♧ 15 ♧

7.5K 696 182
                                    

" Asla asla buna izin vermem."

" Baba!"

" Bu kişi büyükannenin torunu bile olsa.. Kim olursa olsun ya!! Oğlumun bir erkekle evlenmesine ölürüm de izin vermem."

" Ama baba.."

" Aklınıza nasıl yatıyor böyle bir şey. Sırf birisi çok istiyor diye bunu kabul etmemi nasıl beklersiniz?! Benim bir gururum, onurum var. Ve KyungSoo sen benim gururumdun. Her şeyinle her zaman gurur duydum. Şimdi nefret ettiğim bir şeyi onaylamamı benden nasıl istersin?! Nasıl buna ihtimal verirsin?! Buna inanamıyorum! ! Buna inanamıyorum! ! Aklımı oynatacağım. Sen benim oğlumsun. Seni çok zor büyüttük biz. Abin gibi  değildin sen. Her şeyinle zor bir çocuktun. Doğumun bile zor oldu senin. Neredeyse ölüyordun. Doğduğunda bile doktorlar çok yaşamaz dedi. Ama biz seni dua ede ede büyüttük. Yaşaman için gitmediğim tapınak, mabed kalmadı. İşten ayrıldım seni hastaneye  düzenli götürmek için. Bu kadar zordun sen ve bir o kadar da değerliydin. Şimdi benim sözümü geçerek bu saçma şeyi yapacak mısın  yani? Hem de ne için! ? Zaten zengin ve her istediğini elde edebilen o zenginlere bir istediğini daha verebilmek için mi? Senin hiç mi onurun yok!? Kendin için değilse  de bari benim şu başımdaki ağarmış saçlarımın hatırına yapma KyungSoo. Bak istersen bu yaşta kendi evladımın ayaklarına kapanıp yalvarırım. Yeter ki yapma. O lanet yasaların bu evliliği yasal kılması bu saçmalığı makul yapmaz benim gözümde. Yapma KyungSoo."

" Baba lütfen dinle.."

" İlle de yapmak istiyorsan bana bir daha baba deme!"

" Efendim. ."

" Jongin sen hiç karışma bu işe! Zaten sen ve büyükannen soktunuz oğlumun kafasına bu saçmalıkları. Son sözüm budur KyungSoo. İşte ben, işte Jongin ve orada da kapı. Karar senin. Bu evliliği bütün dünya değilse de bu ülke duyar. Benim bir itibarım var. Bir daha açamam ben bu dükkanı. İnsanların yüzüne nasıl bakarım? Komşular, tanıdıklar, akrabalar herkes senin bir erkekle evlendiğini her gün gelip yüzüme vuracaklar. Ölçüsüz sözler söyleyecekler. Senin g.t veren olduğunu söyleyecekler. Or.pu muamalesi yapan bile olacak.  Bunları sen kaldırabilecek misin? Okulda arkandan bunları konuşacaklar dayanabilecek misin? Hangi birini duymazdan geleceksin? Onların parası çok, duymazlar. Ama tüm bu saçmalıklar bittiğinde sen hayatına kaldığın yerden devam edebilecek misin? Hangi kız seninle evlenir ki bu adamdan boşandıktan sonra? O elini sallasa ellisi. Sen kendi sınırlarını bilmiyor musun evladım? Bu ülke başına yargıç kesilir, bakma özgürlük gibi bilmiş laflar ettiklerine. Hepsi laf. Her şey lafta. Dillere düşersin. Yıllar geçse bile seni konuşurlar. Ben burada en çok seni düşünüyorum oğlum. Daha gençsin, tecrübesizsin, insanları yeterince tanımıyorsun, iyi niyetinin farkındayım ama olmaz oğlum, izin veremem. Özgürlükse  herkes kendi hayatında yaşasın özgürlüğünü ama bana ve evlatlarıma bulaşmasınlar, bulaştırmasınlar. Sen de o özgürlük zırvalıklarına gireceksen git ne halin varsa gör. Git kimi mutlu etmek istiyorsan et. Geride yıkık bir baba bırakabileceksen git. Ben kaldıramam bunu KyungSoo,  kaldırımam. Şimdi bile ciğerlerim yanıyor. Baba olmadan bilemezsiniz. Bu işe  kalkışırsanız da asla baba olamazsınız, asla beni anlayamazsın.
Amerika'da serbestse banane. Sen benim evladımsın. Onların ekonomisi b.k gibi. Bir de bizim ekonomiye bak. Bu işi yasal yapınca Amerika gibi mi olacağız, saçmalık! Bu yıl ki vergiyi sen kendin yatırdın gördün. Faturalar elinden geçiyor, her gün, her ay görüyorsun. Bu zenginler parayı elinde oyuncak etmiş olabilir. Ama biz hala her ay bir köşeye para biriktirerek biraz daha büyük bir yer aramanın derdindeyiz. Onlar bizi anlayamaz KyungSoo. Onlardan gelecek tek kuruşu da kabul etmem. Sen de kabul edersen benim evladım değilsin. Haydi kararını ver. Ya onlar ya ben. Fena oluyorum. Bana tansiyon ilacımı getirin. MinSoo bana tansiyon ilacımı getir."

