Alya'dan devam...
Horon faslı bittiğinde kınanın yakılacağı anlara gelmiştik.
Beni hızlı bir şekilde aynı kattaki bizim için hazırlanan dinlenme odasına götürdüler ve başıma kırmızı tül örtü örtüldü.
İçeri karşılıklı el ele mum tutuşan bekar kızların arasından geçip girecektim.
Değişik bir durumdu ama güzel bir degişiklikti.
İçeri geçmem için çağırıldığımda ise ellerin oluşturduğu kubbenin altında yürüdüm.
Ortada duran koltuğa oturduğumda ise aniden müzik başladı.
Karanlık ortamda çalan şarkı yüreğimin tam ortasına yumru olup otururken bakışlarımı avuçlarıma çevirdim.
Beni kimse göremezdi fakat herkes beni odak noktasına almış gibiydi.
Bense ağlamamak için zor duruyordum.
Kendimi engellemeye çalıştıkça müziğin etkisinden kurtulamadım. Şu ana kadar yaşadığım bütün olayları içimde biriktirdiğim gerçeği acıyla birleşti ve gözyaşı olarak tepki verdi.
Öyle ki usul usul akan gözyaşlarıma hıçkırıklar eşlik etti. Nefesim daralıyor, boğuluyor gibi hissediyordum.
Kendimi o noktadan sonra tutmak da mümkün olmadı.
Arada ağladım mı diye bakmayı görev edinen kadın herkese başarılı olmuşcasına müjdeyi verdi.
Kınayı yakan kişi Gencer'in amcasının karısı yani yengesiydi . Özellikle evliliğinde mutlu biri olsun diyerek seçilmişti.
Adetler ne ise o uygulanıyor hiçbir ayrıntı gözden kaçırılmıyordu. Gerçi bizim gözümüzden kaçsa Emine annenin radarına kesinlikle takılırdı.
Yengesi avucuma uzandığında elimi hemen açıp ona uzattım. Bu hareketimi görenler kapat elini diye bir yandan beni uyarırken bir yandan da gülmeye başladılar.
"Kaynana gelun eluni açmayi." diye etrafıma toplanan genç kızlar hep bir ağızdan bağırmaya başladığında Emine anne yanımıza geldi.
Küçük keseden iki adet altını çıkarıp Gencer'in yengesine verdi. Yengesi bana yöneldiğinde elimi açıp izin verdim. İki avucuma ayrı ayrı altınları koyup kınayı sürdü.
Ellerim sarıldığında başımdaki örtüde alınmış oldu. Örtü başımdan çekilir çekilmez kuaförden sonra ortadan kaybolan Irmak ile göz göze gelmiş bulundum.
Yüzündeki hüznün sebebi bariz ortadaydı. Eminim yerimde olmak isterdi.
Herkes kendine kına alma yarışına girişirken insanların odak noktalarından çıkmış bulundum.
Emine anne tam yanımda duruyordu bende yanında dikiliyordum ki Irmak yanımıza geldi.
Emine anneye tebriklerini sunarken bana dönüp bakmadı bile ki amacı zaten beni yok saymaktı.
Kına dağıtımı bittiğinde başlayan horonla tekrar dinlenme odasına geçtim. Ağladığım için bozulan makyajıma Deniz müdahale etmişti. Biraz sakinleştikten sonra salona geri döndüm.
Gözlerim içeri girdiği an Gencer'i aramaya başladı. Erkeklerle birlikte durduğu yerden horon edenleri izlediğini gördüm.
Ve o horon edenlerin arasında Irmak da vardı. Tamam ona baktı demiyorum ama neden horonu izliyordu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRR-I KADER
ChickLitKitabımı nasıl bir yolculuktan gelip keşfettiğini bilmiyorum. Kalemim sayesinde yeni bir yolculuğa çıkacağına eminim. Bu süreçte kafandaki ön yargılarını sileceksen ve kelimelerimi dikkatle sonuna kadar okuyacaksan başlayabilirsin. Eğer bunları yap...