Derin'den....
Sonunda kalacağımız otele gelmiştik. Düşündüğümden daha güzel bir yerdi burası. Açıkcası ben Bodrum'u bu kadar güzel bir yer olarak düşünmüyordum. Daha önce arkadaşlarım hep gelirlerdi beni de davet ederlerdi ama ne biliyim işte hiç dikkatimi çekmiyordu Boduruma gitme fikri. Kuzenciğim sayesinde buraya da gelmiş oldum artık.
Eşyalarımız odalara taşındıktan bizde odalarımıza çıkmıştık. Odalar iki kişinin kalabileceği şekildeydi. Şimdi hepinizin aklında bunlar 3 çift olarak gittiler herkes sevgilisiyle kalır falan düşüncesi belirdi tabi ama tabiki yine öyle bişey olamadı. Açelya ve ben bir odada, Kuzey ve Derin bir odada, Mert ve Semih de bir odada kalacaklardı. Araba olayında sinirlenmiştim ama bu otellerde kalma konusu benim için iyiydi bile ne de olsa Kuzeyle aynı odada kalmayı istemezdim. Odaya girdiğimde eşyalarımı yerleştirmeye başlamıştım. Açelya kendi eşyalarını yerleştirdikten sonra yanıma geldi.
"Eee arabada Mert bişey söyledi mi sana hiç morali bozuk görünüyor. " haklıydı bende farketmiştim bunu. Otele geldikten sonra da değişmemişti ifadesi. "Yok bişey demedi ama sana şu kadarını söyliyim bizim eğlenceli Merte gitti tüm yol boyunca efkarlı efkarlı slow şarkılar dinledi. Baya baya bozuk yani" dedim bende umutsuzca. "Yani Derin sevgilin diye alınabilirsin belki ama kusura bakma yani bu konuda Kuzey bence biraz haksız tamam kardeşi olabilir ama böyle yapacaksa eğer en başında sevgili olmalarına izin vermeseydi çünkü sürekli aynı ortamlarda olacağımızı o da biliyordu. " dediğinde kafamı salladım. Açelya yine haklıydı. Az da olsa Kuzeye de hak veriyordum ama zaten Mertle Defne böyle onun yanında saçma sapan hareketler yapan insanlar değillerdi ki. "Bencede neyse işim bitti hadi akşam olmuş yemeğe inelim" dedim. Yolculuk falan derken ben baya bi acıkmıştım zaten.Aşağı indiğimizde bizimkiler bir masaya oturmuşlardı çoktan. Biz sürekli Açelyayla dip dibe olunca bazen Defne onu dışlıyoruz gibi anlayacak diye korkuyorum ne yalan söyliyim. Ama tabiki öyle bişey yoktu. Hepimiz aynıyız yani. Defne'nin yanına oturdum Açelya da yanıma oturmuştu diğerleri de karşu tarafta oturuyorlardı zaten. Yemekler geldiğinde yemeye başladık. Sakindi ortam. Sessizliği bozan ben oldum. "Evet bu akşam ne yapıyoruz uyuyacağız demezsiniz inşaallah " dedim. Bizimkilerin işi pek belli olmaz eminim ki çoğu uyumak seçeneğini kullanacaktı. Semih Açelyadan önce atladı tabi. Bişeyler olmuştu bu çocuğa da hayırlısı. " Biz Açelyayla biraz etrafı gezdikten sonra dinleniriz heralde" dedi Açelyaya bakarak o da gülümseyerek kafasını sallamıştı. Kuzey "Ben direk odaya çıkıp uyumayı düşünüyorum " dedi başını yemeğinden kaldırmadan. Onun üşengeç halini çok iyi bildiğimden göz devirmekle yetindim. Bakışlarımı Defneye çevirdim. O Mert'e bakıyordu. Amacı Mertin bir adım atmasıydı Semih gibi. Defneyle bir plan yapması falandı ama Mertte tık yoktu. Umutsuzca ve sanırım biraz da öfkeyle bana döndü ve "Bende uyuyacağım " dedi. Üzülmüştüm açıkçası Mert'in böyle davranmasını istemiyordum. Bakışlarımı son umut Mert'e çevirdim. "Bu gece bendesin kuzen " dedikten sonra göz kırptı. Yüzündeki gülümseme mutluluktan dolayı olan bir gülümseme değildi. Değişikti. Kafamı salladım. Yemek bittiğinde herkes dağılacakken Defneye son kez umutla döndüm " İstersen gerçekten sende gel iyi olur bak eğleniriz " dedim. Gülümsedi yorgun bir şekilde. Kafasındaki düşüncelerin, abisinin ve sevgilisinin onu yorduğunu görebiliyordum. " Yok canım ya cidden gerek yok iyiyim ben hem Yoruldum dinlenirim" dediğinde kafamı sallayarak "Tamam ama canın sıkılınca mesaj at seni almaya gelirim yada adres veririm gelirsin" dedim. Gülümsedi ve el sallayarak gitti. Mertle konuşmamışlardı bile. Kuzey'in yanağından öptüm ve Mert'in arabasına bindim. Başalasın gece...
