Bölüme geçmeden önce kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
Benim hikayemdeki karakterlerin çoğu gerçek hayatta var olan kişiler. Ama yazarken karakterlerin düşünce yapılarını ve hareketlerini ben şekillendiriyorum.
Sonuçta yazdığım kişiler ünlü futbolcular. Herkes gibi bende okuduğum, gördüğüm kadarıyla tanıyorum onları. İlla kendi görüşümü katmak zorundayım.
Bana göre, gerçeğin bir tık altında yazıyorum. Yazım hatalarım varsa da, ben zaten profesyonel değilim. Uyarırsanız düzeltirim.
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.
Hepinizi çok öpüyorum, iyi okumalar...
Multimedia ❤
Çenemi kapalı tutmayı acilen öğrenmeliydim.
"Allah sevdiğine bağışlasın."
Yüzündeki gülümseme sanki büyük değilmiş gibi, biraz daha büyümüştü.
"Amin."
Bu amin neden bu kadar içten gelen bir amindi? Hayır yani aklında biri varsa söyle de umudu keselim!
"Masaya dönebiliriz."
Beni başıyla onayladığında birlikte masaya doğru ilerlemeye başlamıştık.
Yine yırtmıştım. Ama bu defa rezilliğim daha büyük seviyedeydi. Bu iş böyle giderse deve kuşu gibi hiçbir işe yaramayacağını bildiğim halde başımı toprağa gömecektim.
Masaya vardığımızda, önceden oturduğum yere oturmama izin vermeyip kendi oturduğu yerin karşısındaki boş yere oturtmuştu beni.
Kendisi de hemen yerine geçmişti.
"Abla, tanıştırayım Ayşegül. Ayşegül bu da ablam Şermin."
Bir gülüş ancak bu kadar benzeyebilirdi.
"Merhaba. Tanıştığıma çok memnun oldum."
Şu sıra baya bir kişiyle tanışmıştım.
"Ben de tanıştığıma çok memnun oldum canım. Oğuzhan senden bahsetmişti."
Ve ardından gelen öksürük krizi.
"İyi misin?"
"İyiyim iyiyim."
Sadece panik oldum, o kadar.
Benim hakkımda ablasına ne demişti?
Zaten benim Hakkımda Melih'le ne konuştuğunu bilemiyordum, bir de bu eklenmişti.
O sıra aklıma gelen saçma düşünceyle sırıtmaya başlamıştım.
Melih ve Şermin.
Kendi kendime gülümsemeye devam ederken, Melih'in kafama vurmasıyla hayal dünyamdan hızlı bir çıkış yaşamıştım.
Oğuzhan da, Şermin abla da gülmüştü.
Ben Özyakup ailesine rezil olmak zorunda mıydım?
"Ne var Melih?"
"Kendi kendine sırıtacağına, yemeğini ye küçük fare. Hem ne diye tuhaf tuhaf sırıtıyorsun?"
Ya da vazgeçtim. Şermin abla Melih'le sevgili olsaydı, hayatının açık ara en büyük hatası bu olurdu.
"Sana ne Melih. Sen kendi işlerinle ilgilen."
Abi dediğimiz varlık, eğer Melih gibiyse çok büyük sıkıntıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)
FanfictionKulüp yöneticilerinden, Zafer Hanzade'nin yurt dışında yaşayan kızının İstanbul'a gelmesiyle başlayan bir aşk hikayesi. Ayşegül Hanzade & Oğuzhan Özyakup "Hayatıma yön veriyor olmanı seviyorum. Bana karışmanı sevdiğim gibi. Gülümsemeni seviyorum. Gü...