Alya'dan devam...
Rize'ye yaklaştığımız da son kez mola verdik. Bu mola da arabayı Gencer'e verdim.
Yol tarifi amaçlı bu sefer biz geçtik öne bir saatlik sürenin ardından araç durdu.
Karşımda duran evde gözlerimi gezdirdim. Önünde minik bir bahçesi vardı etrafında ise kısa bodur sıralı bitkiler.
Gencer'e sorduğumda çay olduğunu söyledi. Daha önce görmediğim için tuhafıma gitmişti.
Çayın böyle bir bitkiden nasıl bir işlemden geçerek bardağa girdiğini merak etmiştim.
Araçtan indiğimizde Gencer'in tanıtımı sayesinde amcası, yengesi ve iki kız kuzeni ile tanıştım.
Sabahtan beri yollarda olduğumuz için bizi fazla ayakta tutmadan içeri davet ettiler.
Saat gece bir sularıydı ve hepimiz perişan bir haldeydik.
Yengesi çok tatlı bir kadındı. Biz geliyoruz diye baya bir hazırlık yapmıştı.
Bir saatlik bir genel sohbetten sonra herkes odasına yerleşti.
Ev zeminden itibaren üç katlıydı ek olarak birde çatı katı vardı. Üstten aşağı doğru sırayla herkes odalara yerleştirildi.
Evli çiftlere Gencer'in eskiden dedesinin kaldığı kat yani en üst kat, annemlere Emine teyze ve Gencer'in normalde kendi yaşadıkları kat verildi orası da en alt kattı.
Bana ise amcası, yengesi ve kuzenlerinin kaldığı yani orta kattaki misafir odası verildi.
Odaya girip camı açıp temiz bir hava çektim içime. Bu oda evin arka tarafına bakıyordu. Köy manzarası ön tarafta kalmıştı.
Kulağıma gelen su sesinin nereden geldiğini ayırt edemesemde yakınlarda olduğu kesindi. Karanlıkta pek bir şey göremediğim için camı kapatıp yatağa geçtim.
Tıklatılan kapının sesiyle yatağa uzandığım gibi geri kalktım.
Kapıyı minik bir aralık vererek açıp kafamı uzattım.
Elindekini gösteren Gencer konuştu.
"Valizin."
Söylediği ile kapıyı sonuna kadar açıp geçmesi için izin verdim.
Gencer bana bakmadan odama valizi hızlıca bırakıp dışarı çıkmak üzereyken aniden durdu ve arkasına döndü.
"Miden nasıl."
Yüzüme bakmaktan imtina ederken en ince ayrıntılarla nasıl ilgilene biliyordu.
"İyi."
Odun gibi verdiğim cevapla birşey söylemeden gitti.
İyi geceler demek gibi bir adeti yok olsa gerek ki o demezse bende demem tribine girip arkasından kapıyı kapattım.
Arabadaki hali tavrı yok olurken ağzından lafı kerpetenle çekilen moduna dönmüştü. Önceden benim fazlasıyla işime gelen bu durum canımı sıkmaya başlamıştı.
Bunları düşünecek enerjiyi nereden buluyordum. Uykum vardı ve yorgundum. Bu yüzden uykuya teslim olmaktan kendimi kurtaramadım.
Ertesi sabah yine aynı su sesi ile uyandım. Baş ucumda duran telefonun kilidini açıp saate baktığımda ufak bir şok geçirdim.
Dün ki yorgunluktan sonra öğlene kadar kalkmam diye düşünmüştüm fakat saat tam olarak sabah sekizdi.
Kendimi bir süre uyumaya zorlasam da bunu başaramayacağımı anlayınca kalkıp cama yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRR-I KADER
ChickLitKitabımı nasıl bir yolculuktan gelip keşfettiğini bilmiyorum. Kalemim sayesinde yeni bir yolculuğa çıkacağına eminim. Bu süreçte kafandaki ön yargılarını sileceksen ve kelimelerimi dikkatle sonuna kadar okuyacaksan başlayabilirsin. Eğer bunları yap...