Kuzey'den....
Bu böyle devam etmiyordu. Yapamıyordum yani. Ne kadar Derin'den ayrılmak ve uzak durmak zorunda olduğumu bilsemde dayanamıyordum ki.
Sadece uzak durmayı bırak hemde onu üzüyordum. Birşeyden emindim ki üzmek istediğim son kişi oydu.Derin'den...
Yaklaşık yarım saattir odamda hiçbirşey yapmadan duruyordum. O kızla Kuzeyi düşündükçe sinirleniyordum. Ayrıca güzel bir kız da değildi ki. Yani fazla güzel değildi. Kimi kandırıyorum ben ya? Evet tabiki de güzeldi. Zaten Kuzey i tanıyorum güzel bulmasa yanında olmazdı o kız. BİLGE. BİLGE. BİLGE. Adı da güzel değildi bence. Off sonuca bak sen. Kuzeyin yanında mı? Evet!
Çalan telefonumla düşüncelerimden uzaklaştım. Arayan kişi Defneydi.
"Efendim Defne?"
"Nasılsın Derin?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Seninle bişey konuşmak istiyorum müsaitsen buluşup bir yerlerde otursak olur mu?"
"Olur bir saat sonra gönderdiğim adrese gel."
"Tamam görüşürüz." dedi ve telefonu kapattım. Acaba Defne benimle ne konuşacaktı? Özledim onu da ya. Aslında biraz vakit geçirmek çok iyi gelebilirdi.
Yaklaşık bir saat geçmişti. Defne daha gelmemişti. Bir kahve söyledim ve onu içerken Defneyi beklemeye devam ettim. Telefonuma mesaj geldi.
Gönderen: 0536..........
"Naber Derin?"
Bu kimdi şimdi ya? Bide sapığım eksikti. Ya ben lafın gelişi dedim aslında ama inşaallah öyle bişey yoktur.
"Kimsin? Tanımıyorum." fazla beklemeden hatta en fazla iki dakika sonra cevap geldi.
"Yoo aslında çok yakından tanıyorsun."
Kim ya bu? Madem çok iyi tanıyorum. Neden numarası kayıtlı değil?
"Kim olduğunu öğrenirsem belki konuşabilirim." yazdım. Yani en azından kim olduğunu bilsem ona göre konuşurum.
"Çok beklettim mi ya?" diyen Defneye kafamı döndüm ve telefonumu bıraktım. Bilinmeyen kişiyle daha sonra da konuşabilirim.
"Yok bende yeni geldim sayılır."dedim ve gülümsedim.
"Evett! Dökül bakalım." diyerek devam ettim.
"Derin konuştuklarımız aramızda kalacak tamam mı?" dediğinde onaylar anlamda başımı salladım o da gülümsedi ve konuşmaya devam etti.
"Konu Mert. Onu seviyorum. Onun da beni sevdiğini biliyorum ama bir türlü onunla bir araya gelemiyoruz. Ben artık onu uzaktan sevmek istemiyorum. " evet işte şimdi anlaşılmıştı. Bildiğiniz üzere Mert ve Defne bizim yani Kuzeyle benim yüzümden sevgili olamamışlardı. Mertin tam teklif etmeye hazırlandığı sıra biz ayrılmıştık. Mert de ister istemez Kuzeye karşı bir nefret oluşmuştu. Onunla yüz yüze bakmak bile istemiyordu. Onun için Defne konusu da böylece kapanmıştı ama unutabilmiş miydi? Hayır!
"Ben Mertin de seninle aynı fikirde olduğuna eminim. Merak etme bir yolunu bulup sizin sevgili olmanızı sağlayacağım." dediğimde yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.
Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra " Ben bir lavaboya gidip geliyim sonra çıkalım." dedi. Kafamı salladım. Defne gittikten sonra telefonumu aldım. 4 tane mesaj gelmişti hepsi de aynı kişiden. Hani şu bilinmeyen olanından.
Gönderen: 0536.......
"Kim olduğumu tahmin edemiyor musun?"
"Bence biraz düşünsen bulabilirsin"
"Kafede kendine dikkat et. Özellikle eve dönüş yolunda."
"Tehlikelidir oralar. Geç kalma."
Bu neydi şimdi? Nerede olduğumu falan nereden biliyordu bu. Olaysız geçen bir günüm yok mu benim ya!
"Hadi çıkmıyor muyuz?" diyen Defneye döndüm. Çıkıyoruz dedikten sonra çantamı aldım ve kafeden çıktık. Defne şöförü aradı ve geldiğinde de gitti. Artık benim de gitmem gerekiyordu. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Şansa bak telefonumun şarjı da bitti. Ne güzel! Şöföre de gelmene gerek yok ben dönerim demiştim. Bul şimdi nerden bulacaksan taksiyi?
