Sessizlikte çok şey gizlidir...
Bu bölümün 'Böyle' olmasının nedeni şu sıra dinlediğim şarkılardır. Okuldan mıdır? Son zamanlarda yaşadıklarımdan mıdır? Bilmem. Şu sıra fazla bir karamsar oldum. Valla bu halimi kendime yakıştıramıyorum :D
Uzun zamandır bölüm gelmiyordu. Bunun maalesef ki farkındayım. Ama yazabileceğim bir zaman dilimi bulamadım. Bazen yazasım geldi ama kendimi yetersiz hissettim. Ben de yazmayı erteledim. Ama sözlerimi tutarım. Bu yüzden bu bölüm bana bölümü geç attığım için gıcık olan herkese gelsin.
Bölüm öncesi spoiler vermediğim için, tahminlerinizi okumadan buraya yazabilirsiniz. Bekliyorum :) "Sizin hayal gücünüzün kuvveti beni fazlasıyla güldürüyor."
Bölüm Parçası: Halil Sezai - Paramparça (akustik) (Açmanız gereken yeri belirttim.)
Keyifli okumalar...
Oğuzhan ile olan tartışmamız her zamanki gibi kısa sürede sonuçlanmıştı. Ben bile kendime katlanmakta zorluk çekiyorken, o her zaman gülümsüyordu. Bana gülümsüyordu. Hatalarıma gülümsüyordu. O özeldi. O her şeydi. Her şeyden de öte, bendi. Beni ben yapan en önemli parçamdı.
Onsuz geçen zamanlarımın büyük bir boşluk olduğunu fark etmem bile beni üzmüyordu. Aksine onun gözümdeki değerini daha fazla arttırmam mümkünmüş gibi yükseltiyordu.
"Ayşegül telefonun çalıyor."
Oğuzhan'ın seslenmesiyle, onun hakkındaki düşüncelerime ara verip telefonumun çağrısını yanıtlamıştım.
"Efendim?"
"Ses tonunu bu kadar özlediğimi konuştuğun saniyeye kadar anlayamamıştım."
"Si-"
Oğuzhan'ın hâlâ yanımda olduğunu hatırlamamla birlikte ağzımdan az kalsın firar edecek olan kelimeye engel olmuştum.
"Yok Merve'ciğim, silgin bende değil."
"Anladım, müsait değilsin ama önemli değil. Ben de seni bir yere çağırmak için aramıştım zaten."
Bu adamdan gerçekten nefret ediyordum. Oğuzhan ne kadar mükemmelse, Cenk de o kadar aptaldı.
"Hayır olmaz. Neyse sonra görüşürüz."
Lütfen görüşmeyelim.
"Merve seni gerçekten sadece bir silgi için mi aradı?"
Senin yüzündeki anlamsız gülümsemeyi yerim. Ne güzel adamsın sen. Bana iki saniyede az önceki yüksek sinirimi bile unutturmuştu.
"Ailemiz genetiği bakımından çatlak. Gerçi sen de çok normal sayılmazsın."
"Ne anormalliğimi gördün?"
Bu çocuğun sorularına neden cevap veremiyordum?
"Sen her zaman farklısın hayatım."
"Biliyorum."
***************
"Ya sen laftan anlamaz mısın be adam? Hayatımdan bir defol git artık."
Oğuzhan beni eve bıraktığında rahatça bir nefes veremeden Cenk tekrardan aramaya başlamıştı.
O gün onu hastanelik etmediğim için şu an fazlasıyla pişmanlık duyuyordum. Elimdeki fırsatı değerlendirememiştim.
"Sadece son bir kere görüşmek istiyorum."
"Yahu sen aklını falan kaçırdın sanırım? Oğuzhan senin gibi gevşek bir adam değil. Şu an seninle konuştuğumu öğrenirse bile sorun çıkarır. Sen kalkmış buluşmaktan bahsediyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)
FanfictionKulüp yöneticilerinden, Zafer Hanzade'nin yurt dışında yaşayan kızının İstanbul'a gelmesiyle başlayan bir aşk hikayesi. Ayşegül Hanzade & Oğuzhan Özyakup "Hayatıma yön veriyor olmanı seviyorum. Bana karışmanı sevdiğim gibi. Gülümsemeni seviyorum. Gü...