GİTAR

138 11 2
                                    

Burak'ın Ağzından

Bu hatunu neden bu kadar düşündüğüm konusunda zerre kadar bir fikrim yoktu. Bir kere benim sadece bir hatunu düşünmem yaradılışımda yoktu, e o zaman neden bu kızı bu kadar çok düşünüyordum? O Batur denen ibneyle buluşacağını öğrendiğim zaman kan beynime fışkırdı resmen, dayanamadım bende Poyraz'ın peşine takıldım. İbneyi ilk gördüğüm an ne bok olduğunu anladım gerçi. Giymiş olduğu siyah dar parçasıyla, onun üzerine de büyük kuru kafa olan tşörtüyla fazla kopuk bir tip olduğu belli oluyordu. Birde kafam kadar küpeyi takınca kendini havalı zanneden piçlerdendi. Gün boyu Hilâl'i ondan uzak tutmak için akla karayı seçtim. Ama o piç en sonunda gerçek yüzünü göstermişti.  Kızlara içecek bir şey alalım ayağına Poyraz'ı götürüp, sonra kızlarla konuşmaya başladı. Bunu geçtim, bir de bizi de başka kızlarla tanıştıracağını söylemişti. Zaten bu bardağı taşıran son damla olmuştu, ilk Poyraz dalınca bende dayanamadım Allah ne verdiyse vurmaya başladım. Hilâl ve Yağmur gelmesiydi eminim ki bu piç elimizde kalırdı. Acaba o günden sonra o ibneyle buluştu mu? Lan ne o günü daha dün oldu bunlar.  Gidip Hilâl'i bulsam fena olmazdı aslında, bugün okula da gitmemiştim. En iyisi onun yanına gitmekti, yoksa burada daha çok kafayı yerdim. Arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Büyük ihtimalle okulda olurdu, okula gidince onu arayıp dışarı gelmesini söyledim. Okula yaklaştığım sırada karşı kaldırımda dalgın bir şekilde ilerleyen Hilâl'i gördüm, sağa dönünce bir anda gözümden kayboldu. Onun döndüğü sokağa arabayı döndürünce Hilâl'i tekrar gördüm. Bir kaldırıma oturup ağlamaya başladı. Ne oluyor lan? Hızlı arabayı park ederek yavaşça onun yanına gittim. Sessiz bir şekilde, sadece göz yaşları akıyordu. Benim geldiğimi hâlâ farketmemişti.

"Caddede ağlayacak yaşı çoktan geçtin bence." Konuşmamın üzerine geldiğimi farketti ama hiç oralı bile olmadı. Hâlâ ağlamaya devam ediyordu. Bende bildiğin saçmalamaya başladım.

"Çoğu kadın ağlarken daha güzel olduğunu zanneder, ama bence bu doğru değil, sen çok daha çirkin oluyorsun." Şimdi çarpılmazsam iyidir, neden bunu söyledim ki! Bunları söylemem bile göz yaşlarını durdurmadı. Ve o ağladıkça çevrede ki herkes bize bakmaya başladı. Hatta yaşlı teyzeler beni çekiştirmeye başladılar. Sanırım onu benim ağlattığımı düşünüyorlardı.

"Ben değilim." Diyerek çevredeki insanlara seslendim. Ta ki kafama büyük bir darbe alıncaya kadar.

"Tühhh utanmaza bak. Gül gibi kızı ağlatmaya utanmıyor musun sen?!" Teyzenin elinden kurtulup kendimi savunmaya başladım.

"Teyze vallahi ben ağlatmadım ya." Hilâl'e baktığımda beni kurtarmıyordu bile, ne hayırsız kız bu arkadaş. Teyze hâlâ vurmaya çalışınca daha fazla durmadan Hilâl'i kolundan tutup oturduğu kaldırımdan kaldırdım. Teyze hâlâ bana vuruyordu, ulan kadınların tümünden ayrı çekiyorum arkadaş. Allah'tan Hilâl bana karşı koymamıştı. Onu arabanın ön koltuğuna oturtup kendim şoför koltuğuna geçtim. Ancak bu şekilde teyzenin istilasından kurtulabilmiştim. Yakınlarda bir cafeye gelip Hilâl'i arabadan indirip içeriye girdim. Öncelikle hiç ona karışmadan ağlamasının bitmesini bekledim. Ağlaması biraz uzun sürmüştü ama sonunda bitti. Bu kızın ağlayacağını hiç düşünmemiştim açıkçası. Çok güçlü birine benziyordu, demek ki herkesin patladığı bir nokta varmış.

"Ne olduğunu anlatmak ister misin?" Önce gözlerini tamamen sildi, ardından garsonun getirdiği suyu içip kendine gelmek için çabaladı. Ama sanki tek kelime etse tekrar ağlayacak gibiydi.

"Batur'la mı ilgili?" Bunun üzerine onaylarcasına kafasını salladı. O piçin iyi biri olmadığını anlatmıştım. Tekrar soracağım sırada o devam etti.

"Resmen bana yapışkan kız muamelesi yaptı. Sanki ben onu zorla kendimle konuşturmuşum gibi. Gerçek bir kadın gibi değilmişim.." işte durum şimdi anlaşılmıştı, gerçek bir kadın gibi kabul edilmemek zoruna gitmişti, çoğu kadın gibi. Bu kızın böyle şeylere takacağını hiç düşünmezdim.

F4 (B.O.F)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin