Tutku hala ayakta yanımdaki kızı baştan aşağı süzüyordu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum, bunu hiç beklemedi tabii. Hiç düşünmedi benimde onun gibi bencil olabileceğimi. O o çocukla olacaktı, ben ömür boyu onun arkasından ağlayacaktım, tabii. Evet..
Sezen'i belinden tutup masaya doğru götürdüm ve Tutku'nun az önce oturduğu sandalyeyi geri çekip "Otursana canım" gibisinden bir şey dedim
Tutku sonunda kendini tutamayıp "Şey orası benim yerimdi" diye atıldı
"Kibarlık yapmaktan çekinmezsin" deyip Sezen'i sandalyeye oturttum ve yanına geçtim
Tutku kendi kendine söylenirken az önce söylediğimiz kahveler masaya konuyordu, Umut Sezen'i biraz daha süzüp bana döndü "Nasıl tanıştınız, anlatsanıza biraz" deyip sırıttı
Yani Umut'a yalan söylemek garip gelecekti ama bu oyun benim kuralarımlaydı ve bende o kurallara uyacaktım, "Aslında bu uzun bir hikaye.." boğazımı temizledim "Ama kısaca anlatmak gerekirse.. Tutku hatırlamıyor ama onunla kavga edip ayrıldıktan sonra ona söz verip Amerika'ya gitmiştim. İşte uçakta meğer Sezen de varmış, biz birbirimizi farketmiyoruz tabii ama tesadüf sadece uçak değil, aynı eyalete, aynı şehire ve hatta aynı sokağa gelmiştik. Kız tabi onu takip ediyorum falan sanmış, geldi bana bağırdı falan. Halbuki evlerimiz karşılıklıydı, bunu görünce o da şok oldu. İşte yakınlaştık baya.. Türkiye'ye geri dönmesi gerekiyordu, onunla birlikte döndüm, ona aşık oldum yani" bir kahkaha patlattım, Tutku yere bakıyordu, sizin o çocukla hikayeniz ne Tutku Hanım? Eski sevgilinizi kandırıp birlikte oldunuz. Komik, basit. -en azından gerçek-
"Yok artık! Abi çok iyi ya.." Dedi Umut, "Demek sen ondan döndün.."
"Türkiye'de kalmak için bir nedenim kalmamıştı, sonra yeni bir neden ortaya çıktı, üstelik burayı seviyorum, yani tamam okulumu değil ama İstanbul güzel, Sezen güzel.." Gülümsedim
"Bizim tanışmaya vaktimiz olmadı, ben Tutku" diye konuyu değiştirdi ve elini Sezen'e uzattı
"Ah demek şu kız sensin" diye cevap verdi Sezen Tutku'nun elini sıkarken
"Benden mi bahsetti Poyraz?"
"Hayır, arkadaşından duymuştum. Ama hikayeyi sanırım biliyorum. Hafızana üzüldüm"
"Evet, sevgilin ayrılığa katlanamayıp beni ittirince böyle oldu. Kendine dikkat et sende" diye hızlıca yanıtladı Tutku. Bunu hiç beklemiyordum.. Yani Sezen'le beni görünce canı çok yanmış gibi konuşuyordu, bu cümleyi ancak bu acı kurdurtabilirdi ona.
"Poyraz bana asla öyle bir şey yapmaz" dedi Sezen
"Üç buçuk yıl birlikteydik"
"Ve dördüncü yıl, ben geldim. Demek düşündüğün gibi bir sevgi yoktu aranızda, zaten unutmuşsun" diye devam etti Sezen
Tutku ağlamamak için kendini sıkıyor gibiydi "ama eminim ki güzel anılarımız olmuştur, hepsini bana anlattı"
"Öyleyse niye ona yeniden aşık olmadın?"
"Sezen artık gidelim mi, ne dersin? Daha sinema sözüm vardı" diye atladım olaya, o kadar şeye rağmen nasıl oluyordu da üzülmesine dayanamıyordum?
"Haklısın canım"
Tutku sessiz sessiz arkamızdan bakarken Bora'yla Beren de birbirine bakıyorlardı, neler döndüğünü bildiklerine eminim. Peki Tutku neden hala hafıza kaybetme rolü yapıyor ki? Yani bu işleri sadece biraz daha berbat eder, o kadar. Herneyse kendi bilir.
Arabaya bindiğimizde Sezen konuşmaya başladı "Hangi filme gidiyoruz?"
"Gerçekten sinemaya gideceğimizi düşünmedin değil mi?" Dediğimde gülümsemesi soldu, ciddiye almıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...