♧ 38 ♧

8.4K 607 323
                                    

Kolundaki ağırlıkla gözlerini araladığında açık bıraktığı pencereden dolan sabah serinliği ile titredi. Uyuşan kolunu biraz kımıldatması ile karıncalanan kolunun uyuşukluğunu bütün vücudunda hissetti. Koluna yaslı başı yavaşça yastığa kaydırdığında, yaslandığı kolunu elleri ile de sıkıca tutmuş olduğunu gördü. Parmakları bir bir çözüp diğerini uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalktı, örtüyü göğsüne kadar çekip şakağından usulca  öptü. Odanın kilitli kapısını  açıp tekrar sessizce kapattı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa yöneldi. Annesi çoktan uyanmış kahvaltı masasını donatmakla meşguldü. Annesine yaklaşıp yanağından öptü.

" Sen git kocanı öp. "

" Anneee!!"

" Geldiğinden beri ilk defa öpüyorsun, o da kocan burada kaldı diye keyfinden değil mi?"

KyungSoo annesine şaşkınlıkla bakarken ciddi olup olmadığından emin olamıyordu.

" Ne alakası var anne? Ben geleli kaç gün oldu ki?"

" Demekki anneni hiç özlememişsin. Tabi biz Jongin değiliz. "

" Anne ciddi misin? Jongin'i mi kıskanıyorsun?"

Annesi elindeki malzemeleri doğrama tahtasında sertçe bıçaktan geçirirken söylendi.

" Ne kıskanacağım canım?  Kocan değil mi?"

KyungSoo gözlerini kısarak annesine bakarken elindeki malzemleri alıp kendi önüne çekerek doğrama işini devraldı.

" Hani Jongin'i kıskanmazdın ha? Noldu?
Hem senin iki oğlun üç evladın var ama benim bir kocam, bir Jongin'im var."

" İki oğlum üç evladım olsa bile KyungSoo'm bir tane."

" Anne dün Jongin'le beni aynı odada kalmaya ikna eden sendin. Nakışlı uzun yastığını bile verdin bize."

Kadın KyungSoo'nun poposuna vurup söylendi.

" Sen anneye laf mı yetiştiriyorsun? Damadımı bahane ederek senden ilgi bekliyorum. Ne var iki hoş söz söylesen? Seni de seviyorum annem desen! Yok hemen laf yetiştirmeler, beş beş cevap vermeler, sözlerimi bana hatırlatmalar. Senin olsun kocan."

KyungSoo, bezi tezgaha çarpıp giden annesinin arkasından kendi kendine mırıldandı.

'Benim kocam, benim zaten.'

Hazırladıklarını masaya yerleştirirken babası mutfağa girince sordu.

" Baba annemin neyi var?"

Babası masanın başında uykulu gözlerini ovuştururken söylendi.

" Bir şeyi yok."

" Durduk yere söyleniyor. Canı bir şeye mi sıkılmış?"

" Ha o mesele mi?"

" Ne meselesi?"

" Boşver. Kadınsal meseleler. "

KyungSoo babasının karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu.

" Kötü bir şey yok değil mi?"

We Got MarriedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin