-4-

6.2K 234 46
                                    

Öhöm öhöm, merhabalar. Günaydınlar veya iyi akşamlar. Kitabımın kapağını ve ismini değiştirdim. Çünkü, kullandığım isim başından beri içime sinen bir isim değildi.

Kitabın adını "Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen" yapmamın nedeni Ayşegül&Oğuzhan çiftinin özellik olarak içlerinde çocukluklarını barındırmaları. Büyüyemeyen, büyümeyi istemeyen karakterler bunlar. Hâlâ çocuk olan...

Umarım hoşunuza gitmiştir.

Ek notcuk/Kitap hakkında önerileriniz, yorumuz, isteğiniz ya da sadece bana sormak istediğiniz bir şey olursa yorum olarak yazabilirsiniz. Hepsini cevaplarım.

Uzun bir bölüm yazmaya çalıştım.

Multi/ Merve-Taner

Keyifli okumalar

"Kuzen! Çok özlemişim seni."

İçeri girmeme bile fırsat tanımadan üstüme atlayan Merve ile birlikte yeri boylamaktan son anda kurtulmuştum.

"Bu göbek ne Merve? Valla kendi başına bağımsız devletini kuracak yakında. Ama yaramış sana hamilelik. Yüzüne renk gelmiş."

Yüzündeki limon yemiş ifadesi iyi bir duruma mı işaretti? Kaçmalı mıydım? Sanırım yanlış bir cümle tercihinde bulunmuştum.

"Söylediklerine sevinsem mi? Üzülsem mi? bilemedim. Sözlerini Allah'a havale ediyorum. Başını duymamış gibi yapıyorum."

İnsanlara yalan söyleyeceksin! Doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar!

"Duymak istediklerini söylememi mi tercih ederdin? Eğer öyleyse, tamam."

Yalandan bir öksürmeyle konuşmama devam ettim.

"Vay be! Hamile misin? Değil misin? Belli değil. Bilmesem hamile olduğun aklımdan geçmez. Yüzün, gözün aydınlanmış. Taner iyi bakmış sana."

Sanırım bu fazlasıyla tatmin edici ve yeterli bir cümle olmuştu.

"Bazen aynı gene sahip olduğumuzdan şüphe ediyorum. Ama, yine de özledim. Gel buraya şapşal."

Ve tekrardan ufak bir düşme tehlikesi...

"Ben de özledim. İstanbul'a dönene kadar, bu kadar dönmek istediğimin farkında değildim. "

Bu da külliyen yalandı! Sınav haftalarında, yetiştirmem gereken ödevleri tamamlamaya çalıştığım zamanlarda yalnızca evime dönmeyi istiyordum.

"Özlersin tabi."

Arkadan gelen kırılma sesiyle birlikte hızlı bir şekilde yönümü değiştirmiştim.

Karşımda elindeki cam kabı yere düşürüp kırılmasına yol açan sakar bir Taner vardı. İşte bu yüzden Taner'i çok seviyordum. Sakarlık bakımından fazlasıyla uyumluyduk. Canım eniştem be! Bizi yalnızca bizim gibi sakarlar anlar.

"Hoş geldin baldız."

"Mutfak senin işin değil be Taner."

Merve de yüzündeki komik ifadeyle beni onaylamıştı.

"Sağlıklı beslenmem için internetten bulduğu değişik yeşil yemekleri yapmaya çalışıyor. Ama sadece çalışıyor."

Taner'in yüzüne oyuncu bir ifade yerleşmişti.

"Benim gibi eşi bulmuşsun da hâlâ konuşuyorsun. Ben sadece senin ve minik böceğimizin sağlığının peşindeyim."

Merve birkaç kere gözünü kapayıp açtıktan sonra gayet sinirli bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin