BÖLÜM 26

28.1K 1.7K 135
                                    

Karan...

Alya'nın beni reddetmesinden sonra bir süre kaldırıma oturup bekledim.

Alya benden vazgeçmişti. Beklentim onun yine benim peşimden geleceğiyken oluşan sonuç tamamen beni yanıltmıştı.

Her ne olursa olsun araya zaman girmişken bile vazgeçmeyen Alya, bu sefer net bir şekilde bana karşı durmuştu. Hiçbir şeyin önemi yoktu artık.

Alya sessiz kalarak vazgeçmiş bense diğer olayların gölgesi yüzünden görememiştim.

Alya'yı o kadar çok seviyordum ki kalbim bulunduğu yere sığmıyordu.

Onun beni sevdiğine emindim. Neden böyle davranıp bunu bize yaptığına anlam veremiyordum.

Tamam bir hata yapıp onu bırakmış olabilirdim. Ama her şeye rağmen yine ona dönmüştüm.

Alya çabalamayı bırakmıştı. Şimdi ikimiz için ben deneyecektim. Aldığım kararla nişanın olduğu yeri cemiyette var olan dostlarımdan biraz araştırma sonucunda öğrendim.

Arat'ın otelindeydi. Alya ile olan anılarımız aklıma düştüğünde tuvaletteki olayımızı hatırladım.

O zamanlar peşimi bıraksın diye ben nişanlıyım demiştim. Şimdi hikaye tam tersine dönmüştü.

Bu çekmem gereken bir cezaysa çoktan hak ettiğimi kabul ediyordum.

Her ne ceza çekersem çekeyim sadece tek isteğim Alya'yı sonsuza dek kaybetmemekti.

Arat'ın otelinin önüne geldiğimde büyük bir yoğunluk vardı. Kapıda duran adamlardan en köşede yalnız durana yaklaştım.

Beni tanıyabilme ihtimaline karşı kafama taktığım şapkayla yüzümü gizliyordum.

Ne diyecektim. Alya ile görüşeceğim mi? Bunu dersem beni anında paket edebilirlerdi.

Onun aksine hızlı anlık bir plan yapıp işlemeye koyuldum.

"Gencer Rova'yı arıyorum."

Kapıda duran çocuk bana tip tip bakıp incelemeye başladı.

Bakışlarındaki değişim buradan kaçıp kaçmama konusunda beni ikileme düşürürken konuştu.

"Karan Karacan."

Çocuğun ismimi söylemesiyle panik olurken geriye doğru bir adım attığım an konuştu.

"Beni takip et."

Son anda gelen cesaret çocuğun peşine takılıp gittiği yolu izlememe neden oldu.

Otelin giriş katından binip asansörle '-3' yazan kata indik. Depo yazan yere doğru yönelirken takibimi sürdürdüm.

Kendimi bu saatten sonra ne olacaksa olsun telkiniyle her şeye hazırlamaya çalıştım.

"Burada bekle."

Çocuk çıkar çıkmaz peşinden iki adam girdi içeri ikiside tepemde dikilmeye başladı. Bende o anlarda susup bekleme kararı aldım.

Yarım saate yakın bekleyişim Gencer denen adamın kapıdan girmesi ile son buldu.

Karşı karşıya geldiğimizde üzerindeki takım elbise ve parmağında bir diğer eşi Alya'da olan yüzüğü gördüm.

O anlarda Alya'nın başkasına ait olma düşüncesi tüm öfkemi hareketlendirdi. Bu öfke koca bir ateş olup bedenimi yakarken karşımdaki adamı da kendimle birlikte yakmak için kollarımı sıvadım.

SIRR-I KADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin