Merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Yuh saat kaç olmuştu ya etraf kapkaranlik. Eve nasıl gidicem acaba? Yolda yurumeye başladım. Siyah bir araba yanımda durdu ve camını açtı...
"Selam ben Bora."
" Tanışıyor muyuz?"
"Daha değil ama tanışacağız." Allah'ım tüm değişik tipler beni mi bulur ya? Aslında bu da yakışıklı ama farklı birine benziyor ve ürkütücü.
" Arabaya bin de evine bırakayım."
" Teşekkürler ama kendim gidebilirim."
"Sebep?" Bu çocuk beni sınıyor galiba! Hayır kibarca git diyorum anlamıyor. Normalde olsa çoktan sövmeye başlamıştım. İki dakika kız gibi davranalım dedi onu da yaptirmiyorlar ya!!
" Bakın size kibarca git dedim anlamadiniz. Arabanıza binmeyecegim."
" Hah ışte ben de bunun sebebini merak ediyorm" Çattık ya! Manyaga bak.
" Ben tanımadığım kişilerin arabasına binmem. Oldu mu? Aldin mi cevabını?"
" Aldım. Son kez soruyorum binmiyor musun arabaya?" dedi.
"BİN.Mİ.YO.RUM" dedim vurgulayarak ama bunu dememle yanıma gelmesi bir oldu. Kolumdan tuttu ve kendine doğru çekti.
" Bak ufaklık. Sen de fazla olmaya basladin bin diyorsam bin arabaya!" Bu adam benden ne istiyordu ya. Biraz daha bana yaklasti artık gerçekten korkmaya başlamıştım. Koluna vurdum ama islemiyor ki hayvana! " Ya bırak beni yaaa" diyerek cirlamaya başladım. Artık ağlamaya başlamıştım. Gözyaşlarim kendiliğinden akıp gidiyordu. Bora isimli hayvan beni arabaya sokmaya çalıştı tam o sırada yüzüne yediği yumrukla yere düşmesi bir oldu. Karanlikta kim olduğunu anlamadim ama Borayi fena dövüyordu. Arkamdan kolumu tutan elle irkildim ve arkamı döndüm. İlk kim olduğunu anlamadim ama sonradan bu kişinin Kuzeyin arkadaşı Cenk olduğunu farkettim.
" Arabaya geç Derin. Kuzey gelecek yanına birazdan" dedi.
Arkamı döndüm, Borayi döven kişi Kuzeydi! Hemen yanına koştum ve kolundan tuttum.
" Kuzey tamam bırak öldüreceksin""Sen arabaya geç!"
"Hayır geçmiyorum"
" Şilan arabaya!" diye kükreyince gittim ve arabaya oturdum. Ama içim icimi yiyordu. Acaba Kuzey Borayı öldürür mü? Yok canım niye oldursun. Ama bu ışte bir iş var. Kuzeyle Bora birbirini tanıyor gibiler. Ben böyle saçma sapan fikirler uretirken arabanın kapısının açılmasıyla hemen o tarafa baktım. Kuzey gelmişti. Üzerindeki beyaz gomlek kandan kıpkırmızı olmuştu.
" İyi misin?" diye sordum çekinerek. Çünkü sinirli olduğu için sert cevap vermesini bekliyordum. Ama beklediğim gibi olmadı.
" İyiyim de senden bişey istesem?" dedi . Sanki karşımda daha yeni Borayi öldüresiye döven çocuk yok gibiydi. Nasıl bu kadar sakin konuşabiliyordu. Sakin degildi bunu kasilan çene kaslarindan anlıyordum ama sanki beni kırmamak için sakin olmaya calisiyormus gibiydi. Off ne sacmaliyorum ben ya? Beni kırmamak içinmış... O öküz mu beni kırmamak için sakin olacak. Işte ben buna sadece gülerim.
" Ewt ışte" dedim. Acaba ne isteyecekti?
" Ya benim ustum basım hep kan oldu önce bi benim eve ugrasak bundan sonra gideceğim bir yer var seni bıraktıktan sonra üstümü degistirmeye gidersem yetişmem."
"Olur ben bi babamı arayıp haber veriyim o zaman" O da onaylarcasina başını salladi. Cebimden telefonumu çıkarıp babamı aradim.
"Alo baba nasılsın?"
"İyiyim Derin sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Ben biraz geç gelicem haberin olsun."
"Neden?"
"Bi arkadaşımlayım o yüzden"
"Cinsiyet?" Off ne çok soru sordu. Kuzeye dönüp içimden kiz demek geçse de "Erkek" dedim.
" Ewt tam olarak neyin oluyo o erkek?"
"Okuldan arkadaşım baba!" dedim sinirlendiğimi belli ederek.
" Tamam telefonu ona ver!"
"Ne? Niye?"
"Derin bi telefonu okuldan arkadasina verir misin?" konunun daha fazla uzamasini istemediğim için telefonu Kuzeye uzattım. Anlamamış gözlerle bana bakmaya devam etti.
" Babam seni istiyor" dedim. Telefonu elimden aldı ve "Efendim" dedi. Sonra bi süre sustu. Tahminimce babamı dinliyordu. En son " Merak etmeyin bana emanet gözünüz arkada kalmasın." dedi.
Telefonu bana uzatti. Bende hala açıklama beklercesine Kuzeye bakmaya devam ettim.
" Baban sena iyi bakmami ve en fazla iki saat sonra seni evine bırakmamı söyledi" dedi. Babamdaki bu gereksiz ilgiyi anlamiyorum gerçekten. Yapamadığı babalığı yapmaya çalışıyor herhalde.
Kuzeyin evinin önünde durduk. Burası gerçekten büyük ve güzel bir evdi.
" Bu evde yanlız mi yaşıyorsun?" dediğimde Ewet anlamında başını salladi. Anahtarini cikartti ve evın kapısını açtı. İçeri girdigimde gördüğüm manzara karşında ben şok ben iptal!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İMKANSIZ~
FanfictionBirbirini kırarak ve inciterek tanıyan ve zamanla birbirine yaklaşan tabi bu zaman içinde birbirini paramparça edenlerin hikayesi! Eminim bu kitapta kendinizden bir parça bulacaksınız. HADİ OKUYUN BAKALIM ;)