We Got Married

♧ 1 ♧

" Bir son dakika gelişmesi için yayınımıza ara veriyoruz izleyenler.
Bir süredir beklenen, dikkatleri Kore meclisine çeviren torba yasa nihayet onaydan geçti.
Güzel ülkemizin daha demokratik ve özgürlükçü olmasını sağlayacak olan bu yasaya göre eşcinsel evlilikler artık yasal hale gelecek.
Başkan Park'ın açıklamasına göre ülkemiz günden güne büyüyen global bir cazibe merkezi olduğundan özgürlüklerde yasal genişletilme olmalı.
Dünyanın şuan bulunduğu noktada topraklarımızdaki insanlara tercihleri konusunda sınırlamalar bulundurmak güzel ülkemizin barış ilkesine uygun düşmemektedir.
Başkan Park'a oğlunun böyle bir evlilik gerçekleştirmek istese onaylayıp onaylamayacağına dair yöneltilen soruya , oğlunun zaten bir kadınla evli olduğu cevabını vererek konuşmasını sonladırdı.
Torba yasa ile vize uygulamaları, aile ve boşanma hukukuna dair de düzenlemeler getirildi.
Ayrıca bu yasa ile eşcinsel çiftler gerekli koşulları sağladıkları takdirde çocuk sahibi olabilecekler.
Sıradaki haberimiz dışişleri bakanımızın Almanya ziyareti.."

Elini tezgahtaki küçük pembe havlusu ile kuruluyıp kısa bir kumanda arayışının ardından yayını değiştirdi.

" Neden değiştirdin?"

" Aman ne gereği var!
Hep can sıkıcı şeyler. "

" Vay be! Eşcinsel evliliği resmen onayladılar."

" Sanki ülkenin tek derdi eşcinsellerin evliliği. Evlenseler nolur, evlenmeseler nolur!?"

" Annen yaşıyor olsaydı aynen şöyle derdi:
'Başımıza taş yağacak taş. '"

" Aynen. Yağar mı yağar!
Ne günlere kaldık.
Vergiler konusunda konuşmaktan kaçınıyorlar.
Kazancımın yarısını vergiye veriyorum.
Ama boş beleş konular için yasal düzenlemeye kadar gidiyorlar.
Şimdi izin de geldi ya ortalık bunlarla dolar."

" Çorbanın piştiği yeter.
Az yorum yap. Müşteriler seni duyacak."

" Aman duyarsa duysunlar. Özgürlükse bu da özgürlük."

Kapıdaki küçük çanın çınlaması ile hazırlanan sipariş paketlerini masaya bıraktı.

" Ben geldim. Ve gidiyorum. "

" KyungSoo şu dağıtımı da yap.
42. Caddedeki ofise. Adres üzerinde yazılı."

" Baba dersim var. Dağıtımdan yeni geldim.
Ancak yetişirim."

" Hadi be oğlum.
Dükkan yoğun, anneni tek bırakamam."

" Abim nerede? O gitsin."

"Beni onunla uğraştırma sen götür işte."

" Baba ders diyorum ya.
Yetişemiyorsak eleman alalım, en azından yarı zamanlı bir eleman alalım. Ya da dağıtımcı."

" Hadi Kyungie hadi.
Babana daha fazla nazlanma."

" Üfff anne üfff..
Dersten kalırsam ve bursum kesilirse.."

Kadın söylenen gencin yanaklarını sıkarak eline paketleri tutuşturdu.

"Hadi bebeğim. Bunlar son. Sana güveniyorum. Sen halledersin."