Açelya'dan....
Derinle Mert gittikten sonra biz de otelden çıktık Semihle. Açukçası doğruyu söylemek gerekirse herkesle birlikte bişeyler yapmak yerine birlikte gezmemizi tercih etmesi hoşuma gitmişti ve mutlu etmişti. Böyle devam edersek bu tatili sorunsuz atlatırdık biz. Gerçi iki dengesiz kişi olarak ne kadar mümkünse. Yürüyorduk sanırım küçük çarşı tarzı bir yer vardı burada. Büyük ce kalabalık bir yer değildi. Oldukça sakin herkesin kendi halinde olduğu bir yerdi burası. Kenarlarda kafeler ,küçük lokanta tarzında yerler, ara ara bileklik kolye gibi şeyler satan yerler vardı. Semihle bir mekana girdik. Ortalama bir yerdi sakin ve kalabalık değildi. Samimi bir ortamı vardı. Ve canlı müzik. Şuan çalan şarkı Eksik Bişey mi var'dı. Sevdiğim bir şarkıydı. Bir masaya oturduk. Limonatalarımız ve pastamız geldiğinde gülümseyerek görevliye teşekkür ettim. "Beğendin mi burayı" dedi. Limonatadan bir yudum aldıktan sonra onaylar anlamda kafamı salladım. " Evet çok sıcak bir yer. Sen çok sık gelir misin? " diye sordum tabiki merak edicektim sevgilimin burayı nasıl keşfettiğini.
"Yani bi ara arkadaşlarla burada sahne alıyorduk. Kısa sürdü ama hâlâ görüşüyorum buradan tanıştıklarımla. Mekanın sahibi de yakın arkadaşım tabi. " dediğinde az da olsa şaşırmıştım. Semih'in güzel bir sesi olduğunu elbette biliyordum ama bizim yanımızda bile zar zor şarkı söyleyen adamın sahne aldığını duymak tuhaf gelmişti. O keyifle pastasını yemeye devam ediyordu. Gülümsedim. "Sahne aldığını bilmiyordum şaşırdım açıkçası. " bana çevirdi bakışlarını. "Universite zamanı arkadaşlara uyup bir ay falan yaptım öyle bir hata işte" dedi gülerek bende gülümsedim. O sırada yanımıza çok tatlı yaşlı bir hanımefendi geldi. "İyi akşamlar çocuklar rahatsız etmiyorum umarım" gülümsedim Semih cevap verdi hemen "Yok Aysel Teyze ne rahatsızlığı buyur" dedi. Demekki tanıdığı ve sevdiği biriydi ki böyle yakındı çünkü Semih gibi soğuk bir adam kimseyle anlaşamazdı pek. "Oğlum kız arkadaşın yanlış anlamadıysam" dedi Semih kafasını salladı ben De ortama baya bi fransız kalmıştım ama neyse "Nazar değmesin çok yakışmışsınız. İzninixiz olursa bu anıyı ölümsüz kılacak bir fotoğrafınız olsun" dediğinde Semih bana baktı. " Ne demek efendim tabiki çok memnun oluruz hatta" dedim gülümseyerek . Aysel Teyze de gülümsedi ve İki poz şeklinde resmimizi çekti. Fotoğraf makinesi eskilerdendi hani hemen fotoğrafı aldıklarımız var ya ondan. "Ben hazırlıyım fotoğrafları getiricem size " diyerek yanımızdan gitti gerçekten Sevmiştim ben ya. " Ne kadar tatlı bir kadın ya" dedim düşüncelerimi belirterek Semih de güldü tabi " Öyledir Aysel Teyze sahne aldığım zamanlarda tanıştık. O zamanlar eşi de vardı tabi Süleyman Amca ama bir görsen nasıl bir çift olduklarını. Çok tartışırlardı hiç aynı fikirde olmazlardı ama sonunda Aysel teyze hep 'Aman Süleyman canın sağolsun da ' der kapatırdı konuyu. Yan yanayken pek anlaşamazlardı ama Aysel Teyze gittiğinde Süleyman amca onu nasıl sevdiğinden, Aysel Teyzenin nasıl muhteşem bir kadın olduğundan bahsederdi. Aysel Teyze de Süleyman Amca olmadığında kaç yıldır nasıl birbirlerine aşık kaldıklarından, Süleyman Amcanın büyüleyici beyefendi halinden bahsederdi. Hatta şuradaki ağacı görüyor musun? " dediğinde gösterdiği yere baktım yemyeşil bir ağaç vardı çok büyük olmayan, kafamı salladım ve devam etti. " Birgün biz buradayken dikmişlerdi birlikte. İkisi de önemsemiyor gibi görünür ama ikisinin ağacı olduğu için en iyi şekilde bakarlardı. Sonra iki sene önce Süleyman Amcayı kaybettiğimizi öğrendiğimde geldim buraya tekrar. İlk defa bu neşeli sevecen kadın ağladı karşımda. 