-2- Gülümsemesinde Güneşi Barındıran Çocuk

9.3K 302 78
                                    

Not/ Futbolcuların bazıları yabancı olduğu için İngilizce konuşmaları gerekecek tabi ben oraları da Türkçe yazacağım :D

Bölüm Parçası/ Sevdiğiniz akustik olmayan bir şarkı olabilir, bu bölüm için belirlediğim bir parça yok.

Multi

İyi okumalar...

Nevzat Demir tesisleri son geldiğimden bu yana fazlasıyla değişmişti. Eski hâline kıyasla saray gibi olduğunu söylersem abartmış olmazdım. İçindeki atmosfer ise her zamanki gibi kalp ritmimin yükselmesini sağlıyordu.

"Çok güzel değil mi?"

Arkamdan gelen ses ile birlikte başımı o yöne çevirmiştim.

Güzel gülümsemesiyle Özyakup karşımdaydı.

"Hem de fazlasıyla."

Sırıtırken etrafına ışık saçabilir miydi bir insan? Bu adam kesinlikle bunu başarıyordu. Sanki gülümsediğinde, kalbinden kalbime doğru hareketlenen bir şeyler oluyordu.

"Gelmişsin."

Gülümsedim.

"Geldim."

Onun da gülümsemesi büyümüştü.

"İstersen sana burayı gezdirebilirim. Daha sonra da antrenman alanına gideriz."

Bu teklif benim de işime gelirdi.

"Olur."

******

"Son olarak, burası da dinlenme alanımız."

"Yenilenme buraya fazlasıyla yaramış. Son geldiğimde bazı eksikleri vardı."

'Bazı' dediğime bakmayın. Aslında birçok eksiği vardı. Eski hâli ve şimdiki hâli kıyaslandığında, burası buram buram kalite kokuyordu. Anlaşılacağı üzere masraftan kaçılmamıştı.

"Çok şanssızmışım."

Aniden konuyu değiştirmesiyle birlikte ilgimi tesisten alıp Oğuzhan'a vermiştim.

"Anlamadım?"

"Ben Beşiktaş'a dört yıl önce geldim. Sen de dört yıl önce gitmişsin. İmkanım olsa, seninle daha önceden tanışmak isterdim."

Ah, keşke gamzelim...

"Biraz geç olmuş olsa da tanıştık. Hem, önümüzde daha çok zaman var."

"Sizi yakından tanımaktan onur duyarım Sayın Hanzade."

Ben de seni tanımayı iple çekiyorum, gülümsemesinde güneşi barındıran çocuk.

"Antrenmanların yapıldığı alana gidelim mi?"

"Bana uyar."

İçimdeki Kayahan durmadan, seninle her şeye varım ben diyordu.

"O zaman önden buyur. Zaten düz ilerleyince hemen solda büyük bir kapı var, oradan girince antrenmanların yapıldığı alana ulaşıyorsun."

Bu sefer onu başımla onaylamıştım.

Duvarlardaki fotoğraflar anlamlı ve güzeldi. Metin, Ali, Feyyaz'dan, Süleyman Seba'sına, Hakkı Yeten'den, Sergen Yalçın'a, İlhan Mansız'dan, Pascal'a kadar bir sürü efsaneyi barındırıyordu bu duvarlar.

Beşiktaş herkesin takımıydı. Kendi tribünü haricinde başka takımların taraftarlarının da saygısını kazanan bir takımdı. Tabi bazı istisnaları saymıyorum. İnsanların Beşiktaş'ı sevmesini sağlayan bir neden de tartışmasız Çarşı grubuydu. Çarşı özeldi. Çarşı Siyah ve Beyazdan başka her şeye karşıydı.

Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin