YARIŞ

118 7 0
                                    

Hepimiz merakla Irmak ablanın ağzından çıkacak iki kelime için büyük bir dikkatle dinliyorduk. Irmak abla kâğıdı okuduktan sonra üçümüze de kinayeli bir sekilde bakmaya başladı. O kâğıtta ne yazdığını deli gibi merak ediyordum. Ve sonunda bizi çok fazla meraklandırmadan okumaya başladı.

"At yarışı." Bunun üzerine direk Poyraz ve Sarp'a baktım. Birbirlerine olan bakışlarından anladığım kadarıyla Sarp bu dalda Poyraz'dan daha iyiydi. Poyraz sinirle Sarp'a bakarken, Sarp'ın yüzünde yamuk sırıtış belirdi. Anladım, eminim ki Sarp bu konuda Poyraz'dan daha iyiydi. Buna sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim. Sarp kazanırsa okuldan atılmazdı, ama Poyraz bu hâlle onu görmeye daha ne kadar kutlanırdı bilemiyorum.

"Şimdi gidip istediğinizi yapabilirsiniz, yarın yarışlara başlayacağız. İkinize de bol şans." Irmak abla son konuşmasını yapıp bizi odada bırakıp gitti. Neyse ki önümüzde daha bir gün vardı, bakalım kim kazanacak?

***

Sonunda yarış günü gelmişti ve hepimiz çiftlikte yerimizi almıştık. Sarp beyaz bir atın üzerinde, Poyraz ise siyah bir atın üzerinde yarışını yapacaktı. Uzun zamandır bu kadar heyecanladığımı hatırlamıyorum. Irmak ablanın onayıyla yarış başladı ve asıl kötü olan şey ise yarışı pistin dışında yapacak olmalarıydı. Bu heyecanla onları nasıl bekleyecektim bilmiyorum. Poyraz ve Sarp pistten dışarı çıktıkları zaman hepimiz onları beklemeye başladık, Irmak abla ise eline bir kitap aldı ve onu okumaya başladı. Bu kız nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Cidden onun gibi olmak isterdim, ben burada üç buçuk atıyordum resmen. Allahım zaman geçmek bilmiyor resmen, uzun bir süre bu bekleyişe devam ettik. Sonrasında dayanamayıp Burak'a aklımda ki soruyu sordum.

"Bu dalda hangisi daha iyi?" Burak gayet kendinden emin bir şekilde sorumu yanıtladı.

"Bu konuda kimse Sarp'la yarışamaz,  o hepimizden iyi." İşte bu biraz olsun rahatlamama sebep oldu, bu yarışı cidden onun kazanmasını istiyordum. Benim yüzümden okuldan atılmasına vicdanım razı gelmiyordu. Yine bekleyişe devam ettim, beklentimin sonunu kapıda atıyla Poyraz'ı görmem getirdi. Hani Sarp daha iyiydi?

"Lan Poyraz Sarp'ı nasıl alt etti?"

"Valla kardeşime helal olsun. Bunu beklemezdim." Cenk ve Burak aralarında konuşurken ben hayal kırıklığıyla başbaşa kaldım. Daha ilk yarışta kaybetmemesi gerekiyordu. Cidden bu bana büyük sürpriz oldu.

Yarış bittikten sonra çiftlikte Sarp'ın yanına gittim, biraz ona destek olmam gerekiyordu. Sonuçta bu konuda en iyi o olmasına rağmen yarışı kazanamamıştı. Ama bu durumdan hiç üzgün gibi görünmüyordu. Yanına gidince bana gülümseyip atına yemek yedirmeye devam etti.

"Sizi tanıştırmamı ister misin?" Samimi bir tebessüm gönderip başımı sallayarak onayladım.

"Bu güzel atın adı Jüpiter." Adı cidden güzeldi, sonrasında ben konuşmaya başladım.

"Benim adım da Yağmur Jüpiter. Memnun oldum." Sonra elinde ki yemi göstererek;

"Sen de yedirmek ister misin?" Hemen hevesle kafamı salladım. Birazını benim elime boşaltınca yavaşça ata yedirmeye başladım. İnsanların atları neden bu kadar çok sevdiğini şimdi daha iyi anlıyordum. Cidden insana huzur veriyorlardı. Ben Jüpiter'e yemini yedirirken Sarp ona doğru yaklaşıp konuşmaya devam etti.

"Yeni arkadaşımızı gezdirmek mi istiyorsun?" Sarp'ı ilk defa bu kadar mutlu görüyordum. Bu nedense beni de mutlu etmişti.

"Seni gezdirmek istiyor." Bana bunu söyleyince korkuyla geriledim.

"Ben daha önce hiç ata binmedim ki." Şimdi de binebileceğimi sanmıyordum, böyle bir tecrübem yoktu çünkü.

"Merak etme bir şey olmaz, hem ben sana yardım edeceğim." O böyle söyleyince içimde bir güven duygusu oluştu, sonrasında kabul ettim zaten. İlk etapta biraz zorlandım ama sonrasında alışmaya başladım. Cidden çok güzeldi, bir de bunu üzerinde  hızla yarış yapanlar vardı, ahhh çok heyecanlı. Sarp beni gezdirirken uzun uzun ona baktım. Bu adam cidden mutlu olmayı hakediyordu.  Ama bir şeyin daha farkına varmıştım:  onu mutlu edecek insan ben değildim..

F4 (B.O.F)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin