KLOSTROFOBİ

356 20 28
                                    

"Sen? Senin ne işin var burada?" tüm şaşkınlığımla Poyraz'a bakıp çemkirmeye başladım, o ise gayet sakindi.

"Kendi evimde olmamın neresi garip?" ne yani beni Ediz kaçırmamış mıydı?

"Burası senin evin mi?" bu defa bana yaklaşıp sorumu cevapladı.

"Tamamen doğru adrestesin." Allah'ın malı, sanki ben burada olmak istiyorum. Birde bana doğru adrestesin diyor, asıl sen yanlış adrestesin.

"Bana ne yapacaksın?" bunu sorarken aynı anda ellerimi yumruk pozisyonunada getirmiştim.

"Sana yapmak istediğim herşeyi yaptım zaten." dedi ve omuzlarımdan tutup beni yan tarafa döndürdü. Büyük boy aynasında kendimi görmeyi beklemiyordum. Poyraz arkamda ben ise onun önündeydim. Bana giydirdikleri elbise ve makyajla doğama aykırı bir şekilde güzel görünüyordum.

"Sen bile şaşırdın değil mi?" evet fazlasıyla şaşırmıştım, bunu anlayan Poyraz devam etti.

"Gördün mü? Para çirkin ördek yavrusunu bile kartala dönüştürebiliyormuş."

"Kuğu değil miydi o?" zaten bu gerizekalıdan doğru söylemesini bekleyemezdim.

"Her neyse bunun bir önemi yok!" dedim ve daha yüksek bir sesle konuşmaya başladım.

"Derdin ne senin?! Kim istedi senden böyle birşey yapmanı? Gerizekalı mısın sen evladım?" ona  ettiğim hakareti hiç umursamadan o konuştu.

"Heyy, köylü kızı? Bak benden hoşlanıyorsan lafı dolandırmadan söyle. " ne? Hoşlanmak mı? Yok cidden iyi değildi bu çocuk.

"Höst!" diyebildim sadece. Ben bunu diyince kafasını geriye yatırıp gülmeye başladı, e ama böylede gülünmez ki, içim eridi resmen.

"Doğru sen hep hissettiklerinin aksini söylersin değil mi?" ama yok ne kadar güzel gülerse gülsün gerizekalı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Bak Poyraz! Şakanında bir sınırı var. Kes artık şunu, yemin ederim seni şikayet ederim. Hapislerde çürürsün ona göre." yine o güzel gülüşünü sergileyip,

"Hadi ama, kimse yokken doğruları söyle gitsin. Söz kimseye söylemeyeceğim. Hatta kimse yokken sana sevgilimmiş gibi davranacağım." cidden bu çocuk olmamış, yoksa düzgün biri böyle davranmazdı. O bunları söyledikten sonra ona biraz yaklaşıp,

"Sen delisin değil mi? Hatta şizofren falansın. Böyle kafanda kurup kurup onlara inanıyorsun, sonra beni kaçırıyorsun. Bence bir doktora görün, valla bak senin için endişelenmeye başladım." dedim ve ondan uzaklaştım.

"Gidiyorum ben." dedikten sonrada kapıya doğru hareket ettim, ama bu lanet çocuk beni durdurmuştu.

"Nereye gittiğini sanıyorsun sen? Senin için ne kadar para harcadım biliyor musun?"

"Ya ben mi dedim harca diye gerizekalı? Allah'ım çattık ya." ben sinirle konuşurken oda eskisi kadar sakin değildi.

"Yerinde olmak isteyen ne kadar çok kız var farkında mısın sen? Aklın başında mı?"

"Senin gibi bir psikopat tarafından kaçırılmışken, aklımın başında olmaması çok doğal değil mi?!" hâlâ ve hâlâ aynı pişkinliğe devam ediyordu.

"Kızım yanımda kalırsan sana tüm bunların fazlasını veririm." yok bu çocuk cidden beni anlamıyordu, yada ben anlatamıyordum.

"Bak seni görünce midem bulanıyor anlıyor musun?  Böyle tüm vücudumda böcekler geziyormuş gibi hissediyorum. O kadar iğreniyorum senden." sanırım bu söylediklerim fazla gelmişti, yüzünde büyük bir şok dalgası gezinmeye başladı. Hemen kulağıma ve boynuma taktıkları takıları çıkarıp yere fırlattım, ardından üzerimdeki elbiseye yeltenince formamın olmadığını idrak ederek bağırmaya başladım.

F4 (B.O.F)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin