Alya'dan...
Eve geldiğim de herkes çoktan uyumuştu.
Ortama derin bir sessizlik hakimdi. Bunu fırsat bilip kendime kahve hazırladım.
Bahçeye çıkıp yıldızları izlerken bir yandan da kahvemi yudumladım. Yaz mevsiminde olmamıza rağmen akşam serinliğinde iyi gelmişti.
Sessizlik ve huzur şu son zamanlarda aradığım tek durumdu ve şükür ki bu gece ikiside benimleydi.
Kafamdan milyon soru geçerken tek bir soruya takılı kaldım.
-Karan beni hiç mi düşünmedi?
Evet aptal düşünmedi dedi iç sesim. O seni hiç sevmemişti ki zaten.
Kendi içimde ona beslediğim çekim ve körü körüne kendimi bağladığım aşk körelmeye başlamıştı.
Bazen öyle çok nefret duyuyordum ki ona içimde hiç sönmeyecek koca bir ateş yanıyordu. Bugün o adam bana teklif sunarken bile Karan'dan nefret etmiştim. Onun yüzünden bu noktadaydık.
İntikamını alırken bile bencilliğini konuşturmuştu . Saçma sapan amaçları uğrunda kendi ateşine bizi de atmıştı.
Adalet kendi olmak istemişti belki de ama bu sefer ardında büyük bir günah bırakmıştı.
İşsiz kalan onca insanın ahı varken nasıl vicdanı sızlamamıştı.
Kendince içi biraz olsun soğumuştu belki, haberi yoktu ama benimde ona karşı içim soğumuştu.
İçimden ona küfürler etmek ya da isyan etmek bile gelmiyordu. Hani Bektaş amca ne hali varsa görsün dedi ya bende o taraftaydım.
Belki bu işlere kalkışmasa en azından beynimde iyi biri olarak kalabilirdi.
Sadece iyi ve kötü diye ayrım yaptığım insanlar arasında neden kötü tarafta olmayı seçmişti.
Gözümden öyle bir düşmüştü ki bugün gelse yüzüne dönüp bakmazdım.
Ben kendi hikayemi yazmak için gayret ederken onun hiçbir zaman benimle ilgili böyle bir hayali olmamıştı.
Bu her zaman ortadaydı belki ama ben görmemek için direnmiştim. Adına da kader demiştim.
Sevilmeyen ben olabilirdim ama kötü ve bencil olan oydu.
"Öhöm Öhöm."
Arkamdan gelen öksürük sesi ile yerimde sıçradım.
Elimdeki kahve üstüme boca olurken tek hissettiğim vücudumu saran ani sıcaklık artmasıydı.
"Ne işiniz var burada."
Acıdan kaşlarım çatıldığı için oldukça sert bir soru gibi durmuştu.
Daha bir iki saat önce tavrımla ayrılmıştım evinden neden kalkıp gelmişti peşimden.
"Yandın çıkar şunu."
Gencer yanıma gelip üzerimdeki tişörtü çıkartıp bahçedeki çimlerin üzerine attı.
Bu anlarda put gibi dikilmiş öylece duruyordum. Üzerindeki düz beyaz gömleği ne ara çıkardı ve bana giydirdi olayın şokundan hatırlamıyordum bile.
Üzerimin yanmasını unutmuştum. Karşımda duran adamın çıplak göğsü yanaklarımdaki sıcaklığın odak noktam olmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRR-I KADER
ChickLitKitabımı nasıl bir yolculuktan gelip keşfettiğini bilmiyorum. Kalemim sayesinde yeni bir yolculuğa çıkacağına eminim. Bu süreçte kafandaki ön yargılarını sileceksen ve kelimelerimi dikkatle sonuna kadar okuyacaksan başlayabilirsin. Eğer bunları yap...