En az yarım saattir yürüyordum ve hala bir taksiye rastlamamıştım. Hava da kararmıştı. Arkamdaki sese döndüm. Elinde şişe olan iki adam arkamdaydı. Bi bunlar eksikti zaten. Adımlarımı hızlandırdım. Ama benimle beraber arkamdaler de hızlandılar. Artık bir an önce kurtulmak için dua ediyordum sadece. Neredeyse koşuyordum ki adamlardan biri kolumu tuttu.
"Dokunma bana!" diyerek geriye doğru yürüdüm ve kolumu çektim. Adamlar iyice yaklaştılar. Benim nefes alış verişim hızlanmıştı. Ve çok terlemiştim. Kurtulmam gerekiyordu. Derken gözüme gelen beyaz ışık yüzünden elimi yüzüme tuttum. Bi an heralde beyaz ışığı gördüm desem de sebebinin araba farı olduğunu anlamam uzun sürmedi. Araba tam adamları ezecekken ani bir frenle durdu. Arabadan inen kişinin kim olduğunu ışıktan dolayı anlayamadım ama adamları güzel pataklamıştı. Sonunda ikisini de duvarın dibine atarak yanıma doğru geldi. Yaklaştıkça yüzünü seçebiliyordum. Neredeyse yanıma kadar geldiğinde kim olduğunu anladım. Kuzeydi...
"Derin iyi misin?"
"Senin ne işin var burda Kuzey?"
"Ya sen bi beni bırak. İyi misin bişey oldu mu sana?" dediğinde hayır anlamında başımı salladım. Hemen arabaya götürdü beni. Kendi de bindiğinde çalıştırdı ve arabanın ısınmasını sağladı.
"Şimdi daha sıcak mı?" başımı salladım.
"Beni nasıl buldun veya orada olduğumu nerden bildin?"
"Defne söylemese haberimiz bile olmayacaktı. Aramış sana ulaşamamış bana söyledi. Bende Semihleri falan aradım eve de gitmemişsin. Sonra kafenin adresini aldım. Etrafındaki yerlere baktım ancak seni bulabildim." dedikten sonra kısa bir süreliğine gözlerini yoldan ayırıp bana baktı sonra tekrar önüne döndü.
"Hem kim olsa aynısını yapardı Semihler de seni arıyordu. Ben bulunca mesaj attım onlara." dedi.
"Haklısın. Sende herkese yapacağın bişeyi yaptın bana." dedim ve cama doğru döndüm. Kuzey radyoyu açtı. Aslında kendisi araba sürerken müzik dinlemeyi pek sevmezdi hem türkçe şarkıları da pek dinlemezdi. Ben de yolculuklarda müzik olmadan duramayan bir kızım. Bunu bildiği için radyoyu açtı.
Haklıydı. Kim olsa aynı şeyi yapardı.
Kuzey benim için hiç endişelenmemişti. Sanırım gerçekten bitmişik onunla. Beni bitirmişti kafasında.15-20 dakika süren bir yolculuktan sonra evimin önüne geldik. Tam arabadan ineceğim sırada kolumdan tuttu.
"Evet senin de dediğin gibi kim olsa aynı şeyi yapardım." dedi. Ne yani bunun için mi durdurmuştu beni?
"Bunu söylemek için mi durdurdun beni?"
"Senin için çok korktum." dedi. İşte bunu beklememiştim. Anlamayan bir ifadeyle bakmaya devam ettim.
"Herkese aynısını yapardım ama srnin için korktuğum hibi korkmazdım. Sanki bi an seni kaybedecekmiş gibi hissettim. "Diyerek devam etti.
"Sen beni zaten kaybetmedin mi sence?"
"Evet ama artık geri kazanma zamanı." dedi. Birşey demeden arabadan indim. Ne yani ya çocuk oyuncağı mıydı bu? Ayrıl sonra kazanmaya çalış. Oldu canım o gemi o limana bir kez gelir. Daha çok beklersin sen.
Ama demekki hala beni seviyor.
______________________________________
Biliyorum çok kısa oldu ama yeni bölüm atmak istedim.
Yorumlarınız neler??

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İMKANSIZ~
Fiksi PenggemarBirbirini kırarak ve inciterek tanıyan ve zamanla birbirine yaklaşan tabi bu zaman içinde birbirini paramparça edenlerin hikayesi! Eminim bu kitapta kendinizden bir parça bulacaksınız. HADİ OKUYUN BAKALIM ;)