Poyraz'ın annesi gittikten sonra annem bize güzel bir şekilde tembihte bulundu. Bugün olan hiçbir şeyi babama anlatmayacağımız konusunda bizi uyardı. Zaten bende bu olanları babama söylemek istemiyordum. Aslında sadece babama değil, hiç kimseye söylemek istemiyordum. Özellikle de Poyraz'a.. onunda haberi olmasına gerek yoktu. Daha fazla evde durmadan okula gittim, en azından biraz yüzersem kendime gelebilirdim. Formamı çıkarıp kendimi havuza attım, ciddi anlamda bana en iyi gelen şey yüzmekti. Ne kadar yüzdüm bilmiyorum ama, artık kulaç atmaya mecalim kalmadı. Bunun üzerine havuzdan çıkıp duşa girdim. Ilık bir duşun ardından kendimi biraz daha iyi hissetmiştim. Sınıfa çıkacağım sırada müzik odasından sesler duymaya başladım, biri piyano çalıyordu.. her zaman için müzik aletlerine karşı büyük bir ilgim olmuştur, kim olduğuna önem vermeden müzik odasına girdim. Çalan kişi her kimse, fazlasıyla güzel hissettirmişti. İçeriye girip sahnenin olduğu bölüme doğru ilerledim, sahneye yakın bir koltuğa oturacağım sırada çalan kişinin Sarp olduğunu fark ettim. Tabii ya, kim onun kadar güzel çalabilirdi ki.. Bu defa oturmayı reddedip onu izlemeye başladım, fazlasıyla duygulu çalıyordu. Bunu dinleyen kim olursa olsun emimim ki en az benim kadar etkilenirdi. Bir müddet daha çalmaya devam etti, sonrasında benim geldiğimi farketmişti. Tuşlara basmaya son verip bana döndü, aynı zaman da yüzünde samimi bir tebessüm yerini koruyordu.
"Konser biletin var mı?" Bunun üzerine zor da olsa bende gülümseyerek cevap verdim.
"Sanırım konserine gelen tek kişi benim." Benim dışımda hiç kimse yoktu. Bu defa yüzünde ki tebessüm daha geniş bir hâl aldı.
"Madem biletin yok, bari gelip sayfaları değiştir." O böyle söyleyince onaylayıp yanına oturdum. Sarp aynı şekilde devam etti, ben sayfaları değiştirirken aynı zaman da arada notalara basıyordum. Sarp buna kızsa da, sonunda o da gülüyordu. Sonra dalıp onu izlemeye başladım, bu adam gerçekten mutlu olmayı hakediyordu, bu kadar güzel gülen bir adam mutsuz olmamalıydı.
"Niye bana öyle bakıyorsun?" O bunu sormayana kadar çalmaya son verdiğini anlamamıştım.
"Sadece.. şaşırdım." Dedim nihayetinde, anlamayınca devam ettim.
"Ne zaman içimde yangın alarmları çalsa, sen çıkageliyorsun." Bunu söyleyince biraz şaşırdı ama sonra devam etti.
"Alarm mı?" Onu onaylayınca devam etti.
"Yangın alarmı gibi mi?"
"Evet. Dedim bende.
"O zaman bırak da yapayım.." ne demek istediğini anlamadım.
"Neyi?" Dedim sorarcasına, o ise gülümsemeye devam etti.
"Senin fahri itfayeciliğini." Bunun üzerine bende gülmeye başladım.
"Bugün sana yine minnettar kaldım." Gerçektende her canım sıkıldığında Sarp'ı bir anda etrafımda buluyordum, bu benim için iyiydi sanırım, en azından bazı şeyleri yalnız başıma atlatmak zorunda kalmıyordum..
***
Okul bittikten sonra hiç Poyraz'a görünmeden direk eve gittim, beni görüpte bir şey anlamasını istemiyordum, en azından şimdilik.. Eve gidip hemen yemek yemek istiyordum, ardından kendimi yatağa atıp yarın sabaha kadar çıkmayı plânlamıyordum. Eve girdiğim an annemin ağlama sesini duydum, bunun üzerine hızla annemin yanına gittim.
"Anne?" Anneme baktığımda yüzünü ellerinin arasına almış içli içli ağlıyordu.
"Anne neden ağlıyorsun?" Annem ağlamaktan bana cevap veremedi, bu defa babama döndüm. Onunda morali bozuktu, bunlara ne oluyor ya? Bu defa babamın yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F4 (B.O.F)
HumorBirbirinden apayrı 4 benzersiz arkadaş.. Bu 4 kişiliğe baktığınızda kendinizden birşeyler bulabilmeniz çok doğal. Biri; grubun en eğlenceli üyesi.. Tüm hayatını internet fenomenlerine özenerek ve grubuna sulanarak geçiren bir serseri.. Biri; hayatı...