Poyraz Hilal'e bile haber vermeme izin vermeden beni partiden çıkarmıştı, zor durumda olduğumu nasıl anlamıştı acaba? Aklımda soru işareti kalmasına gerek yoktu, Poyraz Sarp gibi değildi, nedense Poyraz'ın yanında kendimi çok fazla rahat hissediyordum. Oysa ki; canımı fazlasıyla yakmıştı. Sarp her defasında bana yardım eden taraf olmuştu, ama ondan deli gibi korkuyordum, hele ki bugün olan tavrından sonra iyice tırsmıştım. Bir sıkıntısı vardı, bunu kavrayabiliyordum ama; kendini tehlikeli gibi gösterme çabasını anlamamıştım.
"Zor durumda olduğumu nasıl anladın?" dolandırmadan sorumu yöneltince Poyraz omuz silkti.
"Sarp pek iyi gününde değil, böyle durumlarda çevresinde ki kimseyi umursamaz, sana zarar verebilirdi."
"Bunu nasıl anladın?" âni sorumla bana bakmaya başladı, oysa biraz önce konuşurken yüzüme bakmamaya özen gösteriyordu.
"Partiye gelmeden önce büyük babasıyla ilgili bir sorun çıktı, iptal etmeyi teklif ettik ama kabul etmedi. Olayları onun açısından değiştirmemizi istemiyor beyefendi." onun derdini açıkladı ve derin bir nefes aldı, ardından devam etti.
"Annesi ve babası onun yüzünden kaza yapınca büyük babasıyla görüşmemeye başladılar. Büyük babası hep onu suçladı, Sarp bu yüzden kendinden nefret etmeye başladı. Dolayısıyla yanına yaklaşan herkesin zarar göreceğini düşündüğü için bizden başka kimseyi yanına yaklaştırmıyor." şuan takıldığım tek nokta annesinin ve babasının onun yüzünden ölmesiydi.
"Ailesi nasıl öldü?" bunu sorunca anlıkta olsa Poyraz'ın gözlerinde yıkım gördüm, Sarp'a gerçekten değer veriyordu.
"Sarp 5 yaşındayken tatil dönüşünde babasıyla oynamaya kalkmış, o sırada Gürol amca direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkıp kaza yapmış. Kazadan kurtulan tek kişi Sarp oldu. Gürol amca ve Aysun teyze anında ölmüşler. Sonrasında da Sarp bu hâle geldi işte, aşırı ruhsuzluğu bu yüzden." o kadar fazla içim acımıştı ki, anlıkta olsa kendimi onun yerine koyunca dayanılmaz bir acı hissettim. Sarp tek başına tüm bu olanların altından nasıl kalkabilmişti? Büyük babasından şimdiden nefret etmeye başlamıştım, sanki o isteyerek mi yapmıştı? 5 yaşında ki bir çocuk infaz edilir miydi?
"Neyse bu kadar gevezelik yeter! Gir içeri." gece kulübüne benzeyen bir mekâna gelmiştik, konuşurken buraya geldiğimizin bile farkında değildim. Ona uyum sağlayarak içeriye girdim, böyle mekânların fazlasıyla kalabalık olması gerekmiyor mu? Burada sadece biz vardık.
"Neden kimse yok?" aynı zamanda etrafıma bakmayı da ihmal etmiyordum.
"Bu gecelik kulübü kapattım, seni o kadar ibnenin arasına sokacağımı düşünmüyordun herhalde?!" wooow bu fazla havalıydı, resmen beni düşünerek koskaca kulübü kapatmıştı, etkilenmedim desem çarpılırım, ama bunu ona beli edecek değildim.
"Ne gerek vardı böyle bir şeye?" içimden geçenlerin aksine ne kadar da sakindim, az kaldı ben bu çocuk yüzünden kesin çarpılacağım. Ağzımla burnum yer değiştirirdi artık, aman düşüncesi bile korkunç!
"Hadi ne istiyorsan onu yap!" Poyraz konuşunca ne demek istediğini anlamadım, yani genel olarak onun yüzüne mal gibi bakıyordum.
"Ne yapayım?" diye sorunca derin bir nefes aldı ve anladım ki hâlinden hiç memnun değildi.
"Ağlamak istemiyor musun? Ağla işte." bunu nasıl anladığını ciddi anlamda anlamamıştım. Müneccim gibi çocuktu, vahiy mi geliyor anlamadım ki!
"Sarp'a olan ilginin farkındayım." anladım kesin vahiy geliyor. Şok olan yüzümü görünce devam etti.
"Dün sizi gördüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F4 (B.O.F)
HumorBirbirinden apayrı 4 benzersiz arkadaş.. Bu 4 kişiliğe baktığınızda kendinizden birşeyler bulabilmeniz çok doğal. Biri; grubun en eğlenceli üyesi.. Tüm hayatını internet fenomenlerine özenerek ve grubuna sulanarak geçiren bir serseri.. Biri; hayatı...