BÖLÜM 25

24.5K 1.7K 249
                                    

Alya'dan...

Hazır bir şekilde odanın içinde bir ileri bir geri gidip gelirken kapı çaldı.

Bir saat kadar önce Deniz davetliler gelmeye başladı diye arayıp haber vermişti.

Eminim bir durum olsa kesinlikle tekrar arardı ki bu gelen Gencer'den başkası değildi.

Beni almaya gelmişti.

Kapıya yönelip titreyen ellerimle kapının koluna tutundum.

Heyecanlanmıştım ki bu son yarım saat içinde gerçekleşen bir durumdu.

Kapıyı açtığımda beklediğim adam  eşikte dikilen kişiyle aynı değildi.

Üzerine tam oturan takım elbisesi, elbisemle kombin olan kravatı ve çiçeği ile beyefendi profilini sergiliyordu.

Karşımda duran uyumun vücut bulmuş haliydi. Kıyafetlerin yanında duruşu, bakışı, havasıyla bunu tamamlamıştı.

Alışkın olduğum saçları ile aynı renk olan turuncu kirli sakalları artık yoktu.

Yüzü parlak ve temiz bir hal almıştı.  Beyaz teni yüzünden mi bilmiyorum adeta karşımda parlıyordu.

Az önce gerginlikle dönüp durduğum odanın içine güneş misali doğuyordu.

Bu doğan güneşi betimlemem gerekirse sabahın ilk ışıklarıyla kızıllığın maviliklere karışarak etrafa yaydığı o muhteşem renk tonuydu.

Yüzündeki ifade umursuzdu fakat saf bir masumiyet ile çevrelenmişti.

Masum olan sadece görüntüsü mü diye içinden geçirmeden edemedim.

Yakışıklı sınıfına girer miydi  bilmiyorum ama değişik bir aurası olduğu yadsınamaz bir gerçekti.

En etkileyicisi ise gülümsemese bile sol yanağındaki oluşan çukur, görüntüsüne hafif bir espri katan aslında ufacık bir detaydı.

Sıradan görünüşe sahip değildi bunu destek amaçlı her hareketinde bir farklılık çıkarılabilir nitelikteydi.

Ve ben tam olarak şu anlarda bu adamla evlilik adı altında ilk adımı atmak üzereydim.

"Hazır mısın?"

Bana bakmadan konuşan tavrıysa hiç kibar değildi. Bu oldukça kaba bir davranıştı.

Gözlerime bakmamak için harcadığı çabayı görmezden gelsem de fazla tuhaftı. Detaylara takılmayı bırakıp sorusunu yanıtladım.

"Evet."

Bana bakmadığı için rahatlıkla onu izlerken elini ceketinin iç cebine atıp bir şey aramaya başladı.

Bense şapkadan çıkacak olan tavşanı bekleyen bir çocuk gibi biraz merak biraz da heyecan içindeydim.

Eli ceketin cebinden kadife kaplı siyah kutuyla birlikte çıkarken  onu izlemeye devam ediyordum.

Bu sırada da içimden büyülü görünüşünü abartılı bir hareketle berbat etmemesini diledim.

Siyah kadife kutuyu bana bakmadan uzattığında itiraz etmeden elinden aldım. İçinde bilmem kaç karatlık yüzük bulunan bu kutu klişeleri yaşamama yetti. Eminim ki kocaman taşı ve parlaklığı tüm gece konuşulacak türdendi.

SIRR-I KADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin