersimiz ortak. Oğlunuz tiyatroylada ilgileniyor, bilirsiniz. Dün gece oyunu vardı benide davet etmişti. Çıkışta kostümünü çıkarması için dışarda onu bekliyordum ki.. İşte birden bayıldı, yani ben.." Sesim kısılmıştı, annesine böyle görünemezdim
"Güçlü ol ve doktorla konuş. Ben bilgileri senden alacağım tamam mı? Telefonda bana bilgi vermiyorlar"
"Tamam" dediğimde telefonun kapanmış olduğunu gördüm
Arkamı dönüp odaya doğru yürüdüm, ilk defa yanımda biri bayılmıştı. Çok önemli bir şey olacağımı sanmıyordum. İnsan bayılabilirdi, soğuktan. İnsana araba çarpabilirdi, insan kafasını çarpabilirdi.. Bütün bunların bir tek nedeni olabilir miydi, asıl soru bu bence? Uzaktan Poyraz'a uzun uzun baktım. Saçlarının rengi daha açılmıştı sanki, uzamıştı. Hem saçları hemde boyu uzamıştı. Dudaklarının kenarındaki çok hafif çizgiler onun yaşamı boyunca güldüğünü gösteriyordu. Gülüyor muydu artık? Benim için önemli olan buydu değil mi? Gülmesi. Sırf mutlu olsun diye Amerika'ya gitsin diye hayatımızı alt üst eden o yalanı savurmuştum.
O dudaklarının kenarındaki çizgilerde benimde payım vardı, birlikte mutluyken oluşturduğum çizgileri belirginleştirmek için değilde silmek için uğraşmıştım sanki. Şimdi tam her şeyi geri alacakken karşıma saçma sapan bir kız çıkıyor ve her şeyi mahfediyordu. Kızı tanımıyorum ki komik olan da bu. Tanımadığınız bir insan canınızı ne kadar yakabilir? Benim canımı öyle bir yakıyordu ki, benimde dudaklarımın kenarında tek bir çizgi kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...