Alya'dan...
Günlerdir yaşanan tuhaflıklar Karan'nın benim üstümde yaptığı gel git denemeleri beni Kerem'le ilgili ufacık bir yalan söylemeye teşvik etmişti.
Daha doğru bir tanım gerekirse şu kumral kadınla olan münasebetinden sonra bende ki değişim kendini bir yarışa sokmuştu.
Onun varsa benim de olur gibi saçma bir yarıştı bu üstelik. Hatta halk arasında buna sidik yarışı deniliyormuş.
Kerem'e olayı anlattığımda tam olarak şöyle söylemişti.
"Aferin sana Alya adamla bir sidik yarışına girmediğin kalmıştı."
Bu cümleden sonra olayın ciddiyeti yerini koskoca bir kahkahaya bırakmıştı. Sinirlerim bozulmuştu sanırım buna baya gülmüştüm.
Tabi buradan sonra ilginç durumlarda gelişmişti. Mesela benim böyle bir çıkış yapmamla olayları bilmeyen Şeyma baya şaşırmıştı. Ve ani bir kararla tatile çıkması çok hızlı gelişmelerdi.
Tatil demişken abimin dönmesi ve işinin başına geçmesi de iyi haberlerdendi. Hızlı tempoya biraz daha fazla dayanacak gücüm yoktu çünkü.
Olaylar gelişe dursun aşağıdan beni akşam yemeği için çağıran annemin sesini duymamla saçlarımı at kuyruğu yapıp altıma kot pantolon ve üstüme bir bluz geçirdim.
Evet odamda pijamalarımla takılma gibi bir lükse sahiptim ama aşağı bu şekil inip masaya oturma gibi bir lüksüm yoktu.
Öyle bir şey yapabilecek rahatlıkta bir insandım ama annem bu rahatlığımın canına sonradan ot tıkardı onu biliyorum.
Merdivenleri inip hazır masaya oturdum. Baş köşede Bektaş amca yanında annem ve annemin karşısında ben. Üç kişilik portatif aileye karşın masanın büyüklüğü ve yemek çokluğu bir orduyu doyururdu.
İçimden servis yapan çalışanlara gelin sizde oturun birlikte yiyelim kalabalıkta bereket var demek istesem de bunu da yapamadım.
Çünkü başının üstünde kocaman bir ünlem işareti ile masada oturan annem oldukça engelleyici bir unsurdu.
Başlangıçlar ile başlayıp ana yemeğe geçiş yapıldı. Sakinlik ve sessizlikle geçen yemeği bölen annemin ortaya attığı laf oldu.
"Yarın Karan'nın doğum günü güzel bir sürpriz parti yapalım ne dersiniz."
Bu cümle bir fikir almadan çok yapılacak sizde katılacaksınız değil mi baskınlığını taşıyordu.
İç sesim kocaman bir Hayır demek için can atıyordu.
Bu durumun sonunun nereye gideceği çok açıktı. Gösterişli bir parti ve yine o cemiyet zırvalığı...
Üstelik en son yapılan partide cemiyete rezil olduğum gerçeği de vardı.
"Benim başka planım var size kolay gelsin."
Makul cevabım ile masadan kalkmaya yeltenmiştim ki annem öfkeli sesiyle konuştu.
"Terbiyesizlik etme Alya. Sende yardım edeceksin bana."
Terbiye?
Eğer ortada bir terbiyesizlik oluyorsa bu benden çıkmamıştı. Aksine bana yapılıyordu ve sevgili annem kendini düşünmekten benden bir haberdi.
Birde üstüne üstelik parti hazırlayacaktım beyimize...
Bu konuşmaya Bektaş amca kendince basit bir cümle ile katıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRR-I KADER
ChickLitKitabımı nasıl bir yolculuktan gelip keşfettiğini bilmiyorum. Kalemim sayesinde yeni bir yolculuğa çıkacağına eminim. Bu süreçte kafandaki ön yargılarını sileceksen ve kelimelerimi dikkatle sonuna kadar okuyacaksan başlayabilirsin. Eğer bunları yap...