Saçmaladığımızın farkındaydım ben.. Çok saçma şeylere kavga ediyor, birinin ağzını yüzünü kırıyor veya daha da kötüsü kalp kırıyorduk. Bunları yapmak zorunda değildik. Ben onun doğum gününü bilmiyordum belki Rüzgar'ı savunurken hata yaptım... Ama her şey de ben mi haksızdım?
İlk ilişkimiz. Onda hiç böyle olmamıştı. Çünkü ne araya giren vardı ne de gizemli olaylar. Ne yalancı arkadaşlıklar olmuştu ne de... Herkesten kurtulmuştuk. Canımızı sıkan bir Yekta yoktu, Bora yoktu. Biz ikimiz vardık ve her şey mükemmeldi. Bu ikince ilişki ise pek de düşündüğümüz gibi gitmiyordu. Farkındaydık belli etmesekte.
"Sakin ol artık" diye bir ses geldi ve Umut beni düşüncelerimden ayırdı, olduğum yerde saçma bir şekilde durduğumu farkettim. Özgür Poyraz'ın arkasından koştu.
"Of yeter artık!" Dedim bir anda "Neler olduğunu anlayamıyorum o yüzden herkese sataşıp duruyorum"
"Evet farkındayım, otur bir sakinleş"
"Ne oldu şimdi? Bu saçma mesele yüzünden ayrılacak mıyız?" Geçip sandalyeme yavaşça oturdum
"Hayır saçmalama. Sadece senin ayrıl demen biraz ağır oldu"
"Haklısın ama kolunda Özgür'ün bilekliğini görünce ben..."
"Saçmalıyorsun. Onlar yakın arkadaşlar Tutku"
"Arkadaşlar? Yakın? Bana neden hiç bahsetmedi ve bu kız yazın neden yoktu madem yakınlar?"
"Dün barıştılar.." Dedi göz devirirken
"Neden küsmüşlerdi?"
"Ya Tutku boşversene"
"Anlat şunu!" Diye tepki verdim
"Bak onlar, eski sevgililer. Bora Poyraz'la Özgür çıkarken... Ya Özgür Poyraz'ı Bora'yla aldattı." Dedi bir anda
"Ne?!!"
"Poyraz bunu duyunca Bora'yla araları baya açıldı işte. Özgür bizim okula gelince Poyraz'ın siniri daha da arttı. Bora'yı dövmüş işte. Ama sonra doğum gününde barışıp arkadaş kalalım demişler. Yani aralarında bir şey olmaz bundan sonra. Özgür uğraşıp duruyor ama Poyraz çok soğuk üstelik seni sevdiğini defalarca ona söyledi"
"Ben... Onun bilekliğini neden taktığını hala anlayamadım ama"
"Çünkü yanlış yerdesin. Onun yanında olman gerekiyor"Haklıydı. Hata üstüne hata yapmayacaktım. Bende taksiye binip Poyraz'ın sitesine doğru gittim.
Siteden içeri ilk girdiğimde... Gözlerim anılardan başka bir şey görmüyordu.
-Buraya ilk gelişim... Nergis'e sarılmam. O zamanlar babamla annemin sorunları çok canımı sıkıyordu. Tatilin bana iyi geleceğini düşünmüştüm otoparka doğru yürüdüm... Denizden geldiğimde Poyraz'ı görüşüm.. İsmimi yüzme kursuna yazdırdığımda Nergis'ten ayrıldığım için nasıl üzülmüştüm. Yüzme kursunun olduğu bina. Poyraz'la beni grup yapmıştı hoca ama Poyraz benimle anlaşamadığını söylemişti. Gülümsedim ister istemez, anlaşamıyorduk cidden. Kamelyaya uzunca baktım, aşağıda oturup Poyraz'la birbirimize bakıp göz göze geldiğimizde kafamızı çevirdiğimiz zamanlar.. Hep oradaydı. Anılar oradaydı hep. Biraz ilerleyince Poyraz'ın abisi aklıma geldi. Benden hoşlandığını sanmıştım. Üniversiteye gitmiş olmalı.. Ve Bora'nın beni tehtid ettiği yer. Ona hayır diyemediğim için saatlerce ağlamıştım. Kapının önüne gelince Poyraz'ın konser için beni beklediği anı hatırladım. İyi bir seçim yapmıştım.. Yekta ve Poyraz arasında. Çamları gördüğümde Nergis'le Yekta'nın konuşması aklıma geldi. Bana ayarlamaya çalışması. Ve işte son, giderken bavulumu düşürdüğüm yer. Poyraz'ı son kez görüyorum sanmıştım. İçten içe canım çok acıyordu, onu öylece bırakmak istememiştim ama beni arayıp söylediği şeyler... Meğer hepsi Beren ve Deniz'in bir oyunuydu. O yüzden gitme diyememişti bana. Buna rağmen hep sevdi, unutmadı beni. Özgür'e asla dönmeyecekti geri. Benim suçum gibi geliyordu her şey şimdi. Gidip ona sarılıp özür dileyesim geliyordu.
Ama hiçbir şey yapamazdım. Şöyle bir düşününce, bensiz daha iyiydi işte. Bırakıp gidecektim, onu. Yeniden.
Kapıya doğru yürüdüm, içimde bir şeyler ağlıyordu. Kapıyı açıp derin bi nefes aldım, ve dışarıya adım at-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz hiç bitmesin
Teen FictionBu hikayeye başlayıp; elinden bırakamayan, bir günde tüm hikayeyi bitiren ve hatta derste okurken yakalanan, otobüste okurken ineceği yeri kaçıran, sınav haftasında başladıysa hiç birine çalışamayan, annesinden sürekli 'bırak artık şu telefonu' repl...