ÖZÜR DİLE

144 12 1
                                    

Hiçbir şey yolunda gitmiyordu, ben düzelsin diye uğraşırken sanki daha da beter bir hâl alıyordu. Artık ne yapacağımı ciddi anlamda kestiremiyorum. Babam haftalardır başka bir dükkan arıyordu, annem ise babamın hâlini gördükçe perişan oluyordu. Hilâl ve Samet ise okula bile gitmek istemiyorlardı. Bende çıkar bir yol bulmak için kendimi paralıyordum, Poyraz'dan ayrılmış olmama rağmen annesi peşimizi bırakmadı, belki de ondan ayrılarak çok büyük bir hata yaptım. Benimle karşı karşıya gelmemek için elinden geleni yapıyordu, onu o kadar özlemişim ki. Benimle karşılamayı istemediğini bildiğim için artık Sarp ve diğerleriyle de görüşmeyi kesmiştim. En azından Poyraz'a bu şekilde yardımcı olmalıydım. Şu süre zarfında bana en çok destek olan Rüzgâr olmuştu, özellikle de şu sıralar onu iyi ki tanımışım diyorum.

"Niye dalıp gittin?" Rüzgâr konuşmayana kadar dalıp gittiğimin farkında bile değildim, zor da olsa gülümseyip cevap verdim.

"Şu son olanları düşünüyordum." Ben bunu söyleyince derin bir nefes aldı, ardından tam gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

"Hâlâ Poyraz'ı mı düşünüyorsun?" Kafamı sallayınca Rüzgâr biraz sinirlendi.

"Neden takıntılı biriymiş gibi hâlâ onu düşünüyorsun?" Böyle söylemesi beni üzmüştü doğrusu, cevap vermek istemeyince o devam etti.

"Şu an başına gelen herşey onun yüzünden, baksana onun umurunda bile değil, seni görmek bile istemiyor, sen ise hâlâ onun için üzülüyorsun." Bu defa sessiz kalmadım.

"Beni görmeye dayanamadığı için görmek istemiyor bunu biliyorum." bunun üzerine büyük bir kahkaha attı.

"Cidden bu kadar saf mısın Yağmur? Eğer özlemiş olsaydı şuanda yanında olurdu." Bu defa daha yüksek bir sesle konuşmaya başladım.

"Bitirmek isteyen bendim, hâlâ nasıl yanımda olmasını beklerim?" Böyle konuşması sinirimi bozdu, yanından kalkıp gideceğim sırada o da ayağa kalkıp beni durdurdu.

"Onunla olamazsın Yağmur hâlâ bunu anlamadın mı? İkiniz çok farklısınız, o ibne F4'ten başka kimseyi adam yerine koymuyor." Hemen itiraz ettim,

"Evet önceden öyleydi ama artık değil, Poyraz değişti." Histerik bir kahkaha eşliğinde konuşmaya devam etti.

"Sen öyle san! O sana göre biri değil." Bu defa var gücümle bağırmaya başladım.

"Kim bana göreymiş o zaman?!" O da aynı benim gibi bağırarak devam etti.

"Ben!" Şokla ona bakmaya başladım, girdiğim şoktan faydalanmış olacak ki beni kendine çekip sarıldı.

"O piçle değil benimle ol, ben seni mutlu ederim, benim yanımda mutlu olursun." O konuşmaya devam ederken kendime gelip hızla onu ittim.

"Bırak beni!" Ama o tekrar beni kendine çekti,

"Ona gitmene izin vermeyeceğim, hata yapıyorsun, hata yapmana da izin vermeyeceğim!" Onun kolları arasında çırpındıkça güçlü kolları beni daha da sıkı sardı.

"Allah'ın belası bırak beni!" Hâlâ beni bırakmayıca dirseğimle boşluğuna vurdum, bu onu hazırlıksız yakaladı. Acıyla inlerken bende onun kollarından kurtuldum. Tam gideceğim sırada,

"Sayende çok büyük bir hata yaptığımı anladım, bundan sonra ne olursa olsun Poyraz'ı bırakmayacağım." Dedim ve tam gideceğim sırada Rüzgâr beni tekrar yakaladı.

"Bu o kadar kolay olmayacak!" Dedi ve cebinden küçük bir mendil çıkardı. Sonrasında herşey çok hızlı gelişti, mendili burnuma değişirdiği an bilincimi kaybetmeye başladım, son duyduğum şey;

F4 (B.O.F)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin