Masamıza doğru ilerlemeye başladım. Hâlâ inanamıyordum. Bu kadar kolay miydi herşey? Yaşananlardan sonra gelip hicbirsey yokmus gibi benimle konuşmak kolay mıydı?
Masaya oturdum. Açelya farketmiş olacak ki hemen yanıma yaklaştı.
"Ne konuştunuz Kuzeyle?"
"Boşver,önemsiz."
"Gel biz bi seninle lavaboya gidelim." dediğimde onaylarcasina başımı salladim. Masadan kalktık. Semih anında tepki verdi.
"Nereye?"
"Lavaboya. Gelcen mi?" dedi ve lavaboya doğru yürüdük. Aslında Açelyayla konuşmak iyi gelebilirdi.
"Anlat bakalım ne konuştunuz Kuzeyle?"
"Aslında pek de önemli değil."
"Off Derin ya bir kere de söyletmeden cevap ver işte . Anlat."
"Ya ben Defneyi bize doğru bakarken gördüm sonra yanına gittim konuştuk falan sonra Kuzey geldi nasılsın dedi bana hiçbirşey olmamış gibi."
"Yanına geldi ve bişey olmamış gibi nasılsın diye mi sordu?" başımı salladım.
"Sen ne dedin peki?"
"İyiyim sen, dedim o da bende iyiyim dedi."
"Başka?"
"Nasıl gidiyor diye sordu bende iyi gidiyor sende dedim o da normal neyse belki sonra görüşürüz dedi gitti."
" Bu kadar mı? Başka hiçbirşey demedi mi yani?"
"Hayır." bi anda bana sarıldı. Açelya'nın bana sarılmasını beklemiyordum ama gerçekten çok iyi geldi. Duygularımı ve kafamdaki düşünceleri değiştirmese de yanımda birinin olduğunu hissettirdi. Düştüğün zaman yanında kimin olduğuna dikkat et ki ayağa kalktığında kiminle yürümen gerektiğini bilesin. Şu an kendimi iyi hissetmiyorum ve yanımda Açelya var. Aslında zor zamanlar kimin gerçekten dostun olduğunu gösteriyor insana.
"Derin şimdi masaya gidiyoruz ve sen sakın yüzünü asmıyorsun. Kuzeyi pişman etmeliyiz. Ona üzüldüğünü belli edersen olmaz karşısında o kadar mutlu dur ki senin bişey kaybetmediğini anlasın." dedi. Yani rol mü yapacaktım. Bişey kaybetmedim çok şey kaybettim. Açelyanın yüzüne nasıl baktıysam artık ne demek istediğimi benim söylememe gerek kalmadan anladı herzamanki gibi.
"Öyle olmasa da en azından öyleymiş gibi gösterelim ve o da öyle düşünsün." başımı salladım ve lavabodan çıktık. Masaya eski yerlerimizdeki gibi oturduk. Üzülmeyi biraz erteleyebilirdim. Şu an eğlenme zamanı!
Yaklaşık on dakika geçmişti birazdan gelin ve damat içeri girecekti. Aslında evlenmek güzel şeydi. Ama istediğin ve sevdiğin kişiyle.
Gelin ve damat el ele içeri girdiler. Ardından dans şarkısı çaldı. (Bağdat)
Yine boş boş masada oturacağımız bir zamandı. Sonuç olarak kimse dansa kaldırmayacaktı. Derkenn."Benimle dans eder misin Derin?" dedi birisi. Arkama döndüğümde karşımda Özgür'ü gördüm. Onun burada olduğunu düşünmemiştim. Özgür bizim çocukluk arkadaşımız. Yani Semih, Mert, Açelya hepimiz onu tanıyoruz. Açelyaya döndüm. Evet anlamında başını salladı. Tekrar Özgüre döndüm ve gülümseyerek ayağa kalktım. Dans eden kişilerin yanına doğru geçip dans etmeye başladık.
"Özlemişim sizi ya uzun zaman oldu görüşmeyeli." dedi. Evet gerçekten uzun zaman olmuştu.
"Aynen. Yaklaşık 3-4 yıl oluyor."
"Ee neler değişti görüşmeyeli."
"Aslında fazla değişen bişey yok sadece büyüdük. "
![](https://img.wattpad.com/cover/76790303-288-k683830.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~İMKANSIZ~
FanfictionBirbirini kırarak ve inciterek tanıyan ve zamanla birbirine yaklaşan tabi bu zaman içinde birbirini paramparça edenlerin hikayesi! Eminim bu kitapta kendinizden bir parça bulacaksınız. HADİ OKUYUN BAKALIM ;)