Alya'dan...
Evin kapısından girer girmez odama koşar adım çıkıp kapıyı ardımdan kapattım.
Bu heyecanlı hallerim neyin nesiydi. İki yanağımı işaret ve baş parmağımın arasına sıkıştırıp çekiştirdim.
Ayakta zor duran bedenime yatağın üzerindeki pijama takımımı giydim. Yatağıma hafif bir atlayış yaparak gözlerimi kapattım.
Bedenimdeki yorgunluğun verdiği ağrılar belirirken bunu önemsemeden uykuya daldım.
Ertesi gün...
Günün başlangıç ışıkları gözlerimi rahatsız ederken yatağımdan kalktım. Saate baktığım da ikiye çeyrek vardı.
Neredeyse yorgunluktan öğlene kadar uyumuştum. Bu durum bedenimdeki dinlenmiştik hissini harekete geçirmiş, enerjimi fazlasıyla yükseltmişti.
Bugün evden çıkmayacağımı düşününce genel bir rahatlatma yaşadım ve pijama filan dinlemeden odamdan çıktım.
Merdivenlerden esneye esneye indikten sonra susadığım için mutfağa geçtim.
Mutfağın kapısından girmem ile birlikte ağır çekim modundaki tüm olaylar aynı anda gelişti.
Birinci olay, Gencer elindeki su şişesiyle buzdolabının kapağını kapattı. İkinci olay, arkasını dönüp yüzündeki gülümseyen ifadesiyle bana baktı. Üçüncü olay, ağzı iki metre açık kuş yuvası saçlarıyla karşısında kala kalan şahıs tam olarak bendim.
Üç saniye süren ama bana saatler gibi gelen olay örgüsü Gencer'in engel olamadığı yüksek volüm kahkahası sayesinde herkesi başımıza topladı.
Ben gülüşünü süsleyen gamzede boğulurken annem ve Emine teyze çoktan bir bana bir Gencer'e bakmak üzere tepemize dikilmişti.
Sabahın köründe, karga bokunu yememiş ne işin var senin benim evimde diyen iç sesime zihnim yanıt verdi: "Saat ikiye geliyor aptal kız"
Tamam bir miktar haklı olabilir ama ben şimdi uyandım. Yani benim için sabah olur bu.
"Alya bu ne hal."
Annemin sesiyle kendime gelip üstüme bir bakış attım.
Pijamama gülmüştü. Ne var yani illa gecelik mi giymeliydi her kadın.
Bekar bir kız böyle giyer arkadaş hele ki benim gibi rahatsan kesin yani.
İçimde konuşan Alya Emine teyze sayesinde sustu.
"Kizum sen üstünü değuş biz bekleruz."
Kafamla onay verip hızlıca mutfaktan çıktım. Odama girip kapıyı arkamdan kapattığım da ilk işim aynanın önüne gitmek oldu.
Sarı saçlarım dağılmış hatta kabarmıştı. Dün yapılan ağır makyajı silmeme rağmen kalıntıları gözümün altını morluk gibi kapatmıştı.
Tam anlamıyla tanımı korkunç kelimesinde eşitlenirdi. Gencer beni bu halde görmüştü ve buna gülmüştü. Bu durum pek umrumda olmasa da beni üzerine düşünmekten alıkoyamadı.
Bunları şimdilik bir kenara atıp hızlıca duşa girdim.
Beni aşağıda bekledikleri için zaten kısa süren duş olayını bitirip hızlıca üzerime bir tişört bir de pantolon geçirip odamdan çıktım.
Salona geçtiğimde emine teyze ve annem karşılıklı kahvelerini yudumluyordu.
Gencer ise bahçeye gözleri dalmış öylece oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRR-I KADER
ChickLitKitabımı nasıl bir yolculuktan gelip keşfettiğini bilmiyorum. Kalemim sayesinde yeni bir yolculuğa çıkacağına eminim. Bu süreçte kafandaki ön yargılarını sileceksen ve kelimelerimi dikkatle sonuna kadar okuyacaksan başlayabilirsin. Eğer bunları yap...