KyungSoo yaşlı gözleri ile babasını düşmekten son anda kurtarıp kanepeye oturttu. Başı önünde hala aynı şekilde duran Jongin'e bir bakış atıp mutfağa koştu. Annesi tansiyon ilacı ile dönerken o da bir bardak su aldı. Babasına ilacını verip odasında yatağına yatırdılar. Yer yer ağarmış saçları ile gözlerini tavana diken babasına endişe ile baktı KyungSoo. Ellerini tutacak oldu ama ellerini sertçe çekmişti babası. Annesine baktığında ise onun da kendisi kadar endişeli olduğunu gördü.
Annesinin onu odadan çıkarması ile kapıda bir süre kaldı. Başını kapıya yaslayıp derin derin iç çekti. Aklına Jongin geldiğinde dengesini korumak için duvarlara tutunarak salona döndü. Jongin hâlâ başı önünde aynı yerde diz çökmüş duruyordu. Yaklaşıp onu yerden kaldırdı.

" Özür dilerim. Tepki göstereceğini biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Duymak zorunda kaldıkların için özür dilerim."

Jongin elini ondan yana hafifçe kaldırıp sözünü kesti.

" Burada özür dilemesi gereken kişi benim. Baban sonuna kadar haklıydı. Fazlası yok eksiği var. İnsanlar paramızdan dolayı bizim yüzümüze her zaman gülümsüyorlar ama bu şey olursa, sen ve ailen gerçekten zor durumda kalabilirsiniz. Ve ben seni ne kadar koruyabilirim bilmiyorum. Büyükannemi mutlu etmek adına babanı kırgın bırakamayız. Büyükannem seni sürekli değilse de zaman zaman görse de olur. Ben de yanında biraz daha fazla bulunurum onun. Ama bu şey olursa baban her gün bizim yüzümüzden istemediği bir durumla yüzleşmek zorunda kalacak. Buna hakkımız yok. Sonuçta birbirimize gerçekten o türlü hisler besliyor değiliz. Öyle olsaydı elimden geleni yapardım. Ama Kyungin'in ısrarı için de sizi riske atamam. Şimdi bile vicdan azabından kahroluyorum. Hastanede onu kaybetme korkusuyla senden evlenmeyi isterken işin bu kısımlarını hiç düşünmemiştim. Sen ve ailen gerçekten iyi ve güzel insanlarsınız. Bu isteğimiz gerçekten bencilce. Özür dilerim KyungSoo. Çok çok özür dilerim. Babanın karşısına bir daha çıkabilir miyim bilmiyorum. Seninle hala arkadaş kalabilir miyiz , bunu ister misin bilmiyorum. Ama senin gibi birisiyle tanıştığım için şanslı hissediyorum ve mutluyum. Bir isteğin, ihtiyacın durumun ne olursa olsun beni aramaktan çekinme. Senin gibi bir arkadaşa seve seve yardımcı olurum."

KyungSoo üzerinde söyleyemediği sözlerin ağırlığı ile diğerini sessizce gönderirken arabasının ağır ağır sokaklarında gözden kayboluşunu izledi.

" Acaba .."

Kaldırıma oturup sokağın uzak köşesinden dönen aracın son görüntüsüne baktı.

" Acaba o türlü olsaydık senin için savaşabilir miydim?"

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~~

Zaaaaaaaaaaaa-imnida 😈

Size demiştim ki o kadar kolay olmayacak😈
Ama olacak 😆

Sezen ajhummanın bir şarkısı geldi aklıma
Kolay olmayacak elbet üzüleceğim 
Mutlaka bir iz bırakacak 
Belkide çocuk gibi sana küseceğim 
Seneler sonra utanarak 

O sevgiler ki yoktular onlar ümitlerimizdi 

Ayrıldığımızı unut yalnızlıklar zaten yalan 
Unut benide her yalan gibi unut

1 Nisanda zamanlarında çok ağladım bu şarkı ile 😢
Öyle de bir hatırası var😖
Hesabını veremezsin $M 😠
hesabını veremezsin göz yaşlarımızın, baş ağrılarımızın😬

Babaya anlayış gösterin ve küfretmeyin😑
Bu baba toplumun ciddi bir kesiminin temsilidir, yani tip mi oluyordu😞
Sanırım hikayecilikte buna tip deniyordu
Bir KaDi şipır olarak ben de hemen evlensinler sevişsinler istiyorum ama bazı engelleri de hatırlatmakta lüzum görüyorum. Kaç yüz kere dedim bilmiyorum ama tekrar milyon kere de olsa iyidir :")
Gerçek KaDi'nin sevgisine engel çok olduğundan hikayelerimde de buna mutlaka değiniyorum

Let Me Be Your Hero
Fic.i çok tatlu oldu
Umarım finale kadar da tatlu olur
Gelenlerle orada da görüşürüz

Yeni bölümlerde görüşmek üzere 😉
Jane minna 😊
🌹 Kadi ile Jagiya kalınız Ridırs 🌹
💕🐻🐧 💕

We Got MarriedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin