DAVET

303 23 32
                                    

Burak'ın Ağzından

Kampın üzerine böyle bir hava çekilmez bir çile gibi geldi. Dün gayet güneşli olan hava, yerini yağmura bıraktı. Havalarda bizim ruh hâlimizden mi etkileniyor anlamadım. Zaten Hilal iki günde beni deli etmeyi başarmıştı. Yağmur'un dediği kadar vardı. Kız rahattı, birde umursamazın tekiydi. Her kız etrafımda pervane olurken bu kız bana laf sokuyordu. Bu iki kardeş cidden sorunluydu. Poyraz Yağmur'a ciddi kafayı takmıştı, onu ilk defa böyle görüyordum. Zaten ben bu zamana kadar bir kızdan laf yemiş adam değilim, Hilal Cenk'in yanında beni göt etti. Genlerinde var bunların kesinlikle..

"Bugün hava çok güzel be." mutlulukla bunu söyleyen Poyraz'a bakmaya başladım. Lan dışarıda fırtına var adam hava güzel diyor. Bu kız bunda ciddi anlamda yan etki yaptı.

"Delirdin mi oğlum, her yeri sel götürüyor." aptal aptal sırıtarak konuşmaya devam etti.

"Yağmur yağıyor işte, bundan güzel hava mı olur?" he şimdi anlaşıldı neden güzel geldiği. Ulan sende az gavat değilsin. Bakalım bu aptal âşık modundan ne zaman çıkacaksın?

"Oğlum sıkıldım artık ya, bu anca Yağmur'u izliyor." Cenk bunu diyince gözüm televizyona ilişti, Poyraz yine Yağmur'u izliyordu. Bu defa da havuza ördek koymuştu, kız delirecek kıvama geldi.

"Lan sen hâlâ bu kızla mı uğraşıyorsun? Hani kampta iyidiniz." asansör olayından sonra Yağmur'la uğraşmaz sanıyordum ama Poyraz yine rahat durmamıştı.

"Bu uğraşmak değil koçum, sadece onunla ilgileniyorum." havuza ördek koyarak mı?

"Hiçbirşey için bu kadar çabaladığını görmemiştim." Cenk haklıydı, bende Poyraz'ın bu kadar çabaladığını görmemiştim.

"Haklısın kardeşim, baksana sadece kızı izliyor, bu kıza da yazık." Yağmur'da da cadılık vardı ama Poyraz daha zor bir insandır. Bunca yıllık arkadaşımın bir kez olsun olgunluğunu görmemiştim. Çocuğun tekiydi, birde üzerine âşık olunca çekilmez bir hâl aldı. Ama bu kızı izlerken yüzünün aldığı mutluluğu hiçbir zaman görememiştim. Acaba iyi mi oldu ne? Belki de bizim Poyraz'ı bu kız yola getirirdi. Umarım öyle olur..

Yağmur'un Ağzından

Okulda kendi hâlimde gezerken yine Sarp'ı gördüm, aynı köşesinde keman çalıyordu. O kadar güzel çalıyordu ki, normalde kemanı sevmediğim hâlde onu dinleyesim geliyordu. Yavaşça ona doğru yaklaştım, umarım beni fark etmezdi. O beni fark etmedi ama, çalışına son verdi. Çünkü kemanın teli kopmuştu ve parmağını kesmişti. Daha fazla uzakta durmanın anlamı yoktu, aynı yavaşlıkla bu defa onun yanına gittim. Beni görünce yüzünde bir afallama oluştu ama sonrasında toparladı. Cebimden bana verdiği mendili çıkardım ve eline doğru hareket ettim. Elini geri çekmek istedi ama izin vermedim.

"Hep sen mi yardım edeceksin? Bu defa da ben sana yardım ediyorum." ben böyle diyince yüzünde bir tebessüm oluştu. İçim neden bu kadar kıpır kıpırdı? Bende aynı tebessümü ona gönderdim ve büyük bir dikkatle parmağını sardım. Kemanını yan tarafa koymuştu, başlayan yağmurla beraber kemanda ıslanmaya başladı. Şemsiyemi ona versem kabul etmeyeceğini bildiğim için kemanın üzerini kapattım. Şimdilik ona bundan fazla yardım edemezdim, daha fazla yanında durmadan havuza gitmek için yanından ayrıldım..

Nedense Sarp'ı orada o şekilde bıraktım diye kendimi kötü hissetmiştim. O her başım belaya girdiğinde bana yardım etmişti ben ise sadece parmağını sarıp yanından ayrılmıştım. Canının sıkkın olduğuda her hâlinden belliydi. Havuz işini biraz daha ertelemeliydim, şimdi gidip Sarp'ın yanında olmalıydım. Yürüyerek geldiğim yolu koşarak geri döndüm. Ama maalesef ki Sarp yerinde yoktu, hangi ara gitmişti ki? Hayal kırıklığıyla olduğum yere sindim, yapacak başka hiçbir şeyim yoktu çünkü. Geriye doğru hareket edince sert bir bedene çarptım, arkamı döndüğümde Poyraz'la yüz yüze geldim. Neden her defasında karşıma çıkıyordu? Ama bu defa herzamakinden farklıydı, onu ilk defa bu kadar ciddi görüyordum.

F4 (B.O.F)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin