"BEN ÇÖZEMEDİĞİM İPİ KESİYORUM "

896 47 9
                                    

Derin'den...

Dışarıdan gelen seslerin Mert ve Defneye ait olduğunu tahmin etmemiştim açıkçası.  Ne olursa olsun ikisi de sorunlarını ortaya dökecek, herkesin içinde kendilerini rezil edecek insanlar değillerdi. Yanlarına gittiğimizde hiçbirimiz konuşacak cesareti bulamadık, belki de karışmak istemedik bilmiyorum sadece dinliyorduk.  Mert'in çok sinirlediği boynunda belirginleşen ,ben burdayım diye bağıran damarlardan belli oluyordu. "Evet, şimdi de üste çıkmaya çalış. Defne sen napıyosun?  Ne istiyosun cidden benden?  Ne yapmamı bekliyosun ya? " dediğinde iyice sesini yükseltmişti. Defne'den bahsetmiyorum bile zaten kendini zor tuttuğunu anlayabiliyordum. " Birşey beklemiyorum Mert.  Sadece nereye gideceğini söylemiyorsun.  Adam akıllı konuşmuyosun benimle. Ben ne yaptım sana? " Mert histerik bir kahkaha attı.  "Ne mi yaptın?  Cidden soruyor musun sen bana bunu?  Ama haklısın ne yaptın ki sen?  Sorun da bu hiçbir şey yapmıyor olman. Hiç çabalamıyor olman. " Defne'nin gözünden bir damla yaş akmıştı. " Nerden çıkardın sen bunu? " diyebildi sadece. Ama biliyordum söylemek istediği o kadar çok şey varken sadece bı çıkabilmişti ağzından. " Abinle kavga ettim ben. Derin'le aralarının bu yüzden bozulma ihtimali bile olacağını bile bile kavga ettim. Kaç gündür adam akıllı düşünemiyorum ben.  Benimle konuşmuyor demek yerine gelip çözmeye çalıştın mı hiç?  Yapmadın.  Benim çabamla olmaz.  Yürümez bu ilişki. " dediğinde hepimiz şok olmuştuk.  Bak istisnasız hepimiz, Semih bile. 

Mert lan bu.  Kızar bağırır çağırır kendine yapar belki ne yaparsa içinde yaşar ama asla bitirmezdi. Ne olursa olsun.

"Bu kadar mı yani? Basit miydik, yürümez deyip bitecek kadar? "

"Basit değildik ama, ben çözemediğim ipi kesiyorum Defne" deyip arkasını dönüp gitti.

Defne gitmesiyle birlikte ilk birkaç dakika kendine gelememişti. Daha sonra dayanamayıp yere çökerek ağlamaya başladı.  Hemen yanına gittim sarıldım.  "Derin ben böyle olmasını istememiştim." dedi ağlayarak. O an Kuzey'in de olanları izlediğini farkettim. Uzak duruyordu ama tam da tahmin ettiğim gibi dayanamayıp yanımıza geldi. Beni şaşırtan Defne nin tepkisi olmuştu.  "Uzak dur! Senin yüzünden bu haldeyim. Evet kendin sevgilinle mutluyken bana mutlu olmam için bir şans bile vermedin. Mert'in gitmesinin sebebi de, ağlamamın sebebi de sensin"dedi nefretle bakarak ve ardından ayağa kalkarak gitti. Kuzey de bunu beklemiyor olacak ki baya bir afallamıştı.
"Kavga ettikleri için böyle, morali bozuk ondan sert çıkıştı. "Dedim içini rahatlatmak amacıyla ama sadece kafasını salladığında amacıma ulaşamadığımı farkettim.  Yüzünü bana çevirdim ve elini tuttum. "Sevgilim, seninle alakası yok biliyorsun değil mi? "Dedim.  Hafif gülümseyerek "biliyorum"cevabını verdi.  "Ben bir Defneye bakıyım "diyerek yanından ayrıldım.  Sözde tatile gelmiştik dinlenecek ve güzel vakit geçirecektik.  İçine etmeseler olmuyordu. İlla birileri bir aksilik çıkaracak bize de zehir edecekti. Defne'nin yanına geldiğimde ağlıyordu zaten. Gerçekten hiç iyi olmamıştı bu durum.  Defne İstanbul'a dönmeye karar vermişti. Zor da olsa vazgeçirdik ama hâlâ emin değildim. Sakinleşmişti. En azından olayın şokundan çıkabilmişti. Mert'in neler yapacağından emin değildim bu saatten sonra.  Hiç yapnayacağı şeyleri yapmaya başlamıştı. Kendine göre o ds haklı geliyordu ama bilmiyorum ya. Değişikti olay cidden. Şimdi ayrılmışlar mıydı hiçkimsenin bir fikri yoktu Defne de dahil olmak üzere.

Akşam olduğunda yemeği falan yedikten sonra odaya çıkmıştık.  Bu gecelik Açelya da ben de Defne'nin odasında kalacaktık. Film izliyorduk ama kapının alacaklı gibi çalınmasıyla bölmek zorunda kaldık.  Açelya kapıyı açmaya gitmişti.  Açıkçası biraz tedirgin olmuştum ama kim olabilirdi ki böyle çalan. İçeriye Mert girdiğinde şaşırmıştım ama içimde bir umut belirtisi olmadı değil.  İkisinin De özür falan dileyip barışacağından yanaydı düşüncelerim.  Mert'in içtiğini farkettim ama sarhoş değildi. En azından kendindeydi.  Hafif bir tebessümle konuşmaya başladı. " Şimdi hepiniz diyosunuzdur acaba bitti mi ayrıldılar mı? " defne'ye döndü.  " Evet Defne. " dediğinde gerçekten bugün bize bir şok daha yaşatmış oldu. Bitti ne demek lan.  " Yapamıyoruz biz, denedik gördük. Olmadı. En iyisi tatsız birşeyler daha yaşanmadan ayrılmak. " Defne'nin gözleri yeniden dolmuştu.  "Yani? " diye sordu.  Yazık ya valla hâlâ beslediği umudu görmemek mümkün değildi.  Benim de gözlerim dolmuştu. Vereceği cevaptan benim bile ödüm kopuyordu. Böyle bitmemeliydi.  Mert şimdi bütün olayları toparlayacak birşey söylemeliydi. Lütfen. 
"Yani.  Diyorum ki Özgürsün Defne. İstediğin herşeyi yapmakta. Ben artık hayatında sana karışacak biri değilim.  İstediğin insanı hayatına alabilir, istediğin kişiyle konuşabilirsin" dedikten sonra yutkundu. Başını yere eğdi. "Kendine iyi bak.  Bu kişi ben de olsam kimsenin seni üzmesine izin verme." dedi. Ama hâlâ gitmiyordu. Karşı karşıya öylece duruyordu. Defne akan bir damla gözyaşını sildi. Derin bir nefes alarak, "Peki, son bir şey... " dedi ve duraksadı. Mert kafasını kaldırarak ona baktı ve başını salladı.  Bununla birlikte Defne'nin ona sarılması bir oldu.  Sarıldığı an kokusunu içine çekti ve daha faza tutamadığı bit hıçkırık kaçtı ağzından.  Gözyaşları Mert'in omuzunun ıslanmasına sebep olmuştu. Mert sakince "Şşş" dedi. Kafasını hafif kaldırarak saçından öptü.  "Ağlama, sakın. " dedi. Defne yavaşça ayrıldı. " Umarım, " dedi ve derin bir nefes alarak devam etti.  "Umarım, mutlu olursun" Mert gözlerini kaçırdı ve kafasını sallayarak odadan çıktı.  Çok fazlaydı Mertten beklemeyeceğim o kadar çok şey yapmıştı ki bugün.  Defne çıkmasıyla daha çok ağlamaya başladı. Sarıldığımda "Gitti Derin.  Gitti.  Ciddi ciddi gitti ya beni arkasında bırakarak.  O kokusu mu bir daha hiçbir zaman hissedemeyecek miyim?  Birdaha sayılamayacak mıyım yani" dediğinde ne diyeceğimi bilemedim.  "Bitanem bak tamamen bir yerlere gitmiyor ki.  Yine göreceksin onu. " dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı. "Daha kötü ya o Derin. Yokluğunu hissedeceğim.  Sarılıp kokusunu içime çekebildiğim adama birdaha hiçbir zaman sarılamayacağım. Günaydın demeden iyi geçmeyen Günlerim varken nasılsın diye bile soramayacağım.  Acıtacak Derin, yakacak canımı " haklıydı. Kahretsin ki hiçbirşey yapamıyordum.  Teselli bile edemiyordum.  Sadece üzülüyordum ve başka da hiçbir şey yapamıyordum.  Açelya yanına oturarak konuşmaya başladı.
"Defne bak hemen umudu kesme canım.  Neler olacağını bilemezsin belki de dayanamayacak ve barışacaksınız. Belli olmaz. Hadi üzme kendini. Daha çok sıcak olaylar. Yat uyu yarın düşünürüz. " dedi. Yine aramızda mantıklı düşünebilen oydu.  Defneden zaten mantıklı düşünmesini beklemiyorum ama.

Defne biraz zor da olsa ağlayarak uyuyakalmıştı.  Öyle böyle değil acayip üzülmüştüm ya. Mert bu Mert deli dolu Vedalarla arası hiçbir zaman iyi olmayan o çocuk deli gibi sevdiği bu kıza nasıl veda etmişti. Eminim o da iyi değildi. İkisi de benim canımdı sonuçta üzülmemek elde değildi. Yarın hiç iyi şeyler olacak gibi görünmüyordu. 

Merhaba.
Bir süredir yazamıyordum.  Bakalm yorum gelirse önümüzdeki bir hafta içinde en az 2 bölüm yayınlamayı düşünüyorum. 

Arkadaşlar ve belirtmek istiyorum bu kitap biraz benim iç dünyamı  hayallerimi yansıtıyor.  Gerçeklerle bir bağlantısı yok bazı konularda. Bunları bilerek eleştirmenizi isterim. Teşekkürler. 

Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum.

~İMKANSIZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin