Yağmur'un Ağzından
Poyraz'la gerçekten sevgili olmamızın üzerinden bir hafta geçmişti. Artık onun yanında fazlasıyla rahat hissetmeye başlamıştım, bu durum onun içinde geçerliydi. Okulda sürekli beraber takılıyorduk, daha doğrusu ben ve F4 grubu.. Cenk sürekli etrafımda kanka kanka diyerek dolaşıyordu, Burak ise beni yenge moduna sokmuştu bile. Sürekli yengeme sahip çıkın diyip diyip duruyordu. Onlara o kadar alışmıştım ki, eski arkadaş grubumu aramıyordum bile. Tabii bunun için onlardan fazlasıyla sitem alıyordum ama, bunu kafaya takacak değildim. Poyraz'a olan hislerim gitgide daha da büyümeye başlıyordu. Sanırım aynı şey onun içinde geçerliydi, yine eskisi gibi bir aradayken sürekli kavga ediyorduk, hatta bazen kendimi onunla yıllardır evli olan karı koca gibi düşünmeye başlamıştım, sürekli didişen evli çiftler gibi.. bu biraz kıkırdamama sebep oldu.
"Yine kendi kendine niye kıkırdıyorsun?" Poyraz'ın sorusuyla kıkırdamam yerini büyük bir kahkahaya bıraktı. Nedense ikimizi evli olarak düşündüm, bu cidden komikti.
"Sence de evli çiftler gibi değil miyiz?" Sanırım bunu sormamı beklemiyordu, yüzünde ki afallamadan bunu anlamak zor olmadı. Böylelikle devam ettim.
"Sürekli didişiyoruz, aynı annemle babam gibiyiz." Ben böyle söyleyince en şapşal gülüşünü bana bahşedip o devam etti.
"Benimle evlenmek istediğini biliyorum güzelim." Şimdi bununla ne alakası var ya!
"Yaaa Poyraz ben öyle bir şey mi dedim?" Hâlâ aynı gülüş yüzünde ki yerini koruyordu.
"Bak sana ciddi anlamda hak veriyorum, bazen ben bile aynaya bakınca kendimle evlenmek istiyorum, dayanılmaz bir cazibem var." Ayyyş yine olayı evirdi çevirdi kendine getirdi. Omzuna bir tane geçirince daha çok gülmeye başladı.
"Hadi ama Yağmur, niye inkâr ediyorsun? Hep böyle durumlarda şiddete başvuruyorsun farkında mısın?" Beni yanlış anlayan sensin, bir de kalkmış şiddete başvuruyorsun diyor. Bir gün elimde kalmazsa iyidir.
"Aptal ben sadece benziyoruz dedim, sen nasıl bunu evlenenmeye çektin bunu anlamadım." Yine her zaman ki gibi ellerini saçlarımın arasına daldırılıp karıştırmaya başladı, ben geri çekilmeye çalışınca ortamda baya gürültü olunca tüm gözler üzerimize de toplandı. Tabii insanlar da garipsedi doğal olarak. Allah'tan okulda değildik, yoksa bir de onlarla uğraşamayacaktım.
"Bıraksana saçımı ya." Ben çemkirince o devam etti.
"Seni kızdırmak kadar haz veren başka bir şey yok." Zaten herkesin tek eğlence noktası ben olayım. Anlamıyorum arkadaş, alnımda son derece eğlence mevcuttur falan mı yazıyor, niye bu kadar uğraşıyorsunuz benimle?! Tekrar geri çekileceğim sırada oturduğum sandalyeyi kendine çekip bizi yakınlaştırdı. Etrafa bakıp konuşmaya başladım.
"Poyraz dur ne yapıyorsun?" Ama o insanlarla zerre kadar ilgilenmiyordu. Beni tamamen kendine çekip yüzlerimizi aynı hizaya getirdi.
"Sevgilim değil misin, istediğimi yaparım." Sanki tapulu malınım, geri çekilmek istesem de izin vermedi. Yine bir öpücük mü geliyordu şimdi, bunun olacağını düşünerek hızla gözlerimi kapattım. Ama beklediğim öpücük gelmedi, tam gözlerimi açacağım sırada Poyraz alnıma küçük bir öpücük kondurdu. Aynı zaman da kulağıma fısıldamayı da ihmal etmedi.
"Seni bu kadar insanın içinde öpecek değilim, çok istediğinin farkındayım ama bunu yalnızken yapalım." Ayyyş, yine rezil oldum. O kadar utandım ki, yüzümün kıpkırmızı olduğuna eminim. Uzun bir süre gözlerimi açmayı plânlamıyordum. Ama ardımda öyle bir ses duydum ki istemsiz bir şekilde korkuyla gözlerimi açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F4 (B.O.F)
HumorBirbirinden apayrı 4 benzersiz arkadaş.. Bu 4 kişiliğe baktığınızda kendinizden birşeyler bulabilmeniz çok doğal. Biri; grubun en eğlenceli üyesi.. Tüm hayatını internet fenomenlerine özenerek ve grubuna sulanarak geçiren bir serseri.. Biri; hayatı...