-3 yıl sonra-
Telefonumun titreşimiyle yerimden sıçrayarak uyandım, kim arıyordu?
Poyraz.Gerçekten her sabah beni böyle uyandırmak zorunda mıydı? Eğer öyleyse telefon melodisini daha az kötü bir hale getirecektim.
Ama bu gün bambaşka bir sabahtı, bu gün ne zamandır hayalini kurduğum üniversitedeki ilk günümdü. Poyraz'ın da öyle. Gerçi onun tam olarak istediği yer olmamıştı. Yine de mutluyduk işte. Birlikteydik en azından.
İstanbul'da bir okul kazanmıştık. Ben... Hukuk fakültesini kazandım. Yıllardır istediğim yerdeydim sonunda. Poyraz da ingiliz edebiyatı okuyacaktı. Kampüslerimiz birbirine çok uzaktı, kaldığımız yerlerde öyle ama işte bu Poyraz, her gün böyle arayacağına söz vermişti (!)
Babam da İstanbul'da oturuyordu hala fakat onun evinde öğrencilik hayatımı geçiremezdim. Annem çok iyi bir yurt ayarlamıştı, oda arkadaşım sonra geleceğinden bir kaç gün yalnız takılacaktım.
Yataktan yavaşça kalkıp Poyraz'ın telefonunu açtım,
"Günaydın!" dedim neşeli bir sesle
"Çok mutlusun sanırım.." Dedi
"İlk günüm. Sen de biraz mutlu olsan.. Sesin neden kısık senin?"
"Biraz üşütüyorum sanırım. Hem nasıl mutlu olabilirim ki? Sen orada ben burada"
"Abartma aynı şehirdeyiz en azından. Kaç kez konuştuk bunu? Mutlu olacaktık"
"Olsun. Özledim seni"
"Bende öyle"Biraz konuştuktan sonra telefonu kapatıp yataktan kalktım. Üstüme iyi bir şeyler giyinip saçlarımı açık bıraktım. Okulun ilk günü iyi bir izlenim versem harika olurdu. Botlarımı giyip odadan çıktım. Yurtta kahvaltı falan vardı ama katılacak gibi değildim, çok heyecanlıydım. Çıkıp yoldan poğaça alırdım işte.
Okula geldiğimde karnıma bir ağrı saplandığını hissettim. Saçmalama Tutku, kaç yaşındasın sen? İlkokula mı başlıyorsun? Deyip kendime gelmeye çalıştım. Heyecana gerek yoktu.
Kayıt binasını geçtim. Nihayet orada işlerim çok önce bitmişti.
Annemle biraz telefonla konuşup iyi olduğumu söyledikten sonra kampüsteki kafeye gidip kendime bir kahve aldım. İlk defa kendimi bu kadar garip hissediyordum. Poyraz'dan, annemlerden uzak... Özellikle Nergis'ten uzak. Eskiden de İstanbul'da yaşardım ama
Telefonum çalmaya başladı
"Baba?" Diyerek açtım telefonu
"Biraz takılmak ister misin bakalım?"
"Yok sağol" içten içe gülümsedim
"Tüh neyse bil diye diyorum, yanımda üniversiteli bir kıza daha yer var"
"Yinede sağol"Babam yeni bir aşk yaşıyor gibiydi, bir bayanla işte. Beni ilgilendirmez ama içten içe ona kırılıyordum. Buluşasım bile gelmiyordu.
İlk derse girmek için kalkıp sınıfa geçtim. Küçücük bir sınıftı, derslere göre ayrılmış olmalı.
Sınıfa herkes geldikten sonra hoca içeri girdi. YOK ARTIK!
Hoca mete hoca'ydı!!!! Yüzme hocası?!!
Yutkunup telefonumdan Poyraz'a gizlice mesaj attım. Hoca bana doğru döndü,
"Burada telefonları saklamak zorunda değiliz Tutku, istediğini yapabilirsin. Her şey kendine, o telefonunda zararı kendine olacaktır."
Gülümsedim, adımı hatırlıyordu ve ben buranın bir üniversite olduğunu unutmasam iyi olacaktı.Ders boyunca Mete hocanın şaşkınlığını yaşadım. İkinci ders iki saat sonraydı.
"Tutku" diye seslendi arkamdan Mete hoca
"Hocam.." Ne diyebilirdim ki? Bir kaç kişi dönüp bana baktı
"Demek buradasın"
"Evet demek siz de buradasınız" dedim kafiye yaparak
"Sadece yüzmüyorum tabii" gülümsedi
"Çok sevindim bu meslek size çok yakışmış, ama bence yüzmeyi sakın bırakmayın, ben.. Üzülmüştüm"
"Biliyorum olanları" elini omzuma koydu, "Ümidini yitirmemişsin, burada olman çok iyi. Kaç sene oluyor.. Sanırım üç"
"Evet" dedim geçmişi düşünerek... Vay canına nelerle uğraşarak geçirmiştik koca seneleri. Ama çalışmaya zaman bulmam müthişti tabii.
"Neyse buralarda ilk günün. Alış bakalım" dedi gülümseyerek
"Haklısınız, aa iki saat sonra dersim var çok aralıklı olmuş. Sizce nerede beklesem daha az sıkıcı olur?"
"Kafeler var, Bruno'ya gir. Arkadaş edinirsin" çantasını toplayıp gitti
Bende Bruno'yu bulmak için yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...