Eminim bana kızıyorsunuzdur. Hakkımda 'Bölümü geç paylaşıyor, paylaşacağım diyor paylaşmıyor hayırsız' tarzında konuştuğunuzu tahmin edebiliyorum. Size katılıyorum. Hayatımda bazı değişiklikler oldu. Bu da bölüm yazma hızımı düşürdü. Yine de ben haftada en az bir bölüm atmaya devam edeceğim. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.
Bölüm parçası/Birce Akalay-Alex: Manidar (Açmanız gereken yeri belirttim)
"Bundan da al güzel kızım. Köftelerimi özel sosum ile yaptım."
"Teşekkür ederim Sevgi teyzeciğim."
Masaya oturduğumuz ilk andan itibaren gerilim dolu dakikalarım başlamıştı.
Karşımda oturan Oğuzhan'ın varlığıyla birlikte Sevgi teyzeyle, Muzaffer amcanın sergilediği güzel tavırlar gerilmemin başlıca sebepleriydi.
Şermin yanımda oturuyordu. Normalde ondan da çekinmem gerekirdi ama tuhaf bir şekilde bana destek olduğunu hissediyordum. Sanırım aramızda güçlü bir kadınsal bağ oluşmuştu.
"Hayatım az almışsın patatesli börekten de al."
Sen bu kadar vicdansız mıydın be Oğuzhan? Ayrıca bu kadar güzel rol yapabilmeyi nereden öğrendin? Biraz daha zorlarsa ben bile hâlâ beraber olduğumuza inanabilirdim.
"Zayıflamışsın sen. Bakamadı mı Oğuzhan sana?"
Valla bakamadık be Şermin'ciğim. Doyasıya gözünün içine bakamadım daha.
"Hayır. Aksine Oğuzhan fazla ilgili ama ben şu sıra fazla yiyemiyorum."
Oğuzhan kadar olmasada, bende oyunculuk kariyerimi ilerletebilirdim sanırım.
"Bence artık pastaya geçelim. Bana bu kadar yemek yetti."
"Oğlunu duyuyor musun Muzaffer? Büyümüş de annesinin yemeklerine konuşuyor. Aferin oğlum böyle devam et sen."
"Sultanım yanlış anladın. Senin yemeklerine laf etmek ne haddime?"
Bu aileyi hangi akılla kaçırmıştım ben? Kafamı kırılana kadar mermere vurmak istiyordum. Yüz yılın aptalı ödülüne kendi kendimi aday gösteriyordum.
"Ben pastayı getiriyorum o zaman."
Şermin'in mutfağa gitmesiyle birlikte gözlerimi gözlerine aşık olduğum adama çevirmiştim.
Bakışlarımız kesiştiğinde özlemi iliklerime kadar hissetmiştim.
Ben onu çok özlemiştim.
Şermin'in pastayı getirmesiyle birlikte göz temasımız bozulmuştu.
Klasik doğum günü şarkısını söylemeye başladığımızda Muzaffer amcanın yüzüne yerleşen tebessüm buraya gelerek yaptığım hareketin fazlasıyla doğru olduğunun somut kanıtıydı.
"Canım, yol arkadaşım, çocuklarımın babası doğum günün kutlu olsun."
Aşkımın yanında yılların önemsiz kalmasını istiyordum. Karşımda bunun güzel bir örneği vardı.
Sevgi teyzenin hediye paketinin içinden bir albüm çıkmıştı. Bu çok anlamlı bir hediyeydi.
"Babacım bu da benim hediyem. Umarım beğenirsin."
Şermin'in uzattığı hediyenin paketi olmadığı için siyah oyuncak arabayı görebilmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Önüm, Arkam, Sağım, Solum Sen / Oğuzhan Özyakup (Düzenleniyor)
FanfictionKulüp yöneticilerinden, Zafer Hanzade'nin yurt dışında yaşayan kızının İstanbul'a gelmesiyle başlayan bir aşk hikayesi. Ayşegül Hanzade & Oğuzhan Özyakup "Hayatıma yön veriyor olmanı seviyorum. Bana karışmanı sevdiğim gibi. Gülümsemeni seviyorum. Gü...