Kuzey'den...
Ölmemişti. O ölmemişti. Rahatlamıştım az da olsa. Ölmediğinden emin olmak güzel. Zaten ölmüş olabileceği düşüncesine hiçbir zaman inanmamıştım. Onu bulmak kalmıştı. Hâlâ şaşkınca bakan Semih'e döndüm. "Ne bakıyorsun Semih? " dedim. "Lan mal mısın? Adam öldü diyorum. Napalım? " diye sordu. O da ölmesine üzülmüyordu. Yüksek ihtimalle onu üzen net bişiy öğrenememek ve bu kadar çabuk ölmesiydi. "Dışarıdaki adamlardan birini çağır halletsin. " dedim. Adamlardan birini çağırdı. Mustafa'yı alıp götürdüler. Geriye Derini bulmak kalmıştı. Sandalyeye oturdum. Semih de gelip karşıma oturdu. "Ne yapıcaz? " diye sordu. Ne yapacağız bende bilmiyorum. Ama tek bildiğim derini kesinlikle bulacağımdı. "Açelyayı falan da çağır kızları getir. Adam gibi fikir üretelim. " dedim. Kafasını salladı ve çıktı.
......
"Kızlar aklınıza gelen bir fikir var mı? Nasıl bulabiliriz?"dedi Semih. "Bence o yanındaki diğer adam var ya Derin'i öldürmesini istediği o adamla birlikte olma ihtimali çok yüksek. O adama ulaşabilirsek Derin hakkında bişeyler öğrenenibiriz. "Dedi Açelya. "O çocuk nerde? " diye sordum. Semih bana döndü. "O da Mustafa'nın olduğu yerin yanındaki odada " dedi. Zaten hala depoda olduğumuz için hemen ayağa kalktım. "Bekle ben getiririm" dedi Semih ve ayaklandı. Bende geri yerime oturdum. Zaten yorgundum yok ben getiririm laflarına başlamayacaktım. Yaklaşık beş dakika sonra oğlanın boynundan tutan Semih çocukla içeri girdi. Yanındaki sandalyeye otutturdu. Bu çocuğu dövmemişlerdi. Yani izin vermemiştim. Sonuçta çocuk sorduğumuz şeyleri bildiği kadar anlatmıştı. "Bak şimdi Derin ölmemiş. O yanınızdaki diğer adamdan şüpheleniyoruz. Nereye gidebilir? Derin'i nereye götürebilir? " diye sordum. Saf bişiye benziyordu. "Abi o zaman kesin Serdar'ın yanındadır." dedi. "Serdar kim? " diye sordu Semih. "İşte Derin'i öldür dediği çocuk abi" dedi boş boş bakarak. "Sanki biz farklı bişiy dedik. Devam et" dedi Semih sabırla. "Abi bir çocuğun evi var. Bide bizim depo var ikisinden birinde olma ihtimali çok yüksek" dedi. Bu çocuk oraları iyi biliyor gibiydi. İşime yarayabilirdi. "Adın ne senin? " diye sordum. "Burak abi" dedi. "Neden bu adamın yanındasın? " dediğimde birden ciddileşti. "Babamın borcu vardı. Bu şerefsizlerin de adama ihtiyaçları varmış sürekli anneme hesap soruyorlardı çocuğu yanımıza ver silelim borcunu demişler. Bende yanıda onların işine yardım etmeye başladım. Ama istemediğim için hep yapamıyormuş gibi yaptım. Onlar da getir götür işlerini yaptırmaya başladılar. " dedi. Zeki çocuktu. Ama dediğim gibi hala çocuktu. "Kaç yaşındasın? " diye sordum "18" dedi. Aynı yaştaydık demek. Derin 17'sine girecekti bende 18'ime. En büyük semihti. 22 yaşındaydı. Mertte 18 yaşındaydı. "Peki size bişiyler öğrettiler mi? " dediğimde gülümsedi. " ilk zamanlarda eğitim için özel kişiler getirdiler hepsi bişeyler öğretti bende hepsinden çok şey kaptım ama hep yapamıyormuş gibi gösterdim. En sonunda yeteneksiz olduğumu düşünüp vazgeçtiler" dedi. Bu sefer ben gülümsedim. Demekki bildikleri de vardı. "Onun adamlarının hepsi aynı şekilde mi eğitiliyor? " dediğimde kafasını salladı. " Evet gelenler herkesi eğitiyor "dedi. Gülümsemem büyümüştü. "O zaman sen onların kavga anında hangi hareketleri yapacağını biliyorsun?" dedim. "Evet " diyerek cevap verdi. "Bu işte bizimle olmak ister misin? İş bitince normal hayatına devam edersin " dedim. Gülümsedi. Kafasını salladı. Aslında bu bir soru değildi de neyse. Ayağı kalktım. "Evet şimdi önce Burak adresleri veriyor Semih oraya adam gönderirsin sonra hepimize adamların hareketlere nasıl karşılık verebileceğini gösteriyor en son da Derin'i getirmeye gidiyoruz. "Dedim. "Hepimiz derken? Kızlarda mı? " diye sordu Semih. "Defne savunma dersleri aldı zaten onu arabanın orda bırakırız Açelya da ilgileniyor dövüşle onlar da gelsin" dediğimde kafasını salladı.
...2 Gün Sonra....
İki gündür Burakla hareketleri çalıştık. Ben çalışmadım çünkü dayım(!) sayesinde çoğu hareketi biliyorudum. Yerini bulmuştuk. Depodaydı. Bu akşam depoya gidiyorduk. Çok bile beklemiştik. İki saat sonra yola çıkacaktık. Yaklaşık bir saatlik bir yolu vardı. Hazırdık. Derin'i çok özlediğimi daha çok hissetmeye başlamıştım. "Off iki saat nasıl geçecek ya? " diye homurdanan Açelyaya döndüm. İlk defa aynı fikirdeydik. "Bekliycez işte" dedi Semih. Gergin görünüyordu. Haklıydı.
İki saatin sonunda yola çıktık. Oraya varmamız fazla uzun sürmedi. Geldiğimizde üç adam kapının önündeydi. Tahminlerime göre içerde fazla adam olmamalıydı. Çünkü beniim o çok sevdiğim Dayım adamlarını " Kapının önünü sağlama alırsanız içeriye girmelerine fırsat vermemiş olursunuz" kuralına göre yetiştiriyordu. Kapının önüne üç tane koyup içerde bir tane adam bırakmıştır diye düşünüyordum.
"İçerde bir, en fazla iki adam vardır abi " dedi Burak. Demekki yanılmıyordum. Kızlara arabada kalmalarını söyledik. Her zamanki gibi Açelya bizi takmadı ve yanımızda geldi. Defne zaten korkusundan yanımıza gelmeyi teklif bile edemedi. Benden korkuyordu bide onun yanı sıra Mertten de korkuyordu.
Açelya arkamızda biz önde sessizce kapıya doğru dolandık. Adamın biri tam kapının önünde diğer ikisi de biraz daha ilerideydi. Mert öne geçti ve kapının önünde duran adamın ağzını kapattıktan sonra dirseğiyle vurarak bayılttı. Adamın cebinden anahtarı çıkartıp Açelyaya attı. Biz Semihle hemen diğer ikisinin olduğu tarafa giderken Açelyaya içeri girmesini işaret ettim. Bir kişiyle idare edebilecek durumdaydı. Yine de arkasından hemen bende içeri girdim. Onu da tehlikeye atmak istemiyordum. Yaklaşık iki yada üç dakika sonra bende içeri girdim. Kapıdan biraz ilerledikten sonra yerde bir tane adam yatıyordu. İlerledim biraz daha hızlı adımlarla.
"Kuzey! " diye bağıran Açelyanın sesini duydum. Sesin geldiği tarafa doğru koştum. Odadan içeri girdiğimde ilk Derin'i gördüm.
"Bayılmış heralde ama nabzı çok yavaş Kuzey" dedi. Hemen Derin'i kucağıma aldım ve evden çıktım. Semih bizi görünce hemen koşarak arabayı çalıştırdı. Arkaya oturdum Derin'in başını dizlerime koydum. Açelya da öne oturdu.
"kuzey... " dedi Derin zayıf çıkan sesiyle. "Söyle bitanem" dedim. Sesini duymak bile o kadar mutlu etmişti ki. Duymaya hasret kaldığım o sesi.... "Geldin. Biliyordum geleceğini. " dedi hafifçe gülümseyerek. "Tabi gelecektim. Gitmeye de niyetim yok. Şimdi yorma kendini " dedim. Hafifçe gülümsedi.
Kısa bir sürede hastaneye vardık. Derin'i kucağıma alarak arabadan çıkardım. Hastaneye girdiğimizde hemşireler görür görmez hemen sedye getirdiler. Derin'i odaya koyduklarında bizim girmemize izin vermediler.
"Kuzey sakin ol bi" dedi Açelya. "Ya Açelya bi git allah aşkına nasıl sakin oluyum? " Semih bana döndü o ara. "Derin konuştu işte durumu da kötü değildi kendine gel bi" dedi sert bir şekilde. Sinirle nefesimi dışarı verdim. Bu ne ya?
"Derin hanımın yakınları? " dedi odadan çıkan doktor. "Evet" dedi Semih. "Nesisiniz? " diye sordu çok lazımmış gibi. " Abisiyim lan uzatma işte" diyerek tersledi. O terslemese ben kafayı gözü dağıtacaktım zaten. "Derin hanım iyi sadece tansiyonu düşmüş ve çok yorulmuş olmalı. Yoğun strese maruz kalmış sakin günler geçirse iyi olur " dedi ve gitti. Direk odaya girdim. Semih de kapıyı kapattı. Halimden anlamış olacak ki içeri girmedi. Normalde olsa hemen onun da içeri girmesi gerekirdi.
Yatağa yaklaştım. Derin uyuyordu muhtemelen. Daha kendine gelmemişti. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. Kenarda duran ellerini ellerimin içine aldım. "Yokluğunda zaman hiç geçmedi. Özledim. Hemde çok özledim. Merak ettim. Ama hep beni beklediğini düşünerek kendimi teselli ettim . Şuan burdasın. Karşımda sapasağlam duruyorsun. Ben başka bişey istemiyorum artık. Yaşıyorsun. Seni seviyorum Derin. Bana bir şans daha vermesen bile hep bekleyeceğim. Sana bütün kötü şeyleri unutturacağım günü bekleyeceğim. Bana sonuna kadar güveneceğin günü bekleyeceğim. Birdaha sakın gitme. "
"Gitmeme izin verme. " dedi gözlerini aralayarak.
Senin gitmene nasıl izin vereyim ben. Öl desen daha kolaydı be sevdiğim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İMKANSIZ~
FanfictionBirbirini kırarak ve inciterek tanıyan ve zamanla birbirine yaklaşan tabi bu zaman içinde birbirini paramparça edenlerin hikayesi! Eminim bu kitapta kendinizden bir parça bulacaksınız. HADİ OKUYUN BAKALIM ;)
