-36-

2K 115 180
                                    


Her zaman olduğu gibi bu bölüm başında da kısaca bir konuşma yapmak istiyorum. Öncelikle bölümler hızlı gelmediği için şikayetçisiniz. Ben de şikayetçiyim. Ama elim yavaş, düşüncelerimi hızlı aktaramıyorum.

Diğer bir değinmek istediğim konu ise, kendi değeriniz. Ben şu sıra bu konu yüzünden kendimle çeliştim. Unutmayın ki siz gerçekten çok değerlisiniz. Bunu kaçıncıya söylüyorum bilmiyorum ama kimse sizden üstün değil. Hak edene bolca değer verin ama en çok kendinize... Çünkü gidenlerin yeri bir şekilde dolar :)

Keyifli okumalar...

Necip'ten...

Hayat zordu. Gerçi şampiyon olmayanlar için hayat çok daha zordu. Bir de yakışıklı olmayanlar için dünya çekilemez bir yer olmalıydı.

Allah'tan ben yakışıklı bir şampiyondum.

"Necip?"

Cafer abinin seslenmesiyle birlikte düşüncelerime ara verip eline baktığımda, bana uzattığı taşın beklediğim taş olduğunu fark etmiştim.

"Okey!"

"Şanslı velet!"

"Velet mi? Ayıp oluyor abi!"

Ara sıra bu mahalleye gelip kahve tayfam ile birlikte okey oynamak gizli hobilerimdendi.

"Darılma Necip'im senin yerin bende ayrı."

Cafer abi gerçekten iyi bir adamdı. Ayrıca futbolcu olmam umrunda bile değildi. Bu da benim için oldukça güzel bir farklılıktı.

"Sana darılmak ne mümkün be Cafer abi?"

Okey taşlarının çarpıştıklarında çıkardıkları sesi seviyordum. Rahatsız edici bir hoşluğu vardı.

Telefonumun çalmasıyla birlikte bunu bahane ederek kahvedekilere baş selamı verip dışarı çıkmıştım. Arayan Oğuzhan'dı.

"Efendim kardeşim?"

Oğuzhan'ın cevap vermesini beklediğim sıra da bakışlarımı yolun karşısına çevirdiğimde verdiği cevabı duyamamıştım.

Bu kız çok güzeldi.

Dalgalı sarı saçları rüzgar ile dans ediyordu. Yüzündeki gülümseme son zamanlarda gördüğüm sahte gülümsemelerden oldukça uzaktı. Kız eliyle ağzını kapatma gereği duymadan kahkaha atıyordu.

Sanki kız bir çeşit bahardı ve etrafında renk renk çiçekler açmıştı. Gerçi böylesine ışıldayan gözler benim gözlerime değseydi ben de çiçeklerinden nasiplenebilirdim.

Giydiği gömlek-

O etek neden kısaydı? İnsanların giyimlerini eleştiren biri hiçbir zaman olmamıştım ama bu kızın güzel bacaklarını başkalarının da görüyor olması istemsizce sinirlenmemi sağlamıştı.

"Neco sen beni dinliyor musun?"

"Bir şey oldu!"

Kız telefon görüşmesini sonlandırdığında önünden geçen taksiyi durdurup etrafına bakma gereksinimi duymadan arka koltuğuna yerleşmişti.

"Ne oldu?"

"Kalbime aradığım okey taşı düştü."

*************

Ayşegül'den...

"Necip'in akıl sağlığından şüpheleniyorum."

Oğuzhan yanımda biberleri kesmeye devam ederken oldukça tatlı görünüyordu.

Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin