Taksiden iner inmez bulanık görüşü ile tökezlese de koşmaya devam etti. Yoğun bakım ünitesinin kapısında yere çökmüş Jongin'i görünce hızla ona koştu. Jongin onun geldiğini farkedince ayağa kalktı.
" Senin ne işin var burada? Nerden öğrendin?"
" Jongin o iyi mi? Büyükanne nasıl? "
Jongin titreyen adımlarıyla KyungSoo'yu sandalyelere yönlendirdi.
" Doktor henüz bir şey söylemedi. Aniden telefon alınca koştum. Geleli yarım saat oldu. Kafayı yiyeceğim. Hâlâ içerden çıkmadılar."
" Her şey yolunda gibiydi. Sanki iyileşiyordu. Benim yüzünden. En başından beri benim hatam."
Jongin hırsla saçlarını çekiştiren gencin ellerini kavrayıp durdu.
" Şunu söylemeyi kes artık. Olacağı varmış olmuş."
" Özür dilerim."
" Özür dilemeyi de kes."
KyungSoo Jongin'in ellerinden kurtulup başını geriye yasladı. Yanaklarından süzülenler çenesinden boynuna oradan da tişörtüne doğru yol alıyordu.
" Ağlamayı da kes. Ağlamanı istemiyorum."
Başını sağına çevirdiğinde onun da kendisi gibi başını geriye yaslamış ve süzülen yaşlarla gözlerini kapatmış olduğunu görünce koluna bir fiske vurdu.
" Bana diyene de bakın."
Jongin gözlerini açıp da kendisini izleyen yaşlı gözlere denk geldiğinde titreyen çenesi ile kendini daha fazla tutamayıp serbest bıraktığı hıçkırıkları hastanenin ilaç kokulu boş koridorunda yankılanıyordu. KyungSoo onu kendine çekip başını göğsüne yasladı, kollarını omuzlarına sardı.
" O kurtulacak ve her şey iyi olacak."
Jongin hıçkırıklarının arasında konuştu.
" Hani sen demiştin: O gidince çocukluğum da gitti, hayatımda büyük bir boşluk oluştu.
Şuan bu sözlerini çok iyi anlıyorum KyungSoo. Kalbimde tarif edemeyeceğim bir boşluk var. Çok korkuyorum. Bizi bırakıp gitmesinden çok korkuyorum. Günlerdir evdeki yokluğu o kadar belli ki. Sürekli peşimde dolanıp bir şeylere söylenir, dinlemediğim bir sürü şey anlatırdı. Onu bir yerlere götürmemi isterdi. Şirketteki genel toplantılarda yanında olmamı isterdi. Babam ona kızıp söylendiği zaman gözlerimin içine bakar benden destek beklerdi. Ben kendimi bildim bileli o bizimle. Annemden de öte. Şimdi bunların hepsi hayatımdan söküp alınıyor. Canım yanıyor KyungSoo. İçim lime lime parçalanıyor. Lanet olsun ki beklemekten başka elimden hiçbir şey gelmiyor."KyungSoo tişörtünün eteklerini sıkıca tutup hıçkırarak ağlayan gencin saçlarını okşarken kendi hıçkırıklarını tutmak için dudaklarını ısırdı. Derince yutkunup, soluklandı.
" Sen demiştin o inatçıdır. Kurtulur. Ben inanıyorum o kurtulacak ve yine etrafımızda evlenmemizden falan bile bahsedecek. Her şey iyi olacak Jongin."
" Yeterki kurtulsun. Ne isterse yaparım. Yeterki yaşasın."
Jongin'in saçlarında gezinen elleri durdu. Her şeyi yapabilir miydi ki?! Yoksa bu sözler sadece yürek acısından mıydı?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Got Married
FanfictionKyungSoo sipariş dağıtımı yaptığı bir seferde yaşlı bir kadına yardım etmesi ile bir anda kendini ünlü iş kadını Kim Kyungin'in torunu Jongin ile evli bulur. ♡ All my love dreams for KaDi ♡ 《Tüm hakları The United KaDi State vatandaşı Soo Sesi'ne...