Minnoşlarım sonunda İstanbul'a döndüm.
Hepinizi bol bol öpüyorum. Umarım iyisinizdir ❤
Bölüm hakkında ya da genel olarak hikaye hakkında anlamadığınız yerler olursa mesaj veya yorum olarak benimle paylaşabilirsiniz.
Tüm yorumları okuyorum. Hepsine de cevap veriyorum. Moralimi bozan yorumlar da oluyor arada ama istediğiniz gibi yorum yapmakta özgürsünüz. Benim tek ricam, kötü yorum yapacaksanız kullandığınız yazı dilinin daha kibar olması.
Bu bölüm için iki parça seçtim. Dinlemeniz gereken yerleri belirttim.
Birinci Parça/ Kenan Doğulu-Aşkkolik (akustik)
İkinci Parça/ Mustafa Sandal- Kadere Bak (akustik)
Keyifli okumalar ❤
(Multimediadaki şarkıyı açabilirsiniz. "Yani birinci parça")
Eşeklerin kaç tane kanadı var?
Maymunlar yüzebilir mi?
Mum yemek öldürür mü?
"Bence oldun. Dayanılmaz bir çekiciliğim var."
Olayı egomla kapatmaya çalışma çabam ne kadar başarılı olmuştu?
Bu konuşmanın neresi ciddi? Neresi şaka? Ayırt edemiyordum.
"Farklısın. Düşüncelerime karıştın, kurulu düzenimin içinde yer almaya başladın ve sanırım buna 'Aşık olmak' deniyor. Sana doğru çekiliyorum. Senden önce futbol vardı. Evet futbol hâlâ var. Ama şu an sen de varsın. Eskiden düşüncelerim ailem ve futbol olmak üzere ikiye bölünürdü. Tabi bu seninle tanışıncaya kadardı. Seni gördüğüm andan itibaren hayatımda yer bulacağının farkındaydım. Ama engellemedim. Belki de engelleyemedim."
Sanırım nefes alma sistemim mayoz bölünmüştü.
"Başta, Zafer abiye duyduğum sevgi yüzünden üzerine bu kadar düştüğümü düşünüyordum. Yanılmışım. Bu kadar kısa bir sürede, beni böylesine etkilemeyi nasıl başardın?"
Elimde olsa tam da şu an zamanı durdururdum.
Hiçbir zaman etrafına iyilik saçan, herkesin imrendiği iyilik meleklerinden olmamıştım. Böylesine güzel bir ânı hak ettiğimi düşünmüyordum. Ama ayağıma gelen güzelliklerin kıymetini fazlasıyla iyi bilirdim.
"Eğer şu an rüya görüyorsam, beni sakın uyandırma!"
Gülüşünden ısırmak istiyordum.
"Bu rüyayı sonsuz kılabiliriz."
Bu bir evlenme teklifi miydi?
Saçmalama Ayşegül! Çok büyük attın.
"Teklifini bir şartla kabul ederim."
Kız evi naz evi! Beğenmezsen başka kapıya!
Yalnız, bizim evde iki kapı var.
Kendi kendime sinsice gülümsemiştim.
"Şartınızı bekliyorum hanımefendi?"
"O yüzüne yerleştirdiğin ısırmalık gülüşünü benden başkasının görmesini istemiyorum. Beni etkileyen gülümsemendi. Başka insanların da etkilenme ihtimali çok yüksek ve bu risk doğrultusunda sana güzel gülümsemeyi yasaklıyorum."
Gözünde kıskanç bir kız imajı çizmiş olabilirdim. Ama ben zaten kıskanç bir kızdım. Yani problem yoktu.
"Ben de zor bir şey isteyeceksin sanıyordum. Sana özel gülümseyebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)
FanfictionKulüp yöneticilerinden, Zafer Hanzade'nin yurt dışında yaşayan kızının İstanbul'a gelmesiyle başlayan bir aşk hikayesi. Ayşegül Hanzade & Oğuzhan Özyakup "Hayatıma yön veriyor olmanı seviyorum. Bana karışmanı sevdiğim gibi. Gülümsemeni seviyorum. Gü...