Bu bölüme, bölüme alakasız bir söz ile başlıyorum. Sözü söyleyenin hayatımdaki yeri çok büyük...Çocukken gittiğim ilk konser maNga konseriydi. O sıra çok fazla bilindik bir grup değildi. Ama benim için çok özeldi. Annem ve babam ile gitmiştim. (Kendileri genç olduğu için, birazcık deliler de 😉) Onlar şarkılara eşlik edebiliyordu. Ben biraz yetersizdim. Neyse işte. Konser sonrası yetersizliğim yüzünden hüzünlü olduğum dakikalarda, annem ve babamın beni gaza getirmesi sayesinde hırs yapıp eve gittiğim gibi albüm şarkılarını ezberlemeye başlamıştım. Azmin sonucu olarak, üç hafta sonra İstanbul'daki başka bir konserlerine tekrardan gidip tüm şarkılara eşlik etmiştim. Diyeceğim o ki, bazen hırslarınıza yenilin. Yenilin ki, istediğinizi daha hızlı bir şekilde elde edebilin. Her şey bizim elimizde 😉
"Sen mutsuz değil, umutsuzsun. Kendinden korkutulmuşsun."
Buradan Ferman aşkıma selamlar.. Seni de unutmadım, ex aşkım...
Peeling derdine düşüp yüzümü türk kahvesi ile kapladım. Saçmaladıysam kusura bakmayın 😉
Bu arada bölümde bahsettiğim mekanı gerçekten tavsiye ediyorum. Yemek için gitmeseniz bile içini bir görün.
Açık Seçik Aşk Bandosu/Artık Gitme (Açmanız gereken yeri belirttim)
İki ay sonra.. (Günümüzden yirmi gün önce falan olarak düşünebilirsiniz.)
"Oğuzhan, o olmaz."
"O olmaz, bu olmaz. İyi de ben ne giyeceğim?"
Yarım saattir bugün giymesi için kıyafet seçmeye çalışıyorduk.
Bu işi bana bıraksaydı iki dakikada halledebilirdim ama Beyefendimiz kendi beğendiğini giymek istiyordu. Hayır anlamıyorum yani! Bir kere de tercih hakkını bana bırak.
"Bak bu daha güzel."
"Olmaz."
Zevksiz.
"Oğuzhan?"
"Efendim Ayşegül?"
"Sen Necip ile kahvaltıya gideceğinden emin misin? Hayır yani, Necip bu. Antrenmanlarda her halinizi görüyorsunuz zaten."
Bir kahvaltı için bu kadar özen fazla değil miydi? Kahvaltıya birlikte gidecek olsaydık özenmesine bir şey demezdim ama Necip ile gidecekti yahu!
"Bak eğer Necip ile ciddi düşünüyorsanız, ben aranızdan çekilirim ama başka bir kız varsa, önce o kızı sonra seni döverim. Daha sonra da giderim!"
İki aydır rutin bir şekilde kavga ediyorduk. Gerçi çok ciddi kavgalarımız olmamıştı. Hepsinin sonu tatlıya bağlanmıştı. Ona küsmek gibi bir şansım pek olmuyordu.
Üstümde tuhaf bir etkisi vardı.
Bu arada ilginç bir şekilde ilişkimizi babamdan gizlemeyi başarabilmiştik. Tabi Muzaffer abi bu konuda biraz zorlanıyordu.
"Sence yanımda sen olduğun sürece başka bir kız olabilir mi?"
Onu cevaplamama gerek yoktu. Bu zaten belliydi. Karşı cinse temas yok! Olursa cezaların en büyüğü ile cezalandırılırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)
Fiksi PenggemarKulüp yöneticilerinden, Zafer Hanzade'nin yurt dışında yaşayan kızının İstanbul'a gelmesiyle başlayan bir aşk hikayesi. Ayşegül Hanzade & Oğuzhan Özyakup "Hayatıma yön veriyor olmanı seviyorum. Bana karışmanı sevdiğim gibi. Gülümsemeni seviyorum. Gü...