50 yıllık eşine nasıl veda ettiğini anlattı. O gece giderken odasına veda etmeye çıktığımda onu Süleyman Amcanın fotoğrafına sarılarak uyuduğunu gördüğümde ilk kez inandım ben Aşka. " diye bitirdiğinde gözlerim dolmuştu. Lavaboya gitmek için izin istedim ve lavaboya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra çıktım. Gerçekten değişik hissettirmişti bu. Acaba biz De Semihle böyle olur muyduk yıllar sürer miydi aşkımız? Tam masaya ilerlerken Aysel Teyzenin beni durdurmasıyla ona döndüm. "Kızım bişey önereceğim istersen yaparsın ama istemezsen senin fikrin karışmam tabi " dedi mahçup bir tavırla. " Tabiki buyrun" dedim. Bana baktı ve Semihle çekindiğimiz resmi gösterdi. "Bunu Semih oğluma vereceğim arkasına birşeyler yazmak isyeceğini, anı olarak bırakmak isteyeceğini düşündüm ister misin" dedi. O nazikliği sevecenliği gözlerimin dolmasına sebep oldu cidden var mıydı böyle insanlar. "Tabiki çok güzel düşünmüşsünüz" dedim ve kalemi aldım. Acaba ne yazabilirdim. Biraz düşündükten sonra aklıma ilk geleni yazdım."Bu günlerimin en güzel anısı, yarınlarımın en güzel hayalisin... "
Gülümsedim ve resmi Aysel teyzeye vererek masaya gittim. Kalkmak için hazırlanırken sahneki kişinin Semihe seslenmesiyle duraksadık. " Çok değerli kardeşim buraya gelmiş ondan bugüne özel bir şarkı söylemesini rica ediyorum kırma beni kardeşim" dedi sahnedeki adam. Semih'e baya bi emrivaki olmuştu bu durum. Ama belli kırmak istemediği biriydi ki sahneye doğru ilerledi. En çok sevdiğim şarkılardan birine giriş yaptığında sebepsiz mutlu olmuştum.
"Sen eskiden güzel bakardın gözlerime
Sen eskiden anardın beni kurduğun her cümlede
Şimdi içi boş bir rüya bıraktın ellerime
Kaçamadım kurtulamadım
Hayalin her zaman peşimdeSesini duymaya ihtiyacım var
Bu deli hasrete itirazım var
Sesini duymaya ihtiyacım var
Bu deli hasrete itirazım var
Sen beni severdin eskiden
Sen beni duyardın eskidenŞimdi sağır bi' kalp yağan bir aşk
Deniz gibi tam üstümdeBen tek sağ kalan
Solumda var şarapnelSesini duymaya ihtiyacım var
Bu deli hasrete itirazım var"Şarkının tamamını gözlerime bakarak söylemişti. Gözlerim dolmuştu ama akmasın diye hemen yukarıya doğru baktım yanıma geldiğinde alnıma uzun bir öpücük bıraktı. Yanımıza Aysel Teyze geldi elinde iki tane kırmızı kutuyla. Ben anlamıştım tabi ama Semih de şaşırmamıştı. Kutuları aldığımızda Aysel Teyzeye teşekkür ettik ve o da işine döndü. Ben kutuyu açmakta acele etmedim. Semih'in tepkisini merak ediyordum çünkü. Açtı ve arkasına baktı yazdığımı okuyunca yüzünde o herzamanki huzur veren gülümsemesi oluştu. Bende kendi kutumu açtım. Resim çok hoştu, siyah beyaz bir resimdi. Arkasına baktığımda onun da yazı yazmış olduğunu beklemiyordum.
"Sonusuz ihtimallerle dolu bir hayatta en güzel ihtimalimsin..."
Yine gözlerim dolmuştu ama bu sefer göztaşlarımı engelleyemedim. Yanıma geldi, yaklaştı ve gözyaşlarımı sildi.
"Bundan sonra ağlamaların sadece mutluluktan olacak çünkü aksine izin vermeyeceğim "
Dediğinde daha çok ağladım ve sanırım ilk defa mutluluktan ağladım.
______________________________________
Söz verdiğim gibi ikinci bölüm geldi aynı haftada. Bu bölüm daha çok Açelya semih ağırlıklı oldu umarım beğenirsiniz.
Yorum yapılıyor destek oluyorsunuz diye başladım tekrar yazmaya lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin.
![](https://img.wattpad.com/cover/76790303-288-k683830.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İMKANSIZ~
FanficBirbirini kırarak ve inciterek tanıyan ve zamanla birbirine yaklaşan tabi bu zaman içinde birbirini paramparça edenlerin hikayesi! Eminim bu kitapta kendinizden bir parça bulacaksınız. HADİ OKUYUN BAKALIM ;)