F4

498 32 29
                                    

Tüm gözler F4'te, benim ise keman çalan çocuktaydı. O ise umursamaz bir şekilde etrafı izliyordu. Poyraz Yamanlar olduğunu düşündüğüm çocuk birini görünce adımlarını yavaşlattı. Ardından tamamen durup o çocuğa doğru yaklaştı. Olanları biraz daha net görmek için kalabalığı yarıp onlara yaklaştım. Herkes meraklı gözlerle Poyraz Yamanlar'a bakıyordu, acaba neden durmuştu? Elini kaldırıp çocuğun omzuna yerleştirdi ve sakin bir şekilde konuşmaya başladı.

"Sana özür dilemen için yalnızca 3 saniye veriyorum."

"Ha?" çocuk anlamayarak karşısındaki genç adama bakıyordu. Bu çocuğu şimdi hatırlamıştım, sabah deri ceketini arkadaşlarına anlatan çocuktu. Demek ki bu olay bir şekilde Poyraz Yamanlar'ın kulağına gitmiş ve tepkisini bu şekilde dile getiriyordu. Ne yani onda olan bir ceketi başka biri giyemez miydi? Ne kadar geri kafalı bir çocuktu böyle. Bu çocuğa olan nefretim her geçen saat daha da çok artıyordu.

"3..." o saymaya başlayınca çocuk karşısında âdeta titriyordu. Bu kadar korkacak ne vardı?

"2..." bari çocuğa neden özür dilemesi gerektigini söyleseydi.

"1" diyerek yanındaki arkadaşına döndü.

"Cenk meyve suyu kaldı mı?" Cenk dediği çocuk elinde ki meyve suyunu direk ona uzattı. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu? Cenk'in elindeki meyve suyunu alarak çocuğun ceketini elleriyle araladı. Ardından içinde ki gömleğine meyve suyunu resmen boşalttı. Neden kimse bu çocuğu durduramıyordu ki? Belki ağır birşey yapmamıştı ama, bu çocuğu tüm okulun önünde rezil etmişti. Buda psikolojik açıdan büyük bir şiddetti. Şişedeki meyve suyu tamamen tükenince şişeyi çocuğun eline tutuşturdu ve ardında ki üç kişiye peşine takıp gayet havalı bir şekilde gözden kayboldu. Onlar gidince tüm kalabalıkta yerini sakinliğe bıraktı, herkes hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Ben ise sinirle çemkirmeye başladım.

"Ne geri zekâlı bir insan bu! Bu öğrencilerin hepsi dilsiz falan mı? Niye kimse ağzını açıp tek kelime etmiyor? Ayyy yine tepemden sinir geldi!"

"Sen? F4 için mi söylüyorsun bunları?" arkamdan tiz bir kız sesi duyunca istemsizce döndüm. Ayağında topuklu ayakkabıları, yüzünde bir ton makyajı ve minimum eteğiyle tam bir sürtük profili çiziyordu. Ve eminim ki sürtüğün tekiydi. Yanında ki iki kızda ondan farksız değillerdi. 

"Ne F4'müş arkadaş, kimse ağzından düşüremiyor!"  ben bunu diyince karşımda ki kız daha da fazla sinirlendi.

"Heyyy, burslu öğrenci. Bu okulda kalmak istiyorsan, F4'e saygı duyacaksın!" aaaa ne münasebet.

"Nedenmiş? O geri zekâlı insanların neyine saygı duyacak mışım?" en öndeki kız atak yaparak konuşmaya başladı.

"Sen okulun en harika grubuna nasıl geri zekâlı dersin?!"

"En harika insan onlarsa, sizi düşünemiyorum." dedim kendimden emin bir şekilde. Bu konuşma artık canımı sıkmaya başlamıştı. Bu defa diğer kız bana doğru yaklaşarak,

"Sizin çamaşırhaneniz vardı değil mi?" kızı hafifçe itip,

"Çamaşırhane değil, kuru temizleme." dedim. Bu defa üçüncü kız konuşmaya başladı.

"İlk defa kuru temizlemecinin kızını görüyorum." bu söylediğinin altında kalmayacaktım.

"Bende ilk defa bir sürtük görüyorum." ama bunu yalnız başıma söylememiştim, bir ses bana karışarak resmen  dediğimi tekrarlamıştı. Tabiki bu Hilal'di. Tüm soğukluğuyla yanıma gelerek bu kızlara ezici bakışları atmaktan çekinmedi. Öndeki kız Hilal'e bakıp konuşmaya başladı.

F4 (B.O.F)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin